Eğitimci Yazar Bahri Yıldızbaş

'Van Kent Konseyi Hayırlı ve Hatırlı Olsun'

Eğitimci Yazar Bahri Yıldızbaş

Yasadaki, kriterlerle uygun olarak kurulmuş ve yönetmelik çerçevesinde çalışacak olan “Van Kent Konseyi’ne”; Bir eğitimci, sorumluluk bilincini taşıyan birey ve Van’ı çok seven, önemseyen, Van elçisi bir Vanlı olarak başarılar diliyorum.

Konseyin sekreteryası ve üst akıl yönetimi, okuduğum kadarıyla  “Resmî kurumlar gibi, hiyerarşik bir organ olarak kurulmuş.”

Vali, Belediye Başkanı, Rektör, onların hocaları, bürokratları, memurları. Kusura bakan baksın, bir gün dönüp yazdıklarıma da baksın. Üniversitemizdeki hocalarımızın gönüllü hizmeti bir şanstır. Yıllardır söylerim; “Bilim adamları, inşaat, jeoloji, petrol, orman, gıda ve çevre mühendisleri ile veterinerler odalarından çıkıp, kravatları çıkarsınlar artık.”

Ekip, konsey veya örgütü kurmaya gerek kalmamış bence. 65 gibi manevi anlamı olan ve 65 kişiden oluşan kurulun sekretaryası; ildeki tüm STK, yasal siyasi parti temsilcileri, kurumlardan yetkililer ile yürütülmeli. Belli kişilerin veya bürokratların etkili olduğu konseyler, bir resmî kurum havasında çalışır.

Görev ve sorumluluklar; Valilik, belediye, üniversite olacak ise, o zaman belediye ile ikisi yürütsün. Bir yerlerde yürümeyen, eksik yürüyen, sürekli sorunlar var ise, konseyler, sorunu önceden gören ve sorun olmadan çözen, gönüllü aktivistlerden oluşur. Devlet; yani Valiler veya rektörler bürokratlarına, memurlarına hangi görevi verirse, ast “işimi doğru yaptım” diyerek takdir edilmek ister. Oysa; etkin katılımcı, aktivist, liderliği gelişmişlikle birleşen nitelikli konsey danışmanı (etkili, birikimli, bilgili, sosyal ve cesur lider) kurduğu ekip ile; Dünya’dan ve Türkiye’den örneklerin farkındalığını, kentine uygulamada, amirin verdiği işi veya söylediğini yaparak “işimi doğru yaptım” (işin kendisinin doğru veya yanlışlığını analiz etmeden yapılan işin, doğru veya yanlış yapılması, sadece kağıt üzerindeki doğrudur.) Fikirleri, tartışılanları, konuşulanları, analizleri, mevcut durumu, kurumların, STK’ların, liderlerin düşüncelerinden oluşan, aynı zamanda toplumsal gerçeklerden derlenenleri birleştirerek; birinci, ikinci, beşinci kalkınma planlarını yıllara, kurumlara, STK ve bireylere dağıtarak, geri dönüşümlerde, işimi doğru yaptım yerine “doğru iş yaptım/yaptık” söyleyenlerin olduğu bir ekip. Sorunları sorun olmadan çözmeye, yeni gelişim ve değişim modelleriyle, özgüven kazanılarak, daha büyük çalışmalara ve Van Şehri’nin, Van Kenti ve kentlisine hizmet edenler konseyi oluşmuş olur.

Hürmetkar, sevgi dolu, saygılı ve doğal insanların yaşadığı, medeniyetler şehri, Van şehrine yakışan; Van Kenti, layık olduğu güzelliklerine kavuşmuş olur.

OSB, küçük sanayi, marangozlar, tarım, seracılık, meralar, İnci Kefali (Van Balığı), Van Kedisi üretme çiftlikleri, hayvancılık alanlarında modern yapılanmalar ile işsizlik sorunun çözülmesi gibi bir çok alanda, paydaşları işin ortasına alarak büyük başarılar elde edilebilir.

Van Kahvaltısının, sadece patent alınarak değil. Ülkemizin dört bir yanında ve yurt dışında, açılışlarına odadan izin alınması sağlanmalı. Otlu peynirin, sadece “otlu peynir” söylemekle, kahraman olamayacağını, ciddi hijyen ve kalite (bir çok tanıdığımız, sipariş ettiği otlu peynirinden bazen bizlere tattırmak istediğinde, peynirin lezzetsizliğinden, yağsızlığından ve kurut gibi oluşundan rahatsız oluyoruz) ile üretimin sağlanması sonucunda, satışının gerçekleştirilmesi. Aynı durum; Van Çatak Balı, ceviz ve lavaş içinde gerçekleştirilmeli. Ambalajlama, paketleme, pazarlama ve kargo gibi konularda, maalesef çok yetersizlik söz konusu. Burada asla üretici veya pazarlamacısını yargılamıyorum. Öğretilmemiş, öğretmemişiz, öğrenmemişiz, öğretmemişler. Fiziki olarak, çok güzel kahvaltı salonlarımız, lokantalarımız, otellerimiz, restaurantlarımız, pastanelerimiz, cafelerimiz ve kahvehanelerimiz olmasına rağmen; müşteriye hizmet, garsonluk nezaketleri, lavabo temizlikleri ve hizmet konularında çok acilen, STK, Halk Eğitim gibi kurum ve kuruluşlardan zorunlu hizmet aldırılması gerekmektedir.

Havaalanından, Bitlis, Erciş, Hakkari ve Özalp yollarından Van’a girişte; çok farklı ışıklandırmaların yanında, gündüz renklerle düzenleme yapılmalı. Van ve Hoşap Kalesi restorasyon ve çevre düzenlemeleri ile Akdamar ve Çarpanak Adaları, Çavuştepe, Toprakkale ve diğer tarihi yerlerin ve eserlerin gerçek yüzlerine kavuşturulması gerekli.

Kanalizasyonların akıtıldığı, altından ve petrolden çok kıymetli Vangölü; kirlilik ve utanç manzarasının, çok hızlı bir şekilde bertaraf edilmesi. 1. ve 2. derece deprem bölgesi olan, yağmurların çok az yağdığı şehrimizde; yapılan düzenlemelerde betonlaşmadan, çok katlı yapılardan derhal vazgeçirilmeli, ağaçlandırma çalışmaları yapılmalı, bir tane dahi ağacın kesilmesine izin verilmemeli. Sitelere otopark zorunluluğu getirilmeli, ağaçlandırma yapmayan sitelere ruhsat verilmemeli. Van’ı gelinlik gibi süsleyen, yüksek rakımdan dolayı oksijen eksikliğini gideren meyve bahçelerinin kesilmesine dur denilmeli. Gerekirse kredilendirme ile çoğaltılmalı. 

Sıkıştırıldığı alanda, nefesi tıkanan; Cumhuriyet Caddesi mecburiyeti, yeni caddeler, kent meydanları ile rahatlatılıp, caddede görüntü kirliliği yaratan eski yapılara, faizsiz krediler ile kültür, gösteri, sanat, sergi merkezleri yapılarak kent yolculuğu başlatılmalıdır.

Mesire alanları, kıyı şeritlerinin temizlik ve ıslahı, halka açılması, ağaçlandırılması, halk plajlarının oluşturulması ile kente yakışır hale getirtilmesi.

Valilik, Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin; okullarla işbirliği sağlanmalı. Tüm okullarda; çöpler, atıklar, geri dönüşüm, su, enerji, gen kaynakları, okullarda orman projeleri ile deprem, doğal afet ve acil eylem planları (şimdi gerekli olduğu gibi) yapılarak, öğrencilerin eğitilmesi, öğrenciler tarafından ailelerin eğitiminin sağlanması. (Not; Korona tedbirlerinden sonra, okullarımızda ve kurumlarımızda tüm bunların planlamasına katılmaya, okullarda ve kamuda eğitimlerini vermeye, kuruluşlarını yapmaya, gönüllü ve belgeli hazırım).

Temennim; medeniyetler Kenti Van’ımıza hayırlı hizmetler yapılır.! Siyaset, ayrımcılık, güvensizlik ve samimiyetsizlik, kent ve kentler konseyine beş beden büyük gelir.

Van Kent Konseyi’nin, şehiri “Kent” yapmasının olmazsa, olmazlarından bir kaç tanesini yazmaya çalıştım.

Selam ve sevgilerimle.

Denize, dağlara, huzura, mutluluğa, sağlığa, güvene ve samimiyete açılan bu kapıdan, uzaklara sadece bakılmamalı.

Okunmalı...

Yazarın Diğer Yazıları