ÇOK LİSANLI ve BİLENLİ ÜLKEYİZ

Bugün izlediğim bir video ve aşağıda bir bölümünü yayınladığım makalede okuduklarımla, ülkemiz okumuşlarının çok lisan, cahillerinin her şeyi bildiğini; atasözleri ve konferanslarda öğrenmiş oldum.

Türk milleti adına, uluslararası (enternasyonel) bir tv kanalında söyleşiye çıkıyor veya bir işe gireceksek “yabancı dil bilmiyoruz” demiyor, bilakis konuşmaya çalışıyoruz veya;

“çat pat, tarzanca, şöyle böyle, okuyorum anlayamıyorum, anlıyorum konuşamıyorum” aklımızı kullananlar gibi “çok dil üreten ve çok lisanlı bir ülke oluyoruz.” Bende adını “ Çok lisanlı ve bilenli ülkeyiz” bıraktım.

Ülkemizde;

Türkçe, Kürtçe, Lazca , Zazaca, Çerkezce, Türkmence, Azerice, Arapça, Farsça, Arnavutça, Rumca, Fransızca, Almanca, İngilizce dilleri yanında, onlarca çok tatlı yöresel şiveler kullanarak, anlaşmaktayız.

Çat pat, tarzanca, şöyle böyle, eh işte, anlıyorum, konuşamıyorum dillerini de ekleyerek, çok zengin bir dil hazinesi geliştirmiş olduk.

Velhasıl; “hiç bir şeyi bilmiyoruz” demeyen, cesurca “her şeyi biliyorum” diyecek cesareti olan bir toplum olmuşuz. Böylelikle, ülkemizde konuşulan dillere yenilerini ekleyerek, tüm ülkeleri geride bırakmışız. Yöre şivelerine, dillerine, lehçelerine, ağızlarına hayran kalalım. Yakında onlarda “çat pat” olmasın. Yoksa bin lisanlı tarzan dilleri konuşmaya başlayarak, binlerce yıllık lezzetli Türkçemizi zehirleyebiliriz.

Anadolu’da, ‘’bir tek akla nazar değmez, çünkü herkes aklını çok beğenir’’, ‘’akıllar pazarda satılığa çıkarılmış, herkes kendi aklını satın almış’’, ‘’cahil cüretkar olur’’ gibi bir çok atasözü vardır.

Sokrates'in, ‘bir şey biliyorsam hiç bir şey bilmediğimdir’ sözünü herkes bilir.

Konfüçyus, ‘gerçek bilgi insanın cehaletini öğrenmesidir’ derken,

Shakespeare, “ancak ahmaklar, her şeyi bildiğini düşünür’ der.

Darwin, 'cehalet, öğrenme isteğinden çok abartılı bir özgüvene yol açar' diye yazmış.

Üniversiteler yüzyıllarca kapılarına ‘kendini bil’ tabelasını bunun için astılar. Ne olduysa, ülkemizdeki üniversitelerin çoğunda, birden bire tabelayı kaldırmış olanlar var.

Anadolu’nun bilge ozanı Yunus Emre’de, yüzyıllardır aynı şeyi söylüyor:

İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir.

Sen kendini bilmezsin,

Ya nice okumaktır?

Bahri de;

Az bilmek öz bilmektir,

Öz bilmek söz bilmektir.

Çok bilenden kurtulmanın yolu,

Söz bileni dinlemektir. der.

Bol sohbetli, bereketli sofralarımız, az bilenli, çok dinleyenli ve okuyanlı; hayırlı, hatırlı ve sevgi dolu günler diliyorum.

Bahri Müdür Amca Yıldızbaş