Eğitimci Yazar Bahri Yıldızbaş

İYİ Kİ..!

Eğitimci Yazar Bahri Yıldızbaş

KEŞKE” nin panzehiri “İYİ Kİ” dir.

İlki ne kadar pısırıksa, ikinci o denli yiğittir.

“Keşke”, çoğunlukla bir “ahh”la kopup gelir ciğerden, esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden…

“İyi ki” ise, muzaffer bir “ohh”la büyür; cüretiyle öğünür.

“Keşke”li cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa, “iyi ki”lilerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar.

Konuşmanız gerektiğinde susmuş, koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur.

Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır.

O insanın, o işin, o davanın, bunu hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır “keşke”...

“Şimdiki aklım olsaydı” dövünmesindedir.

Geriye dönüp baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda edilmiş, “Ne derler” e kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir yığın haz, bilinçaltından el sallar.

“Keşke” cilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır.

“İyi ki” öyle mi ya…!

Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır.

“İyi ki”lerinizi toplayın bugün ve “keşke” lerinizden çıkartın. Fazlaysa kârdasınız demektir.

Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara, Rüzgarlarla koştunuz ya, “Keşke”leriniz, “İyi ki”lerden çoksa,

Telafi için elinizi çabuk tutun...

Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle, bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken, feri sönen gözleriniz “keşke” diye nemlenmesin. . .

İyi ki...

yaşıyorum,

nefes alıyorum,

vardınız,

vardım,

olmasaydınız da olurdu,

oldunuz da oldu.

olduklarınızın çoğu gönlümü ısıttı, bir kısmı kalbimi kırdı.

Ben istedim ki oldular.

Şimdi gönlümü ısıtanları sarıyorum yüreğime, kalbimi kıranları atıyorum camların içine...

Bana ne!..

 

Ben istedim oldular,

Ben istedim geldiler,

Ben istedim kaldılar.

Ben istemiyorum keşkelerden uzağım artık.

İyikilerim, iyi ki hayatımda.

Ya hep keşkelerim olsaydı.

Ben şanslıyım,

Kendimi seviyorum.

İyi ki dediklerimi de çok seviyorum.

Keşke dediklerimi de o zaman sevmiştim.

“Hiç beni seviyor musunuz?” diye sormamıştım.

Gerekte kalmadı.

Ben, beni ve iyi ki dediklerimi çok seviyorum.

İyi ki hasta olmuşum,

İyi ki sürgün edilmişim,

İyi ki zor günler yaşamışım,

İyi ki insanlara çok yardımcı olmuşum.

İyi ki makam sahibi olmuşum,

İyi ki milletvekili, bakan olmuşum,

İyi ki bürokrat olmuşum,

İyi ki zengin olmuşum,

İyi ki ben bunları yaşamışım.

Yoksa ne kadar çok iyikilerim olacakmış.

Oturduklarıma, kahkaha attıklarıma, hep övenlerime;

“Benim, dostlarım çok diyecekmişim.”

 

Deniyorum artık.

İyi ki dediğim;

Dostlarım,

Arkadaşlarım,

Akrabalarım,

Tanıdıklarım,

Bildiklerim,

Konuştuklarım var.

 

Sevdiklerim,

Sevenlerim,

Canlarım,

Enerjilerim,

Özlenenlerim,

Özlediklerim,

Özleyenlerim,

Hatırlayanlarım,

Hatırladıklarım.

Gerçek olan, İyi ki ve iyikilerim var.

 

İyi ki; keşkelerimden uzak,

İyi ki; keşkelerimden yoksun,

İyi ki; keşkelerimin olmadığı biri oldum.

 

İyi ki; ben varım.

İyi ki; sevgi var.

İyi ki; sevenlerim ve sevdiklerim.

İyi ki; nefes alıyorum.

İyi ki; selam veriyorum ve selam alıyorum.

İyi ki; ağaçlar yapraklarıyla, çiçekler kokularıyla, sular bereketleriyle ve gerçek olanlar yürekleriyle yanımızdalar.

 

İyi ki; doğuyor,

İyi ki; ışığı ve var .

Sağlıklı ve huzurlu günlerimiz olsun.

Yazarın Diğer Yazıları