Nimetullah Arvas

'HAZIR OL CENGE, EĞER İSTER İSEN SULH-Ü SALÂH'

Nimetullah Arvas

Vatan savunması dini ve milli görevlerimizdendir. Vatanı korumak, sevmek, gerektiğinde vatana taarruz edenlerle savaşmaktan ve şehiden ölmekten hiçbir Müslüman’ın kaçınmaması gerekir. Vatan, Müslümanlar için vazgeçemeyecekleri mukaddes değerlerdendir. Namus, bağımsızlık, şeref ve hür bir şekilde inanç ve ibadetlerini yaşamak vatan sayesinde muhafaza edilir. Bundan dolayı Müslüman, vatanı için her türlü fedakârlığa katlanır. Dinimiz hiçbir sebep yokken savaşmayı hoş karşılamamıştır. Peygamber asrından günümüze kadar ecdadımız saldırıyı değil savunmayı esas almıştır. Vatana saldırı olduğunda da topyekûn cihadı emretmiştir. Cihad, toprakları zapt etmek, memleketleri sömürge haline getirmek, onların elindeki yer üstü ve yer altı kaynakları almak için değildir.Cihad, yeryüzünü fesada uğratmak, denge ve düzeni bozmak, başkasının vatan ve memleketlerine zarar vermek niyetini taşıyanlara karşı yeri ve zamanı gelince kaçınılmaz olur.

Vatan savunması için her zaman her an hazırlıklı olmak gerekir. Bu, barış için gereklidir. Bu nedenle yazımızın başlığı olarak ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh’ sözünü seçtik. Barış içinde yaşamak isteyen savaşa hazır olmalıdır. Bilhassa dinimizi kolaylıkla yaşayabilmek için vatanımızı var gücümüzle koruyacak halde olmamız gerekir. Pakistan’ın milli şairi Muhammed İkbal ‘Güçsüz din felsefeden ibarettir’ tespitinde bulunmuştur. Savaşa hazır olmak gerekli ve herşeyi hazır bulundurmalıdır. Yüce ve mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim’de, Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir.(Enfal 60) buyurmaktadır.

İslamiyet’e göre savaşma gücüne sahip olmak, savaş için hazırlanmak, dinleri başka da olsa insanları öldürmek değildir. Bilakis bu güç ile hangi dinden olursa olsun insanları başkaları tarafından zarar vermesinden korumaktır. Zamana göre en etkili silahlar edinmek, hazırlamak, geliştirmek, askeri araç gereçleri hazır bulundurmak, savaşanların eğitimini gerektiği şekilde yaptırmak, morallerini yüksek tutmak zafer için gerekli bütün sebeplere yapışmak müminlere bir görev olarak tevdi edilmiştir. Allah’u Teâla yeryüzüne düzen verme, mazlum insanlara yardım etme, fakr-u zaruret içerisinde olanlara yardım elini uzatmayı müminlere emretmiştir. Buna Nizamı âlem denir. Kuran -ı Kerim’de bu husus şu ayet ile tarif edilmiştir. Size ne oldu da Allah yolunda ve “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!” diyen çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz? (Nisa 75) buyrulmuştur.

Kâfirler ise batıl inançları, düşünceleri ve kötü emelleri uğrunda savaşırlar. Bir önceki ayetin devamı olan şu ayet ise inanan ve inanmayan arasındaki mücadele maksadını ifade eder.

İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise bâtıl dava uğrunda savaşırlar. Şu halde şeytanın dostlarına karşı savaşın. Şüphe yok ki şeytanın planı (tuzağı) daima zayıftır. (Nisa 76)

Dikkat edilirse bu ayetlerden özetle; İ’lay-ı Kelimetullah için şu iki maksattan bahsedilebilir.

1-Allah’u Teala’nın rızasına kavuşmak.

2-Yeryüzünde zulmü engelleyip insanların hür bir şekilde hayat haklarına sahip olmalarını temin etmek.

Hiç unutmamak gerekir ki Allah rızası için yapılan bir şeyin sonucu, yararı yine insanlara dönecektir. Kâfirlerin önderlerine tağut ve şeytanlar denir. Bunların savaşma amaçları yeryüzünde fitne ve fesat için uğraşan zalim ve kâfir emperyalistlerdir.

Onların maksadı bin yıl İslamiyet’e bayraktarlık yapmış mübarek ecdadımızın bize miras olarak bıraktığı evliya yurdu şüheda burcu şehit kanlarıyla şerbetli vatanımızı çeşitli entrikalarla bölmek, zayıf düşürmek, parçalamak ve sömürge haline getirmektir.

Şanlı Peygamberimizin asrında Medine’de yaşayan münafıklar, müşrik ve kâfirlere yardım ve yataklık yapmak üzere zararlı bir yapı yaptılar. Bunun adına da mescid dediler. Efendimizi de orada namaz kılmak için davet ettiler. Peygamber Efendimiz Tebük seferi hazırlığı içerisindeydi. Onlara dönüşte sözde mescid yaptıkları yere geleceğini söylese de Allah’u Teala buna müsaade etmedi. Yüce ve mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim’de, Bir de şunlar var ki, zararlı eylemler gerçekleştirmek, inkârcılıklarını pekiştirmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resulüne savaş açmış kişi lehine fırsat kollamak üzere bir mescid yapmışlardır. “Amacımız sadece iyi bir şey yapmaktı” diye de yemin edecekler. Allah şahit, onlar kesinkes yalancıdırlar.(Nisa 107)

Orada asla namaza durma! Daha ilk günden takvâ temeli üzerine kurulan mescid ise namaz kılman için elbette daha uygundur; burada gerçekten arınmak isteyen adamlar vardır. Allah da arınmaya çalışanları sever.(Nisa 108) buyrulmuştur.

Binasını Allah’a saygı ve O’nun hoşnutluğunu kazanma temeli üzerine kuran mı daha iyidir yoksa binasını kaymak üzere olan bir uçurumun kenarına kurarak onunla birlikte cehennem ateşine yuvarlanan mı? Allah hakkı çiğneyenleri doğru yola iletmez.(Nisa 109) buyrulmuştur.

Onların kurduğu bina, yürekleri paramparça olmadığı (yaşadıkları) sürece içlerinde bir huzursuzluk kaynağı olmaya devam edecektir. Allah her şeyi bilmekte ve hikmetle yönetmektedir.(Nisa 110)

Bu ayeti kerimeler zararlı eylemler planlayan, örgütsel faaliyetlerde bulunan, müminler arasında tefrika çıkartmak, inkârcılığı yaymak gibi zararlı faaliyetlerde bulunanlara dikkat etmek gerekmektedir. Müminlere çok uyanık ve dikkatli olmaları emredilmiştir.

Özellikle herkes ve her kesimin Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda ve 15 Temmuz’da olduğu gibi birlik beraberlik içerisinde olmalı milli şairimizin dediği gibi;

‘TOPLU VURDUKÇA YÜREKLER ONU TOP SİNDİREMEZ.’

Yüce Allah şehadet şerbetini içen şehitlerimize rahmet, gazilerimize acil şifalar ihsan etsin.Şanlı ordumuzu ve güvenlik güçlerimizi mansur ve muzaffer eylesin. Amin.

Allah’ın selamı üzerinize olsun.

Yazarın Diğer Yazıları