Azmi İlvan

Yapabildin mi çocuk?

Azmi İlvan

Öncelikle siz değerli okuyucularımızın yeni yılını kutlar, yeni yılın tüm insanlığa sağlık, barış ve huzur getirmesini dilerim.

Evet çocuk;

Van'da büyüyorsan sormak istiyorum. Van'ın kışlarını az çok yaşamışsındır, şimdilerde kar kaç gün kalıyor yerde bilemem ama sorayım.

Hiç 30 cm karda pazar sabahı arkadaşların ile hatta yaşça büyük ağabeylerinle tarlada top koşturdun mu? Balıksırtı, şiş, çember ve zemberek hızegin oldu mu? O hızekler ile vali konağı tepesinden Hüsrevpaşa İlkokulunun önüne kadar kaydın mı?  Kayarken Cumhuriyet Caddesiyle kesişen noktaya arkadaşını nöbetçi diktin mi Araba gelip gelmiyor diye?  Meşrefe (kar küreği), sekavül (çalı çırpıdan süpürge) nedir bilir misin çocuk? Onlar kar temizleme araçlarıdır.

Hiç cızlavet lastik ayakkabınla buz tutmuş yerden kaydı mı? Bir tepsiye temiz kar doldurup, üstüne pekmez döküp kaşıkladın mı? Kızaklı at arabalarını gördün mü? Hani Noel babanın kızaklı arabası var ya, işte onu geyikler değil ama atların çekeninden. Grayder ile tanışmadıysan, bazı kasaba ve ilçelerde görme şansın var hala.  Acıtacağını sandığımız ama hiçbir zaman kafa bölgesine atmadığımız kartopu oynarken, içine küçük taş koyup korkuttuğunuz oldu mu?

İlk baharda, kalın giysilerden yavaş yavaş kurtulduğumuz , ama pazar günleri yine tarlada top koşturduğumuzu unutmadan,  papatyaların, zeringadeklerin açtığını gözlemledin mi? Edremit'in güzelim bahçelerinde pikniğe gittiğiniz de Edremitli canların gıcıklığına  bahçelere su verdiğine rastladın mı? Yazın Van denizi kıyısında taş sektirdin mi, iskele silolarının gölgesinde piknik yaptın mı? Yer kapmak için sabahın köründe telaş ile Amiğe, İriniye, Mollakasıma, Kadembasa minibüslerle gittiniz mi?

Gazel nedir bilir misin? Hani türkü formatında okunan değil, ağaç yapraklarının sararıp yere düştüğünde yaprakları bir araya toplayıp üstünde takla attığımız gazel.

İşte onun zevkine varabildin mi çocuk.

İskele köyündeki tahta iskeleden atlayarak,  ne kadar cesur olduğunu gösterebildin mi? Yani bir anlamda iskeleli çocuklara, bakın bizler de sizin gibi derin yerlerde yüzebiliyoruz havasına girdin mi?

Bir çoğunuzun bisikleti vardır, o bisiklete atlayıp, iki  üç arkadaşınla iskele mahallesine ve Edremit'e pedal çevirdin mi? Şamran kanalında yüzmeye gizli gizli gittin mi çocuk.  Kışın damları temizledikten sonra biriken kar yığınına damdan atladın mı? Yarı beline kadar kara gömüldüğün oldu mu çocuk.

Cumartesi ve pazar sabahları, daha güneş Erek Dağı'ndan doğmadan, bahçenin bir kenarına kurulan kahvaltı sofrasına, fırıncı İbodan (İbrahim Talay abimiz rahmetler dilerim) açık ekmek kuyruğuna girdin mi? Ekmeği yetiştirip nerdeyse bir açık ekmeğin yarısını yolda tırtıklayıp kahvaltıya sıcak sıcak yetiştirip aferin aldın mı çocuk.

Yaaa, İşte böyle çocuk. Çocukluğu doya doya yaşamanın ne demek olduğunu bizler biliyoruz, şanslıydık. Çünkü cep telefonumuz, tabletimiz, bilgisayarımız  yoktu. Oyuncaklarımız hep tahtadandı, ağaç dallarında büyüdük. Düştük kalktık, yara bere içinde kaldık ama mutluyduk.

Sosyalleşme kelimesiyle hala tanışmamıştık,  ama bizler çoktan sosyalleşmiştik bilmeden.

Ne istiyorum biliyor musun çocuk. Bizim bu yaşadıklarımızı size de yaşatacak birilerinin çıkıp, ''Van Çocukları Oyun Köyü '' yapması. İsteyin, talep edin büyüklerinizden belediye başkanınızdan, valinizden. İsteyin, sizler de hak ediyorsunuz. Çocukluğunuzu doya doya yaşamak için bu sizin hakkınız isteyin.

Ne demişler, "İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara"

Çünkü çocuklar istedi mi akan sular durur.

Seviyorum sizi. Esen kalın sağlıcakla kalın, ama hep çocuk saflığıyla kalın canlar.

Aze...

Yazarın Diğer Yazıları