Cem Altaylı

Deprem sonrası Van...

Cem Altaylı

Güzel Van'ımızı ve Vanlımızı maddi ve manevi, sıkıntılara sürükleyen, acılar yaşatan 23 Ekim 2011 ve 9 Kasım 2011 Van- Erciş merkezli iki deprem sonra sayısı binlere yaklaşan, Dünya ve Türkiye tarihinde nerdeyse benzeri olmayan artçı sarsıntılar yaşadık.
Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi süren, irili azı ufaklı Brezilya dizileri gibi devam eden bu sarsıntılar psikolojimizi resmen hırpaladı.
Depremler 1915-1918'de dedelerimizin Van'da yaşadığı acı dolu muhacirlik günlerini Vanlıya ikinci kez yaşattı. O günlerin zorluğunu, anlamını bizde yaşayarak daha iyi anladık. 
Depremlerin üzerinden geçen günler neredeyse bir yılı doldurmak üzere. Deprem günlerinde de belirttiğim gibi Van'ı yıkan 5,6 lık ikinci depremden sonra şubat başına kadar Ankara da kaldım. Torunları okula yazdırdım ve Van hasretiyle bekledim. 
Şubatın birinde karayoluyla Van'a doğru yola çıktım. Sanki dedelerim gibi dört yıl askerlik yapmış duygusuyla biran önce anneme, memleketime kavuşmak özlemiyle Van'a hiç molasız 11-12 saat araba sürerek akşam vakti giriş yaptım. Kapkaranlık, sessiz, hüzünlü bir şehir karşıladı beni. Sokaklarda, evlerde, binalarda ne bir insan, nede yanan bir ışık vardı. Öyle ki 1970'li yıllardaki Van gibi Kazım Karabekir caddesinde 130 kilometre hızla araç sürüyordum. Gündüz saat üçe kadar tek tük açılan dükkânlarla hayat biraz hareketleniyor. Sonra şehir tekrar ölüm sessizliğine bürünüyordu.
 Doğrusunu söylemek gerekirse o günlerde Van'ın kısa sürede bugünkü kalabalık bir görüntüye kavuşacağını hayal dahi edemiyordum. Herkes gibi bende yorgun uykusuz ve umutsuzdum. Maddi kayıpları hiç düşünmeden Van'dan giden dostlara, yarenlere üzülüyordum. 
Zor günlerimizde Türkiye hem Van'a hem Van'daki Vanlılara hem Van'dan yurdun dört bir yanına dağılan mazlum, fakir-zengin ( o gün herkes yokluk içindeydi)  ama herkese kucak açtı,  kardeşlik elini uzatarak kenetlendi. 
Vanlı gurbette sevgi yumağı içinde kumrular gibi baharı bekledi. Baharla birlikte bu kez göçmen kuşları misali Van'a geri göç etti. Devletimiz kışın eksi 30 derce soğuklarında TOKİ kalıcı konut inşaatına başlayarak evlere beton döktü. Kısa sürede insanlar çadırlardan konteynır kentlere yerleştiler. Bir yıl bitmeden de hayırlısıyla hak sahibi herkes TOKİ tarafından yapılan sıcak evlerine taşınacaklar. 
Van'a çok yardım geldi. Ancak yardımların dağıtımında çokta aksaklık meydana geldi. Bu akasma dolayısıyla bazı yardım malzemeleri de heder edildi. 
Çok başarılı işlerin yanında bir o kadar da başarısız işler yapıldı. Bu arada imar planı açılmadığı için evi olmayan, ev yapmayı bekleyen bazı insanlarımız  çaresiz kalınca tekrar batı illerine zorunlu geri dönüş yaptılar. Geçen kıştan korkan yabancı memur ve öğretmenler ise bir şekilde tayinle Van'dan gittiler. Van'dan gitmek isteyen bazı Vanlılar ise depremi, ortamı bahane ederek başka illere yerleşti. İşleri  rast gelsin…
Ben deprem sonrası Van'da iken babam Mersin'de vefat etti.  Acılar üzüntülerimiz birbirine karıştı. Van'da dostlarımızla babamı defnettik, farklı duygular yaşadık.  Koşullar izin vermeyince birçok Vanlı ölüsünü Van'a getiremedi, garip şekilde gurbet ellere defnetti. 
İnşallah Van ve Vanlı bu zor günlerden manevi anlamda güçlenerek çıkar.  Birliğin beraberliğin kardeşliğin, vatanın, büyüğün- küçüğün, bir lokma ekmeğin, bir yudum suyun değerini daha iyi kavrar. İnsanımız bir merhabanın, bir çiçeğin bir kuş sesinin, caminin, okulun, gazetenin en önemlisi sıcak bir yuvada ağız tadıyla yemek yemenin ve banyo, tuvalet gibi insani ihtiyaçların kıymetini inanıyorum anlamıştır. 
Eğitim öğretim döneminde heyecanla okulların açılışını bekleyen veliler,  öğretmen ve öğrenciler eğitimdeki karmaşayı görünce hayal kırıklığına uğradılar.  Zira kışın zemherisinde TOKİ konutlarına beton döken çalışkan, başarılı insanları birlikte alkışladık. Yaz boyunca yatıp, okullar açılınca güçlendirmeyi akıllarına getirenler ile alt yapı çalışmalarına yeni başlayan belediye çalışanlarını da hayret ve suskunlukla izledik.  
Batı ülkelerinde yaşayan bir insanın yüz yıl boyunca solumayacağı tozu biz Van'da iki dakika da solumak zorunda kaldık.  Tozu yaratan çamuru kaldırmayı akıl edemediğimiz için itfaiye araçları ile suluyoruz. Kuruyor yine toz oluyor. Sadece temiz toz oluyor! 
Teminimiz yap-poz oyunlarına dönen yollarımızın bir daha kazılmamak üzere asfaltlanması, kış gelmeden insanlarımızın TOKİ kalıcı konutlarına sorunsuz yerleşmesi, imar planının zamanında açıklanmasıdır.  Ne durumda olduğunu bilmediğimiz bir çok okulun incelenip güçlendirilmesi veya yıkılması gerekiyor.  Çocuklarımızı zayıf binalara, konteynırlara  kalabalık bir şekilde istif ederek, buna da eğitim öğretim demek çok büyük sorumsuzluktur. 
Sözün kısası, geçen hem çok uzun hem çok kısa olan bir yılda başarılı olan Van için canı çabalayan herkese gönülden teşekkür ederim. 
Van'ın bu durumdan çıkar sağlamaya çalışan, fırsatçı tüm insanlara da bir kez yaşamlarında durup biraz düşünmelerini tavsiye ederim. 
Rabbim yeryüzünde hiçbir canlıya bir daha bu tür acıları yaşattırmasın. 
Vanlı bu zor imtihanlarda maddi manevi çok şey yitirdi. Ve maddiyatın bir hiç olduğunu gördü.  Ne değerlerimizi feda ettiğimiz paranın da kâğıt araç olduğunu hatırlamamız dileğiyle depremden ders aldık mı dersiniz?

Yazarın Diğer Yazıları