Hasan Akçap

İletişimin Gücü

Hasan Akçap

Avukat Çetin Korkmaz Bey çakır gözlü, sert bakışlı, güçlü bir hukukçuydu. Son model cipiyle lüks bir restoranın kapısının önünde durdu. Valeye "gel anahtarı al" bakışı fırlattı. İki çocuğu ve eşiyle birlikte arabadan inip restoranın on adımlık basamaklarından çıktılar, kapıya doğru yaklaştılar. Kapıda duran şık giyimli güvenlik görevlisine gözleriyle selam verdi. İçeri girdiklerinde şef garson diğer garsonlara gözleriyle "öyle dikilmeyin, çabuk yer gösterin" anlamına gelen bir bakış attı. Kendileri için ayrılan gösterişli bir masa yönlendirildiler. Sandalyeleri altlarına sürüldü. Az sonra ciltli menü listeleri önlerine konuldu. Çetin Bey şefe gözlerini kısarak "siparişlerimizi alın artık" anlamına gelen sert bir bakış gönderdi. Çocukları meraklı bakışlarla babalarının gözlerine baktı. Şef,"talimatı aldım efendim" anlamında iki gözünü hafifçe kapatıp açtı ve yanlarına koştu. Çetin Beyin işaret parmağıyla gösterdiği yiyecek ve içeceklerin siparişi alınmış oldu. Şef gözleriyle garsonları harekete geçirdi. Kısa bir koşuşturma yaşandı. Restoranda derinden gelen klasik müziğin akışını bozan hiçbir ses yoktu. Az sonra şef bakışlarıyla garsonları diğer masalara yönlendiriyor, ağır davranan garsonlara kaşlarını çatarak "sallanmayın" ikazı yapıyordu. İşler büyük bir uyum içinde yürüyor, müşteriler memnun bir şekilde yemeklerini yiyorlardı. Yemekler yendikten sonra eşi tatlı bir gülümsemeyle Çetin Beye baktı. Çetin Bey tek gözünü kırparak"hesabı getir" komutunu gönderdi şefe. Sanki onun muhatabı diğer garson ve komiler değil de en üst düzey yönetici konumundaki şık giyimli şefti. Masanın üstüne konulan deri kaplı defterin içine kredi kartını ve bir miktar nakit parayı bahşiş olarak koydu. Çıkarken girdikleri gibi bakışlarla yolcu edildiler. Valeye "neden hala arabam hazır değil" anlamındaki tatlı sert bakışı arabanın birkaç saniye içinde önlerinde hazır olmasına yetmişti. Daimi müşterisi olduğu restoranın sahibi ve çalışanları Çetin Beyin dışarıda konuşmayı pek sevmeyen ancak kariyerinde çok başarılı ve çok saygın biri olduğunu bilirlerdi. Çevresi tarafından çok sevilen ağır başlı, ciddi bir insandı.

 

İLETİŞİMDE BEDEN DİLİ

Amerikalı ünlü davranış bilimci ve iletişim uzmanı Paul Ekman yalan söyleyen insanların bu konuda kendilerini sürekli geliştirdiklerini ve profesyonel hale geldiklerini söyler. Profesyonel yalancıların yalanlarını ise ancak iletişim uzmanlarının tespit edebileceğini belirtir. Bunu yapabilmek için ise profesyonel yalancıların beden hareketlerine ve göz temaslarına bakılırmış.  Keşke insanlar profesyonel yalancı olmak yerine profesyonel doğrucu olmaya çalışsalar da böyle şeylere hiç gerek kalmasa.

 

İletişim ve beden dili konusunda sayısız kaynak bulabilirsiniz. Hepsinde de ortak ifade edilen şey; konuşma eyleminin iletişimin sadece yüzde onunu, geriye kalan kısmının ise beden dilinden ibaret olduğu şeklindedir. Beden dili her ne kadar oturma pozisyonu, el ve kol hareketleri, yüz mimikleri, ses tonu gibi vücut hareketleriyle ifade edilse de en güçlü iletişim enstrümanının göz olduğunu vurgulamak gerekir.

 

Göz Teması

Avukat Çetin Bey mahkemede her ne kadar konuşma ağırlıklı bir iletişim içinde olsa da normal hayatında mimiklerini, daha doğrusu gözlerini etkin bir şekilde kullanan biri. Öyle ki gittiği restoran çalışanlarıyla neredeyse hiç konuşmadan iletişim kurabilmekte ve hatta onlara bile bu davranış biçimini kabullendirmiş durumda.

 

Peki bizler günlük yaşantımızda gözlerimizin değerinin farkında mıyız? Çevremizdeki insanların gözlerine bakarak onların karakter özellikleri hakkında bir yargıya varabilir miyiz? İçe dönük insanların göz temasının ne kadar zayıf olduğunu, başkalarına ne kadar sönük baktıklarını, dışa dönük insanların ise bakışlarının ne kadar canlı olduğunu görebilirsiniz. Çünkü gözler insanların duygu ve düşüncelerini dışarı yansıtan aynalardır.Sizin aleyhinizde konuşan birinin gözlerinizin içine bakmakta zorluk çektiğini, konuşurken sürekli gözlerini kaçırmaya çalıştığını görebilirsiniz. Ama size karşı son derece dürüst ve açık bir insanın gözlerinizin içine net bir şekilde baktığını ve bakışlarını kaçırmadığını fark edersiniz. İnsanların mutluluklarını, üzüntülerini gözlerinden rahatlıkla anlayabildiğiniz gibi, sorunları olan insanların bakışlarındaki dalgınlığı fark etmeniz hiç de zor değildir. Duygu ve düşüncelerini başkalarından saklamak için dahi gözlerini kullanır insanlar. Farklı farklı maskeler görürsünüz gözlere takılan. Bazen en tehlikeli planlar, en korkunç duygular bazen de en ince hisler, en derin aşklar göz temasında saklıdır.

 

Neden Olmasın?

İletişimin temellerine baktığınızda insanların aslında tek ırk olduğunu düşünürsünüz. Dünyanın neresine giderseniz gidin beden dili ve mimiklerin daima ön planda olduğunu fark edebilirsiniz.

 

Önceki yazılarımızda yabancı dil öğreniminin gerek ülkemizde gerekse diğer dünya ülkelerinde büyük bir sorun olduğundan bahsetmiştik. Yabancı dil öğrenmek için sürekli olarak harcanan emek, zaman ve para gibi kaynaklardan bahsetmiştik. Oysa uluslararası geçerliliği olan bir dil var. Konuşma engellilerin kullandıkları işaret dili. Konuşma engeli olmayan insanların bile rahatlıkla öğrenebileceği ve iletişimde kullanabilecekleri işaret dili bu anlamda önemli bir çözüm olarak önümüzde durmaktadır. Üstelik daha az emek, daha az zaman ve daha az para ile öğrenilebilen bu dil dünya çapında ortak dil ilan edilmelidir.

 

İletişim hepimiz için gereklidir. Çevremizde yaşayan her canlı iletişime muhtaçtır. İletişimin gücünü bilen ve bu gücü kullanabilen insanlar hangi alanda olurlarsa olsunlar büyük başarılara imza atabilirler.

Yazarın Diğer Yazıları