Burhan İçgüleç

Yaşamda Denge

Burhan İçgüleç

Değerli okurlarım, aslında hayatın kendisi bir dengedir. Gün içerisinde muhatap olduğumuz, karşılaştığımız o kadar çok düşünce, duygu, olgu, olay vs. var ki… Bütün yaşananlar içerisinde dengeyi kurabilmek için sağlıklı düşünebilme süreçlerimizi harekete geçirmemiz gerekir. Bu hayat içerisinde dengeli bir tutum ile doğru davranışlar geliştirdiğimiz ölçüde mutlu ve huzurlu olacağımızı bilmeliyiz. Aynı zamanda bireysel ve toplumsal saygınlığımız da bu denge ile doğru orantılıdır.

Hayatın inişli çıkışlı bir süreç olduğunu her daim aklımızda bulundurmamız gerekiyor. Günlük hayat içerisinde takip edilen moda-markalar, kozmetik ürünleri, gıcır gıcır araçlar, lüks restoranlar, pahalı ev eşyaları gibi tüketim ürünleri, özentiyle dolu bir yaşamı önümüze koyar. Şunu biliyoruz ki yaşam içerisinde hiç beklemediğimiz kazaların yanında deprem, sel gibi doğal afetler ve en son süreçte gözle göremediğimiz halde bizleri evlerimize hapsedecek kadar güçlü virüslerin olduğu salgın hastalıklarla da imtihan edilmek zorunda kaldık.

Normal yaşamımız içerisinde her şey güllük gülistanlık içerisindeyken düşüncelerimizde ölçülü olabilmek ve tutarlı davranışlar sergileyebilmek mümkündür. Fakat sıra dışı zamanlarda acılarımızın, hüzünlerimizin ve daha önemlisi yaşamımızı sekteye uğratacak belki de sona erdirecek afet ya da salgın hastalık durumlarında dengeli düşünüp doğru davranışlar ortaya koymaya devam edebilecek miyiz? Bu anlamda toplum olarak bir imtihandan geçtik geçmeye de devam ediyoruz. 

Salgın sürecinde “bana virüs bulaşırsa kesin ölürüm” deyip hiç evden çıkmayacağım anlayışıyla sürekli vehimli bir ruh halinde yaşamak ne kadar yanlış ise “ben gencim bana bir şey olmaz” deyip maske takmayı bile gereksiz görmek şeklinde de düşünmek bir o kadar yanlıştır. Bununla beraber gençliğimize güvenip “sıktığım taşı una çeviririm” deyip geleceğe dair hiçbir planlama içine girmeden yaşantı oluşturan bir gençlik algısı doğru olmadığı gibi gelecek kaygısını sürekli içinde taşıdığı için stres içerisindeki bir bakış açısı ve buna bağlı yaşam süreci de doğru olmayacaktır. “İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Resûl´ün de size şahit olması için sizi mutedil (dengede, vasat) bir millet kıldık.” Ayeti gereği de hayata dair düşüncelerimizde ve davranışlarımızda uç noktalardan kaçınıp vasatı yani dengeyi yakalamamız gerekmektedir

Mal varlıklarına, gençliğimize, yaşamımıza aslı itibariyle insana yüklediğimiz anlamı gözden geçirmemiz gerekmez mi? Malımız, mülkümüz hiç yok olmayacakmış, gençliğimiz hiç bitmeyecekmiş, ömrümüz sonlanmayacakmış gibi sımsıkı sarıldığımız hayatın bazen ufak bir dokunuşla elimizden kayıp gideceğini unutmamak gerekiyor. Dengeli düşünmek hayatın her alanında olmalıdır. Bunlardan bazılarını sıralarsak;

-Öfkede denge

-Uykuda denge

-İnançta denge

-Cesarette denge

-Nezakette denge

-İletişimde denge

-Özgüvende denge

-Fedakârlıkta denge

-Yemek yemede denge

-Taraftar olmada denge

-Sevgide ve saygıda denge

-Konuşmalarımızda denge

-Üzüntüde ve sevinçte denge

-Arkadaşlık ilişkilerinde denge

-Kaygı ve beklentilerimizde denge

-Zamanı verimli kullanmada denge

-Esprilerimizde ve şakalarımızda denge

-Reflekslerimizde ve heyecanlarımızda denge vs.

 “Hayat bir bisiklet gibidir, dengeyi kaybetmemek için ilerlemek gerekir.” Einstein’ın sözünde olduğu gibi önümüze bakıp sabırla ve hikmetle yol almamız gerekir. Dengede kalabilen bir yaşam ile kalın sağlıcakla…

        

Yazarın Diğer Yazıları