Cem Altaylı

Senede Bir Gün

Cem Altaylı

Ayakları öpülesi Anamız, Bacımız, Yavuklumuz, Yarimiz, Eşimiz, Kadınımız, uğruna dağları deldiğimiz, destanlar, Şiirler, türküler yazdığımız namus belasına hapislerde yattığımız kadınlarımız… Yüzlerinde derin çizgilerle tüm yaşamının haritasını sergileyen ninelerimizin hayat hakikatleri bizim var oluşumuzun nedenidir. Onlar savaşta cephelere kağnılarla mermi taşıyan, çatlamış dudaklarıyla bir damlasını içmeden, su götüren, yalın ayak taşlı çamurlu yollarda elleriyle dokudukları hırkaları çorapları pişirdikleri ekmekleri vatan için, din için, namus için, düşmanla savaşan erkeğine, evladına gardaşına taşıyan kadınlarımız…
Savaşlarda kan davalarında Babasız, Evlatsız, Kardeşsiz, Kocasız kalan her türlü acısını sinesine gömen; tarlada ırgat,  evde hizmetçi, mutfakta aşıcı, fabrikada işçi ettiğimiz kadınlar…
Anamız, Bacımız dışındakilere kötü emellerimiz olan, böyle düşündüğümüz için çarşafa kapattığımız, evlere mahkum ettiğimiz kadınlar…
Üzerine kuma getirdiğimiz, başlık parasına sattığımız, berdelle parayla vücudu estetikten yoksun seksenlik erkek güzellerine peşkeş çektiğimiz, açmadan soldurduğumuz gonca güller gibi kadınlar…
Erkek çocuk doğurmadığı için horlanan, gelinken kaynanadan çeken, kaynana olduğunda gelininden çeken kadınlar…
Kocasını anasına kışkırtan gelinler, kızını kocasına kışkırtan kaynanalar, ülkeleri kurtaranları doğuran analar, dünyayı batıranları doğuran analar hepsi bizim kadınlarımız…
Erkeğin egemen olduğu bu dünyada, her çağda, her asırda, her ülkede, çıkar uğruna türlü türlü hallere biçimlere soktuğumuz kadınlar…
"Cennet anaların ayaklarının altındadır" dedikten sonra ayakların sahiplerini barlara, pavyonlara en aşağılık yerlere sürükleyen, sokak ortasında bıçaklayarak, kurşunlayarak öldüren, kadınları taciz eden,  aşağılayan ve namusu ak pak olan yiğit erkekler 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü siz kutlamaktan hiç utanmadınız mı?
Hoşçakalın

Yazarın Diğer Yazıları