Cem Altaylı

Van'da eski yıllar

Cem Altaylı

Bu yazımızda, güzel Vanımızın kendine has zengin kültürel farklılıklarını, değerlerini hatırlayarak geçmişe kısa bir yolculuk yapalım. 
Ağaçların dallarından yaprakları dökülmüş, dökülen gazeller segavül (çalıdan yapılan süpürge) süpürgelerle toplanıp ya çöplüğe atılmış, yada yakılmıştır artık. Evlerde genelde teneke sobalar salon ve odalara; mutfaklarda ise kuzine sobalar kurulmaya başlanmış. Bahar temizliğinde temizlenip yıkanmış, bez torbalara yerleştirilmiş soba boruları torbalarından çıkarılarak soba ve baca arasındaki yerlerini almıştır. Odalar daha iyi ısınsın diye borular tüm odayı dolaştırılır ve yıkılmasın, yangın çıkmasın diye de tahta tavanlara tellerle bağlantıları yapılırdı. Artık kuzine sobanın sıcaklığı ve üstündeki pişmeye koyulan yemeğin dayanılmaz kokusu tüm evi doldurmaya başlamış olurdu. 
Yağan diz boyu kar sonrası bütün şehir ve köyler beyaza bürünerek köy yolları kapanmış olurdu. Köylerimizin 8 ay süreyle şehre küsmüş gibi irtibatı kesilirken, şehrimiz de köylüsünü kaybederek ıssızlaşırdı. Hindilere eti yağlansın diye her gün bir kabuklu ceviz yutturulur, büyük baş koyunlar bahara kadar kapalı kalacakları ahırlarda beslenmeye alınır, hayvanların altları yaş kalmasın diye ahır tabanları yonga ve tezek kırıntıları ile kaplanır, her gün yenisiyle değiştirilirdi. Kar bereketliydi, çok yağardı. Sofralardan çıkan ekmek ve yemek artıkları çöplere dökülmez, evlerin avlusunda ayak basılmamış karların üzerine silkelenir, kuşların, köpeklerin, kedilerin rızkı da buradan çıkardı. Kimi gün aralıksız yağan kar nedeniyle damlar 3-4 kez süpürülür, dam süpürmeler şenliğe dönerdi. Aşırı kar yağdığı zaman damların çökmesinden korkulurdu. Damları süpüren karcı eğer vicdanlıysa evin önünü kümesin, ahırın, tandır evinin önlerini de mecrefeyle ( kar küreği) açardı. Ama genelde bu işleri evlerin gençleri keyifle yaparlardı. Evinde dam süpürecek karcısı bulunmayan, yada erkeği evde olmayan komşu evinin damı ihmal edilmez, mutlaka süpürülürdü. Çarşıya, okula ilk gidenlerin bastıkları karlar bir kişilik patika yol gibi olur, insanlar penguenler gibi tek sıra bu izlerden gider ve gelirlerdi. Eğer çocukların, gençlerin önünde Van'ın, mahallenin yaşlısı varsa, saygıdan ötürü onun önüne geçilmez, büyük yol verinceye kadar ardı sıra tren vagonları gibi dizilerek yol yüründürdü. Şimdiki Cumhuriyet Caddesi esnafı ve halk o dönemler özellikle ara sokaklarda karşıdan karşıya biriken karların içinden tünel açarak ancak rahat bir geçiş sağlarlardı. Belediyelerin makine parkı olmadığından yolların kar temizliği insan gücüyle yapılırdı. 
O zaman ki kar yağışı çok çetin ve meşakkatli olması kadar zamanın çocukları için çok eğlenceli geçerdi. Kar demek eğlenmekti. Okul servisi denilen bir taşıma yoktu. Herkesin çocuğu yaz kış arkadaşlarıyla birlikte güle oynaya yaya olarak okula gider gelirdi. Okulda her teneffüs kartopu oynanır, beslenme saatinde verilen sütlerin içine öğretmenlerden gizlice kar atılır ve kışın dondurma keyfi yapılırdı. Okuldan sonra herkes kızaklarını alır ve tepelerde, yamaçlarda geç vakitlere kadar kayardı. Kızakların altında hızlı kayması için; ince inşat demiri, balıksırtı ve zemberek çakılırdı. En kıymetli ve iyi giden kızaklar balıksırtı ve zemberek çakılmış kızaklardı. O kızakları geçmek zordu. Kızağı olmayan çocuklarla kızaklar arkadaşça paylaşılırdı. Kayılan tepelerin belirli yerlerine kardan tepecik yapılırdı. Atlatmayla çarpan kızak yükselir düşerken o an mutluluk verirdi. Yazın giyilen kösele ve naylon ayakkabılar kışın mükemmel birer kayak haline gelirdi. Çoraplar, pantolonlar dizlere kadar ıslanır paçalar donar, sertleşir ama bu durum çocukların pek umurunda olmazdı. Tepe yollarda sürekli kızak kayıldığı için yerdeki kar zamanla adeta cam gibi olur, mahalleli yürüyemez, önlem olarak gece soba külleri yola dökülürdü. Buna karşılık o dönemin çocukları olarak yollara ailelerimizden gizlice su döker kayacağımız tepe ve yolu kendimizce kızak pisti için hazırlardık. Bu şekilde ıslanarak, üşüyerek, ellerimizi ovarak kış koşullarında oynadığımız oyunlar sonucu sık sık hastalanır; hastalıklar, boğaz ağrıları da bir türlü yakamızı bırakmazdı. Her mahallede çocuklar tarafından köpekler köşe başlarında karda boğuşturulurdu. Hatta başka mahallelere köpek boğuşturmaya gidilirdi.
Ayaz yapan dondurucu kış gecelerinde gerekli olmasa dışarı çıkılmaz, evlerdeki su muslukları sızıntı halinde açık bırakılarak donmaya karşı önlem alınırdı. İhmal edilmişse donan su boruları ısıtılarak bin bir çileyle açılmaya çalışılırdı. 
Uzun kış geceleri komşu akrabalar arasında yemekli ziyafetler olur. Çayın, hediğin, kavurganın dibi gelinceye kadar sohbetler yapılır, dostluklar akrabalıklar, pekiştirilirdi. Radyo da önce ev reisi haber saati ajans dinler, sonrası heyecanla 'arkası yarın' isimli (televizyon dizilerinin görüntüsüz şekli) radyo tiyatroları dinlenirdi. Tüm aile arkası yarın radyo dizilerini can kulağı ile pür dikkat dinlerlerdi. Bayanlar arasında tiyatronun yorumları yapılırdı.  
Her geçen soğuk gün ve geceyle beraber turşu küpleri de yavaş yavaş azalır, depodaki peynir küplerinin kavurma satıllarının dipleri görünmeye yaklaşır, kümesteki hindi ve tavukların sayısı düşer ve kümes hayvanları kendi aralarında bu gidişle kaçımız baharı görebileceğiz kriterini yapamaya başlarlardı. 
Günler günleri kovalar cüce şubatın ardında herkeste bahar ümidi yeniden canlanır, güneşli havalarda sırtlar möhre duvarlara yaslanır tabakalardan kehribar sarısı tütünler özenle, maharetli parmaklarla kâğıda sarılır, benzinli muhtar çakmağıyla yakılır ve bir ömre bedel ilk nefesle yeniden hayallere ve sohbetlere dalınırdı. 
Sözün kısası; o güzel günler, o güzel insanlar, o güzel sohbetler, o güzel yemekler, o güzel Van, o güzel ülke, o güzel atlara bindiler ve güzel diyarlara gittiler. Her şeye rağmen geçmişimizi, kültürümüzü unutmadan inadına mutluluk, çıkarsız, riyasız umutla, özlemle, hırsla, kardeşçe ve erkekçe el ele geleceğe yürüyelim. Bu vatanı birlikte yükseltelim beraberinde bizde yükselelim. Her gün ölümlerin yaşandığı bu yaşlı dünyamızda en zor olan şerefli bir şekilde yaşamayı seçelim.
Hoş çakalın.

Yazarın Diğer Yazıları