Tehlikeli rehavet
Cem Altaylı
Çok uzun süre sonra susan silahlar ülkemizin her yerini gelen bahar ve yaz mevsimiyle beraber, düğün evlerine döndürdü. Herkesin yüzü gülüyor. Doğulusu batılısı, çoçuğu genci yaşlısı, işadamı işsizi, askerdeki genç, askere gidecek genç kısacası herkes başlayan bu süreçten umutlu. Temennim bu umutların boşa çıkmaması. Çünkü terör unsurları geçmiş yıllardada defalarca silahlarını susturdular. Ana taleplerine kavuşamayınca susan silahlar yine kan kusmaya başladı.
Demem odur ki, bu sürecide başlatıp öylece bakmayalım. Toplumda, hükümetle, akil ve akılsız insanlarımızla ülkemizin insanlarımızın lehine bu süreci tamamınca erdirelim.
Ben bu hafta yetkililerin ve toplumun dikkatini çok önemli bir konuya çekmek istiyorum. Ülkemizin sınırları olan Irak, Suriye, İran, Ermenistan bölümlerinde bir milyonun üzerinde tahmin edilen mayın bulunmaktadır. Ayrıca 30 yıldır süren terör ortamında da Van,Tunceli, Bingöl, Şırnak, Hakkari, Ağrı, Siirt bölgelerinde terör unsurları ve güvenlik güçlerinin mayınladığı çok geniş bir arazimiz bulunmaktadı. Bunların yeri tespitli dahi olsa bir çok bölümü doğa olayları neticesinde tespitli yerinden kaymış olabilirler. Bu bölgedeki mayınlar benim tahminim yüzbinlerin üzerindedir. Barış süreci münasebetiyle boşalan köyler dolacak, gidilmeyen yerlere gidilecek, ekilmeyen araziler ekilmeye sürülmeye başlanacak, koyunlar yaylalara çıkacak, dağcılar piknikciler Anadolunun her yerine yayılacak. Bu mayınlar çok vahim acılı olaylara yol acabilirler. Geçen hafta orman yangınlarına dikkat çekmiştim. Bu olayda es geçilmeyecek kadar önemlidir. Lütfen hiç bir konuda toplum olarak geçmişi unutup rehavetle uyuklamayalım, aksi takdirde gümbürtülerle uykumuzdan sıçrarız.
Hoşcakalin
ÖNEMLİ NOT: Tüm Vanlıların kitap fuarına gitmelerini ve okumaya başlamalarını rica ediyorum
