Hasan Akçap

Bu çocuklar hepimizin

Hasan Akçap

Uzun bir yaz tatilini geride bıraktık. Yeni eğitim ve öğretim yılına hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor. Bu günlerde bazı evlerde bir taraftan heyecan diğer taraftan endişe hâkim.

 

Birinci sınıf hiç şüphesiz okul hayatının en hassas yılı. Veliler okul ve öğretmen seçimi yapma yarışındalar. Haksız da sayılmazlar elbet. İlk kez okul ve öğretmen kavramlarıyla tanışacak yavrularının okul hayatına iyi bir başlangıç yapmalarını istiyorlar.

 

Peki sistem nasıl işliyor? Devlet okullarında ilk ve ortaokullarda adrese dayalı kayıt sistemi var. Yani nüfusa kayıtlı ikamet adresiniz hangi okula tutuyorsa o okula kayıt olmak zorundasınız. Veli “şu okul güzel, bu okul daha iyi” gibi bir seçim yapma lüksüne sahip değil. Okul idareleri de aynı şekilde öğrenci seçme lüksüne sahip olmadıkları gibi, adres kayıt sistemindeki tüm öğrencileri okula kayıt yapma zorunluluğundalar. Okul kontenjanı ne kadar dolarsa dolsun öğrenci kabul etmeme gibi bir seçenekleri yok. Öğretmen konusunda da durum farklı değil. Devlet okullarında veliler devlet hastanelerinde doktor seçtikleri gibi öğretmen seçemiyorlar ne yazık ki. “Şu öğretmen iyi, bu öğretmen kötü” gibi bir tercih imkânı yok. Öğretmenler de öğrenci seçemezler. Okul idareleri kayıt yaptıkları öğrencilerin içinden seçim yaparak özel sınıflar oluşturamazlar. Bu yasak ve cezası var.

 

Özel okullarda durum biraz farklı. Çocuğunu özel okulda okutma durumu olanlar beklentilerini yüksek tutabilirler. Sonuçta ücret karşılığında eğitim hizmeti satın alınıyor. Veli okul ve öğretmen seçme lüksüne sahip. Eğitim kadrosu, proje ve etkinlikleri en iyi olan okulları seçebilir.

 

Bu haksızlık değil mi? diye sorabilir insan. Parası olan çocuğunu en iyi okullarda okutabiliyor, parası olmayan devlet okullarında. Aslında bu normal bir yaklaşım. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki çalışkan öğrencilere özel okullar burs imkânı sağlıyor. Çaba gösteren her öğrenci daha iyi olanaklarda eğitim alabiliyor. Diğer taraftan artık devlet okullarımız da oldukça iyi durumda. Fiziki olanaklar eskisi gibi değil. Okullar oldukça donanımlı; dersliklerde akıllı tahtalar var, atölyeler, laboratuvarlar, kütüphaneler, bilgisayar sınıfları mevcut. Üstelik özel veya devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin tümü devlete bağlı üniversitelerden mezun olan öğretmenlerdir.

 

Bu nedenle velilerimiz çocuklarını okula kaydederken okul yönetimlerini çok fazla sıkıştırmamalılar. Yanlış yaklaşımlar varsa üst makamlara bildirme hakları var. Ancak yukarıda belirttiğimiz kurallar ve haklar tüm vatandaşlar için geçerli. “Adresim tutmuyor ama falanca yerdeki okul çok iyi, filanca öğretmen çok iyi” diyerek şartlarını zorlayanlar kendi çocuklarını düşünmek adına çaba sarf ettiklerini düşünebilirler. Ama şunu da unutmamak lazım ki tüm çocuklar bizim. Biz daha fazlasını arzularken başkalarının haklarını gasp ediyorsak, başkalarının önüne geçiyorsak bunun adı bencillik ve hak yemek olur. Buna çok dikkat etmek gerek. Toplumumuzda yaygın olan bencillik ve kurnazlık davranışlarından kaçınmamız gerekir. Kul hakkına riayet etmemiz gerekir. Hakkımızı arayalım ama bunu başkalarının haklarını çiğnememeye özen göstererek yapalım.

 

Okul öncesine başlayacak pıtırcıklar, ilkokula başlayacak minimini birler, ortaokula başlayacak çılgın beşler ve liseye başlayacak utangaç dokuzlar, sağlık, mutluluk ve başarılar daima sizlerle olsun. Velilerimize de sağlık ve sabır diliyoruz. Bu devirde çocuk büyütmek ve eğitmek kolay değil. Güzel ahlaklı ve donanımlı bireyler yetiştirmek için toplum olarak hepimiz birlikte hareket edelim. Unutmayalım, bu çocuklar hepimizin.

Yazarın Diğer Yazıları