Cem Altaylı

Boşa harcanan zeka

Cem Altaylı

Benim tanıdığım, çok zeki ve müthiş güçlü hafızası olan bir insandı, felsefe öğretmeni, namı değer, Neco Hoca  (Hamit Necmettin Yazıcı).  Van'ı iyi bilir, çok severdi. Türk Ceza Kanununun yarısına yakınını ihlal etmekten defalarca ceza adlı. Cezalarını çeşitli cezaevlerini gezerek tamamladı. 30 yılı aşkın İstanbul'da yaşadı. Evlendi, çoluk çocuğa karıştı. Ve bir ömür boyunca, her akşam restoranlarda demlendi. İstanbul gibi yerde, hem kendinin, hem de evinin geçimini sağladı. Tüm yaşamında çok çalışmadı. Bu bile başlı başına bir zeka olayıdır, ama heder olan müthiş dolu bir insandı.  Çok sayıda şiir yazdı. Elime "Eski Van'dan Merhaba" isimli bir şiiri geçti, sizlerle paylaşmak istedim. 
Hoşcakalın 
ESKİ VAN'DAN MERHABA

Merhaba diyerek geldim huzura 
Sanmayın sözüm boştur yavandır
Önce saygım var cümle huzura 
Güzel Van'dan bahsedecek zamandır
 
Güz gelipte yel serin estiğinde 
Heyva dalda kendinden düştüğünde
Köylü kısmı çarşıya küstüğünde
Bilki güz geliptir tamamdır 
 
Erek dağı altı defa karlanır
Çıplak kavak çırpı gibi sallanır 
Mellakiler milaklarda bağlanır 
İşte tamam kar yağacak zamandır
 
Peynir küpü tersine gömülmeli
Turşi kısmı güneşi görmeli 
Zemheriye kadar el sürülmemeli
Yoksa kışın ahvalımız dumandır 
 
Saçaklar buz tutar caddeler sessiz 
Mesire yerleri ıssız kimsesiz
Yollar kapalıdır köylü çaresiz 
Garibana en sıcak yer külhandır

Gavurga hediktir gece neşesi
Sobada tencere ellerde teşi 
Mangal dibi tekgöz pişik köşesi 
Hikayetlerin söylendiği ortamdır 
 

Her hafta lazımdır eve keveni
Kimse istemez üç ayda bir geleni
Sen sen olda ihmal etme güveni
Tendır günü çamaşır çok gırrandır
 
Büyük çıle essahtan zorlu geçer 
Arkasından küçüğe gel gel eder
Cüce şubat adamı verem eder
Peynir neyse balın hali yamandır 
 
Ne kavurma kaldı ne turşu biber 
Az kaldı dağlara karaltı düşer 
Onbeş güne kalmaz toplanır pencer
Ayran aşı yaralara sarandır
 
Balık teze çıkıp tendırda durmaz 
Uşkunsuz eşkili yaramı sarmaz 
Cacıkcı sofiye kimse uğramaz 
Teze peynir çıkıptır tam kıvamındadır
 
Gaz ayağı, evelik, turşık, yemlik,
Çatlan kuşi sorma tam mevsimlik
Börtme yumurtaya lazımdır kekik
Mavi gökte telli turna kayandır
 
Görendaştan gelir peynirin hası 
Beş guruşa düşüp ayranın tası 
Madırda yaşanır piknik sefası 
Edremide vakit hele yavandır 
 
Alçalar gızardı erikler meyhoş
Zerin gedeklerin kokusu bir hoş
Sıvırcık geveze bülbüller sarhoş
Sevdaların baş verdiği zamandır 
 
Erdemit suvağı bir adımlık yer 
Çoravanıs mahsun bana da gel der
Sultanı yekpaya bir fatiha ver
Ot gibi yaşama sonu hüsrandır 
 
Şafağı sen seyret erek dağı
Gurubu kaçırma göl kenarında 
Keklik bulağında gençlik çağında 
Gezip tozmak haktan sana fermandır
 
Yorulup çökmüştür heybetli kale
Baktıkça dalarsın binbir hayale 
Hoşap kalesini seyrele hele 
Sanki şaha kalkmış bir küheylandır
 
Edremid kadembas ayrı bir cennet 
İstersen resim yap istersen seyret
Çümbüş isedsen biraz sabret
Binbir rengin dans ettiği meydandır
 
Cebe girmez elma asliğe bakar
Mellaki melleçi yürekler yakar 
Pamuk elma sanki fiyaka satar
Karga cevizininin zamanı vardır 
 
İşbabiyandan erik yemeği olmaz 
Dığdığıyi kimse armuttan saymaz 
Kiloyla mor dut ye yine yormaz 
Lokman hekim in bulunduğu mekandır
 
Anlatmakla bitmez mezyetlerin 
Tarihe mal olmuş şahsiyetlerin 
Beldeler içinde seçkindir yerin 
Sana sahip olan elbet Sultandır

Yazarın Diğer Yazıları