Eğitimci Yazar Bahri Yıldızbaş

VİCDANIN SIRRI

Eğitimci Yazar Bahri Yıldızbaş

— Ortaklarını sevindirmek için, bin bir entrikanın içine girmiş, battıkça batarak rezilliğinin ve ahlaksızlığının sınırlarını bile unutmuştu. Öyle bir vicdan, öyle bir kanı vardı ki; içi dolu zehirdi. Daha da ileri giderek; "birlikte kazanacağım ortaklarım için, en yakındaki dostumu harcarım." dediğinde toplantıda bulunan ortağı bile ürpermeye başlayarak "beni ne zaman satar" diye düşünürken, kapının dışından gelen ses ile tamamen ürpermişti. Bu bir çığlıktı, sesten öte.

— "Tutuklanmasına, sen sebep oldun" diyordu o çığlık atan ses ve içeri girilmesine müsaade edilmiyordu.

— "Zalim adam, sen yaktın kocamı, para ve makam için dostunu sattın. Vicdansız!.."

Saçma sapan tutku ve hırslarını; toz ve çamurlarda birlikte oynayıp, çeşmesinden birlikte su içtiğin temiz kalpli ve pırıl pırıl arkadaşlarından mı? Yoksa seni okutmak için, yıllarca eşek sırtında değirmene un taşıyan şerefli, haysiyetli ve onurlu babandan mı? öğrendin. Bu kadar temiz bir annenin ve babanın evladı, birbirinden kıymetli, gönlü zengin, sen okurken köy kahvesinde çay içmeyerek, biriktirdikleri harçlıkları sana veren mütevazi çocukluk arkadaşlarını, kardeşlerini; mevki, makam ve servet hırsı için acımasız bir şekilde harcamayı kimden öğrendin ve neden yaptın?

Oysa: Üreticiliğini sınırsız yapar, yıldızlara kadar uzanabilirdin. Hayallerini gerçekleştirmek için; zor, uzun ve şeref yolu seçebilirdin. Sen bunu kendini gerçekleştirme ve kanıtlama olarak görürken; işbirlikçiliğin, zalimliğin, yalancılığın ve iftiraların yaşlılıkta senin kabusun, çocuklarının ise karanlık dünyası olacak.

Tutkularını edebinle yaşamak isteseydin; şu anda hastane odasında tavana bakan ışıksız gözlerine ışık saçabilecek, dermansız ellerinden tutarak sana sevgisini ve minnetini aktaracak olanlar, seni bir gün bile olsa hayata bağlayarak bu dünyayı terketmeni sağlayacaktı. (Bu yazım, ilk 2015 yılında yayınlanmıştı.)

— Evet arif ve arifler; aradığınız dünü bulma şansınız hiç yok. Çünkü bitmiştir. Yarını ne sen, ne ben, ne siz ve ne de ağa babalarınız bilemeyecek.

Yarın çok belirsizdir. Bu gün; çok büyük, çok çok büyük bir hediyedir ve zamandır.

Bu günü; sevgi, ahlak ve vicdan ortaklığı İLE süsleyin. Yoksa sizde bir gün hastane veya dört duvar arasında, tavandaki tozları sayarak, birilerinin tetikçisi ve tazısı gibi anılarak, hiç bir halta yaramadan, bin ah ve binlerce beddua İLE sevgiden yoksun, servetlerinizin mirasını bekleyenlerin gözünün önünde, eriyip gidersiniz.

Yazarın Diğer Yazıları