Cem Altaylı

Umuda sıkılan Fransız limonu

Cem Altaylı

Geçen haftaki yazımda, yeşeren barış umutlarını sabote edenler mutlaka olacaktır, bunun için de akil insanlara çok iş düşecektir demiştim. Daha umut tomurcukları çatlamadan ister dış güçler, ister derin Türkler, isterse derin Kürtler fark etmiyor birileri  pişmemiş aşa su katmaya başladılar. Barış ve kanın durmasını isteyen Türk ve Kürt kesimler Fransa'daki olay çözülünceye kadar bu işin peşini de bırakmamalıdırlar. Çünkü Türkiye'de terör belasının bitmesini, akan kanın durmasını canı gönülden isteyenler maalesef şimdilik çok azınlıkta kalmaktadır. 
Otuz yıldır,  büyük insan, silah, para gücüne sahip bir örgütü kullanan bir çok devlet, bu örgütten rant sağlayanlar,  yıllardır devletten maaş alan korucu sistemi terör bitsin ister mi?
Bu oluşumu siyasette kullananlar terör bitsin ister mi? 
Bu oluşumu kullanan uluslararası kaçakçılık sistemi terörü bitirmek ister mi?
Bu oluşumu silah tüccarları bitirmek ister mi? 
Bu oluşumun biterken mevcut iktidar partisinin oylarının tavan yapacağını bilen diğer partiler bitmesini ister mi?
Yıllardır terörün içinde silahıyla bütünleşmiş ve elinde silah olduğu için aile içinde, köyünde, silahın hatırına adam yerine konulan her an kandırılmaya açık gençler ister mi?
Bence hiç biri istemez. Gerçekten isteyecek olanlar, akan kanın bitmesini canı gönülden isteyenler, yıllardır bu kardeş kavgasında evlerine ateş düşen ana, baba, kardeş, yavuklu ve bebelerdir. Her yer kar altındayken yeşermeye başlayan içimizi ısıtacak olan barış sürecine sağlam adımlarla devam edilmelidir. 
Bu barış için adım atanların işi kolay olmayacaktır. Bunu herkes biliyor. İmralı'ya verilecek olan bir televizyon için ayağa kalkan siyasileri çok merak ediyorum. Bu zor ve uzun sürecek süreçte hükümetin ve terör örgütünün karşılıklı sunacakları barış maddelerine, şartlarına ve olası tavizlerine nasıl katkı sunacak. Artık barışa, umuda, ölümsüzlüğe giden yolu tıkamayalım. Herkes katkı sağlasın. Katkı sunmayanlar da olumlu baksın ve toplum olarak umuda doğru koşalım. Kürt'te, Türk'te dört harfle yazılıyor. Aramıza başka harfler sokulmasın. Bu topraklarda kaderimiz, yazgımız, sevincimiz, hüznümüz aynı...
Kar altında üşüyoruz, ama baharda açacak çiçekleri bekliyoruz. Bırakın tüm ülke çiçeklerle dolsun, kırmayın dallarımızı.
Hoşça kalın

Yazarın Diğer Yazıları