Azmi İlvan

Ağustos da Van…

Azmi İlvan

12 ve 13 Ağustos 2017 tarihlerinde,  2. Van buluşması için, yurdun dört bir yanından coşkuyla Van'a gelen Canların (Erik Değdirenlerin)  yüreklerindeki heyecan görülmeye değerdi.

Van yolculuğu benim için Tekirdağ'ın Şarköy ilçesinden başladı. Günler yaklaştıkça içimdeki heyecan daha bir sabırsızlığa dönüştü. Aradan bir yıl geçmiş, ama uzun süre Van'dan ayrılmışım gibi geliyordu.

Van Gölü üzerindeyken Uçağın küçücük penceresinden, ki üçlü koltukların iç kısmında oturduğumdan pencereden dışarıya bakmak zordu, bazen ayağı kalkarak bazen de yanımdaki  hemşehrimi  rahatsız ederek üstüne abanıp Göl'ü görme çabalarım oldu. Beynim Göl'e odaklandığı için, diğer yolcuların bakışlarına aldırış etmeden (vıle bu yetim ne ''Teşenekli'' tez canlı diye düşündüklerinden eminim) kıpır kıpırım haliyle.

Van Ferit Melen Havaalanına yaklaştıkça heyecan doruk noktasına ulaştı. Uçak teker koyunca birden kemer açma sesleri gelmeye başladı, anladım ki herkes de bir sabırsızlık var. Uçak Aprona yaklaşmadan ayakta sıraya giren hemşehrilerim,  müsait yerde inelim kaptan diye sesleneceklerini düşündüm.

Ve Van'dayım,;

İlk önce derin bir nefes çektim içime, damarlara Van havası gönderdikten sonra ancak özüme geldim.

100. yıla bir kala Canlarla buluşacağımdan dolayı çarşıya kadar nasıl geldim hatırlamıyorum.  İki günlük buluşma etkinliğinin 1. Günü Van kahvaltısı ve Akdamar adası gezisi yaptık. Akdamar adasının ve Kilisenin içler acısı halini anlatmaya dilim varmıyor. Duyarsız ziyaretçiler ve ihmaller zinciri ile Akdamar adasına kötülük ediyorlar.

Gece Edremit de buluşma yemeğine katıldık. Değerli dostum Vansesi Gazetesi imtiyaz sahibi Erdal Perihan ve eşi de bizlere eşlik edip onurlandırdılar.

2. gün yine Van kahvaltısını Bak Hele bak Yusuf Konak da yaptıktan sonra Muradiye Şelalesine doğru yola çıktık, Şelaleye yakın piknik alanında Davul Zurna eşliğinde günümüzü değerlendirip Şelale'nin muhteşem görüntüsü önünde hatıra Fotoğrafları çekip evli evine deyip Van'a doğru yola çıktık.

Finali ise Naif Efendi Dibek Kahvesin de Van türküleri eşliğin de oturma gecesi yaparak noktaladık. Son gecemize İpekyolu Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Cemil Öztürk eşiyle birlikte katılarak bizleri şereflendirdiler.

*

Yoğun tempodan sonra Van Gölü çevresi  turuna çıktım. Van gölüne yapılan dolgu alanları mı desem, Van gölü sahillerinin yer yer kirliliğini mi desem, Van gölünün bazı yerlerinin dört renge büründüğünü mü desem,  Van gölü kıyısında yün yıkandığı sahillerin bataklığa dönüştüğünü mü desem, Tatvan Ahlât arası sahillerinden yer yer kötü kokuların geldiğini mi desem bilemiyorum.

İnsanoğlunun girdiği yerde doğanın isyan ettiğine şahitlik ettim. Buna rağmen doğa kendini yenileme çabasında,  ama yorgun.

Güzel olan şeylerle de karşılaştım. Öncelikle Tatvan'a giderken yolu bir hayli kısaltan Kuzkunkıran Tüneli Van yolcuları için çok büyük rahatlık ve hizmet bakımında muhteşem.

Gevaş;

Yeşillikler içinde cennetten bir köşe.

Reşadiye,

Doğa yapısıyla bodrumdan farksız.

Tatvan;

Büryan ve Tatvan çöreği ile ayrı bir lezzet.

Ahlât;

Kümbetleri ve Selçuklu mezarları ile ve kendine has taş binalarıyla görülmeğe değer ender yerlerden biri.  Ahlât yeşillikler içinde, bahçeleriyle eski Van'ı andırıyor adeta. Tarihi dokusunu bozmadan bugüne gelmesi çok önemli.

Erciş;

Yeşil Erciş demeleri için çok nedenleri var. Erciş'e girmeden Çelebibağı'nı rampa aşağı gelirken görmek muhteşem, Göz alabildiğine yeşillik. Yerleşim yeri olarak bu kadar ağacı bir arada görmek mucize gibi bir şey. Çelebibağı'nı geçtikten sonra Erciş sahiline doğru indiğimiz de sahil bandına yapılan yürüyüş ve gezinti alanları, piknik için de düzenlenmiş. Ağaçları bol, nerden bakarsanız Yeşil ve Turkuaz rengini iç içe görebilirsiniz.

Ve VAN;

Yeşil'in bilinçli olarak yok edilmesi Van'a İhanet. Göl çevresinde ki Van hariç tüm yerleşim yerleri yemyeşil.

Nerdeyse, Meyve ağaçlarının her türüyle karşılaşmanız mümkün. İçim acımadı desem yalan olur.

Van sevdadır derken, hafızalar da kalan Van ile yaşadığımı bir kez daha anladım. Beton binalar ile sanki boğazını sıkıp boğuyorlar Van'ımızı.

Büyük şehir olmanın avantajları ve dezavantajları elbette olacak, Büyükşehir olurken de, kentin hafızasının korunması gerekmez mi?

Ama her şeye rağmen Vanlı olmanın gururu ve onuruyla yaşıyorum.

Esen Kalın Sağlıcakla Kalın Mutlu kalın.

Aze…

Yazarın Diğer Yazıları