Azmi İlvan

Ve Van'a kış geldi…

Azmi İlvan

Global Isınma Mevsimleri de değiştirdi,  Nedenlerini saymakla bitiremeyiz, ama en önemli etken İnsanoğlu. Bu konuya girmişken Ozon tabakası hakkında kısa bilgi vermek lazım gelir.

Bilindiği gibi atmosferde az miktarda bulunan ozon gazı; yeryüzündeki tüm canlı varlıkları güneşin öldürücü ultraviole ışınlarına karşı koruyan bir kalkan görevi görmektedir. Çünkü bu gaz güneşten gelen ışınların büyük kısmını yansıtan bir gazdır. Eğer ozon tabakası olmasaydı, güneşin UV-b (yeşil) radyasyonu yeryüzüne ulaşarak canlılar üzerinde genetik zararlara yol açardı. Ayrıca insanlar, güneş yanığı ve cilt kanseri gibi sorunlardan kaçamazlardı...

Atmosferdeki ozon gazı için çok hassas bir denge söz konusudur. Bu gaz atmosferin üst katmanlarında bir tabaka oluşturur ve bu gaz tabakası güneşten gelen öldürücü ışınları filtre eder. Bu sayede yeryüzüne ulaşabilen ışın miktarı canlı varlıklar için yararlı bir şekle dönüşür. Ancak bu gaz tabakasının incelmesi ya da delinmesi söz konusu olduğunda kendisinden beklenen işlevleri yerine getiremez ve güneş ışınları canlılar için gerçek bir tehlike haline dönüşür...

Bunun yanı sıra, güneş ışığında fotokimyasal tepkimeye giren egzoz gazları, kirli havadan oluşan duman bulutlarında ozon ve nitrojen dioksit oluşturmaktadır. Böylece atmosferin yeryüzüne yakın alt kısımlarında da bir Ozon Kirliliği meydana gelmektedir...

 

Son yıllarda dünyamızdaki en önemli çevre sorunlarının başında yukarıda sözünü ettiğimiz gibi "Ozon kirliliği" ile "Ozon tabakasında incelmeler ve delinmeler" gelmektedir...

Hal böyle olunca mevsim değişiklikleri kaçınılmazdır. Doğaya verilen zararları, insanoğlunun yaşam alanlarını da kökten değiştiriyor.

Hal böyle dostlar. Ve mevsimler değişince geçmiş zaman kış aylarını anımsatayım dedim.

Van kışları eskiden sağlıktı, çocukluğumuzda kar öyle 10-15 santim değil bayağı yağardı, damlardan süpürdüğümüz karlar sokak kapısını tamamen kapatacak kadar olurdu. Ve damdan o biriken karların üstüne atlayıp eğlenirdik. Hele Pazar günleri bir başkaydı, her pazar mahalle maçları yapardık ki en büyük sosyal aktivitemiz idi. Kar 30 cm yağmışsa geceden, sabah ilk işimiz top oynayacağımız alanda yürür koşar karları ezer top oynanacak hale getirirdik, Üşürmüydük? Asla. Üşürsen top oynatmazdı büyük abiler, Üşüsek bile bunu belli etmezdik.

Van'a kar yağdı mı, hele üstüne de birazcık yağmur düşse ve akşam ayazı çıkınca üstteki hafif buz tabakasının altından tepsiye kar doldurur yer sofrasını serer tepsiyi ortaya koyarlardı velilerimiz. Ve içine pekmez döker kar'ı karıştırırlardı ve hane halkı çalakaşık dalardık, o nasıl bir lezzet tarif edilemez yemeniz gerek. Dondurmanın papucunu dama atardı. Maraş dondurmasıymış hadi canım hadi..

Van'da nadir tepelerden ama en meşhuru Vali konağı tepesiydi, komşu mahallenin çocukları ğızeklerini alır gelirdi. Bizim Uludağımızdı vali konağı tepesi.

Ve en önemli görev: Toprak evlerin damlarındaki karları süpürmek şarttı, yoksa salon da odalar da mutfakta leğenlerden yürüyemezdik. Damcı dediğimiz kar suları sızar damlardı. Onu önlemek için hemen hemen her evde olan Mecrefe ve Sekavül olurdu ki bu ikisi Belediyenin eskiden en önemli kar temizleme araçlarıydı. Yolları Grayder acar, ama kaldırımları mecrefe ve Sekavül temizlerdi.

Kar genelde akşam saatinde yağardı, hava biraz yumuşar ve Lapa lapa kar yağardı. Sokak direklerindeki lambaların ışığında muhteşem görünürdü. Benim gibi aklı eveller de sokağa çıkar karda ayak izleri açardık şekil şekil. Ve düşerdik yollara kar ayaklarının altında gıcırdarken biz romantizm yaşardık. Kart postallık görüntüler olurdu ki Foto Kırcan, Foto Suphan kış fotoğrafları çeker kartpostal yapardı. Dini Bayramlar da ve Yılbaşlarında eşe dosta gönderip hal hatır sorup gönül alırdı.

İşte dostlar o yıllar da kış buydu. Kar kış vardı ama kıyamet yoktu.

Aze…

Yazarın Diğer Yazıları