Azmi İlvan

Tosun Özister...

Azmi İlvan

Van Folklorunun usta Zurna ve Klarnetçisi, Düğünlerin vazgeçilmezi.

Büyük Usta. Van Halk oyuncularının değerli dostu, arkadaşı ağabeyi.

Yıl 1973 veya 74. Atatürk Lisesi Halk Oyunları Ekibi olarak Değerli Müdürümüz Servet Adınoğlu'nun emek verdiği ekip. Ankara da Milliyet Gazetesinin Bölgelerarası Halk oyunları yarışmasına katılacağız.

Olmazsa Olmazımız Tosun abi ve Davulcu Hüseyin abimizle otobüs dolusu yolculuğa başladık.

Müdürümüz Dadaş (Servet Aydınoğlu) en önde yerini aldı, Biz ekip olarak 8 kişiydik 

Atatürk Lisesi olarak toplamda 11 kişiydik.  Diğer yolcular ise Vanlı canlar.

Yolculuğun ilk saatleri, gırgır şamata ile geçti, Yol uzadıkça yorgunluk ve bezginlik baş gösterdi.. O zamanlar otobüslerde sıgara içmek serbestti.

Sigara konusunda Dadaşın okuldaki disiplinini bilenler bilir. Yoklamalarda çok sigara paketi kaptırdığımız olmuştur. İki şey çok önemliydi Kravat ve Kaşlı Şapkalarımız. Sonradan Şapkalar okullardan kaldırıldı.  Kravat her daim yerini korudu.  Hiç unutmam bir kış günü okula geç kalmamak için evden fırladım koştur koştur okula yetiştim. Ama Kravatımı takmayı unutmuşum. Dadaş kapıda Kravat kontrolünde, Çaresiz bir bekleyiş, Sıramızın gelmesine az kala aklıma Çoraplarım geldi. V yaka kazak var ve Gömleğin yakasından geçirip bir düğüm ve V yaka kazağın altına soktum. Kendimce Kravat sorununu çözmüştüm.

Hey yavrum hey. Kapıda Dadaş onun gözünden kaçar mı böyle numaralar. Tam önünden geçiyorum, bir iki adım geçtim, kafamda yırttın aze diye düşünürken, arkadan bir ses DIĞAA diye bağırdı Dadaş. İlvan orada bekle dedi.

O anki ruh halimi bir düşünün.. O an Hayatım gözümün önünden şerit gibi geçti. Ter içindeyim. Herkes tek, tek girdi, giremeyen 10 veya 15 civarı  öğrenci duvarın kenarında sırada...

Dadaş okula almadığı gibi disipline verdi hepimizi. Tam okuldan çıkacağız, bana sen dur İlvan dedi. Ben hala umutluyum kravatım var diye..!

 Geldi ve şöyle dedi, Çözümün zekice, ama benden kaçmayacağını tahmin etmemişsin. Çıkar boynundakini, hemen ayaklarına giy. Üşütüp başıma bela olma dedi.

Utana sıkıla çoraplarımı giydim ve okula alınmadım o gün. Eve gidemiyorum, sorgu sual var. Doğru beşyoldaki Kahvemize. Günü orada öldürdük.

Sigara demişken otobüste Dadaştan gizli sigara içiyoruz güya çaktırmadan. Sigaralar bitti, keyifliyiz ama Dadaş arka sıralara bizim olduğumuz yere geldi. Kaşlar çatık. Bana bakın Dığalar dedi. Sigara mı içiyorsunuz, öğrenci çirkefliği ile hayır hocam içmiyoruz dedik. He he dedi, Dikiz aynası öyle demiyor dedi. İç aynayı bizi görecek şekilde ayarlamış meğer. Tosun abi bizim arka koltukta Hüseyin abiyle oturuyor. Ona tembihledi Sigara içenleri bana söyle dedi. Tosun abi yol boyunca bizi ele vermedi, ama Hüseyin abinin tehditleri ara ara sürdü.

Bir ara Hüseyin abi ayakkabısını çıkarmış, ayağında yün çorap ve bacağını bizim koltukların arasından uzatıp derin bir uykuda.  Yün çorap burnumuzun dibinde. Gıdıklıyorum çekmiyor, ittiriyorum banamısın demiyor. Öylemi Hüseyin abi sen görürsün dedim ve yaktım bir sigara, üst üste sigarayı çekip ucundaki ateşi körükledim. Hüseyin abinin ayağının altına yavaşça değdirdim. Önce bir kıl kokusu sonrada Hüseyin abinin terinden fırlaması. Dadaşa şikâyet etti, çorabını göstererek altında kararmış ve delinmiş bir çorap. Dadaş önce kızdı tabi, sonra neden yaptığımı anlamak istedi. Nasıl olurda arka sıradaki adamın çorabı yanar diye. Bende durumu anlattım. Önce gülümsedi, Hüseyin abinin hak ettiğini söyledi ve bir daha olmaması için uyardı.

Tosun abi, hem gülüyor hem Hüseyin abiye kızıyordu.  Anılar çok seninle, Işıklarda uyu Tosun abi.

Dostumuz, Arkadaşımız, Ağabeyimiz ve Van'ın Usta müzisyeni. Üstadımız. Yerin doldu mu bilmem ama Emeğin çok üstümüzde.

Saygı ve Rahmetle anıyorum...

Aze...

Yorumlar 1
Ahmet özister 20 Ocak 2021 22:31

Canım dedem tosun Özister

Yazarın Diğer Yazıları