Veysel Selen

Van Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinde yeni dönem

Veysel Selen

Cumhurbaşkanının dile getirmesiyle, AKP hükümeti, Doğu ve Güneydoğudaki Büyükşehir, il ve ilçe belediyelerinin başkanlarını suçlayarak, görevlerini kötüye kullandıkları, kaynakları terör örgütüne aktardıklarını dile getirerek, önce görevden aldı, tutukladı ve yerlerine vali ya da kaymakamları kayyım olarak atadı.

Kayyım belediye başkanlarının tümü, ağır ve sorumluluk gerektiren bir görevi üstlendiler.

Gerçi başarısız dahi olsalar, hesap verecekleri bir seçmen kitleleri yok. O açıdan rahatlar.

Hükümetin ya da cumhurbaşkanının da önlerine, iddialı bir hedef koyduğunu sanmıyorum.

Büyük ölçüde idare-i maslahat politikası güdeceklerdir, ta ki yeni mahalli seçimlere kadar.

Gönül ister ki hükümet, bir kesimi başarısız addederken, iddialı olarak kayyımları eliyle örnek belediyecilik sergilesin.

Örneğin; Vansesi Gazetesi yöneticisi sn. İkram Kali'nin 20 Kasım 2016 tarihli "Vanlılar Ne İstiyor" başlıklı yazısında dile getirdiği,  Van Büyükşehir için 48 , Edremit ilçe belediyesi için dile getirdiği 11 haklı , deneylerden ve yaşanmışlığın içinden çıkan önerilerin, öncelik sırasıyla, en azından, en önemlileri çözülsün.

Hükümetin kesin gücünü arkasına alan, bu kayyım başkanlar hiç değilse Van Gölü'nün kirlenmesinin önüne geçmek için 20-50 yılı düşünerek, kapsamlı bir arıtma tesisi yaparlar. Umut bu ya...

Ya da 2 belediye için sıralanan 48-11 başlıktan bir kaç tanesini Van'a kazandırırlar.

Dediğim gibi, umut işte... Olmayacağını bile bile.

Ne diyor Büyükşehir vekaletçisi sn. Vali "amaç, güzel bir şehir ve güzel bir seda bırakmak" Göreceğiz.

1918'de ilk caddeyi açan, ilk binaları yapan, 1940'ların sonlarına kadar başkanlık eden kurucu belediye başkanlarını, Derviş Kaplanoğlu'nu (1918-1920), Mustafa Kaptanoğlu'nu (1923-1924), Recep Edoş'u (1924-1927), Salih Türkoğlu'yu (1927-1929/1945-1950), Şaban Boysan'a (1929-1930/1933-1934), Şükrü Yörük'e (1930-1932/1942-1945), Mithat Öner'e (1938-1943), Şükrü Kösereisoğlu'na (1950-1953/1955-1960) o yoklukta kentin ilk nüvelerini attıkları için minnet ve saygı ile anıyorum.

Ancak, pek de saygıyla anmadıklarım da var. Merkez Bankası uğruna Van Şehir Parkını yok eden başkanı iyi yad etmiyorum.

Kızabilirsiniz, hadi gelin yok edilen eski Hükümet Konağını, kent hafızası için merkezi idareden isteyip, Valilik için yeni yer tahsisi etmeyen, hangi belediye başkanıysa saygı duyun.

Ya da Beşyol'dan İskeleye uzanan, o 7 km lik muhteşem iskele caddesinin ağaçlarını keserek anlamsızlaştıran başkanı, iyi yad edin!. Ve daha neler...

Şimdiye kadar tahminen 25-26 belediye başkanı hizmet! vermiş Van'a.

Bu başkanların özellikle 1960'dan sonra başkanlık edenler, yani kentin kent olmaya başladığı dönemlerden başlayarak, her biri,  bir ya da birkaç kalıcı eser bıraksaydı, belki de İkram Kali'nin başlıkları azalacaktı.

Var mı 1960'dan sonra aklınızda kalan, Van'a yakışan, hala hatıranızda yeri olan eser? Bir iki cadde, bir iki park müsveddesi dışında? Lütfen tazeleyin hatıralarınızı.

Kendi seçtiklerimiz eliyle yarattık o büyük köyü. Herkes, hepimiz o idare-i maslahat politikasının içinde yer aldık.

Kayyım başkanlar da, o olumsuz sürecin bir halkası olacaklar.

FİDEL CASTRO ÜZERİNE BİR KAÇ SÖZ.

Fidel Castro 90 yaşında öldü. Haksızlıkların karşısında olan, ezilmişleri savunan bir kesim için, hep bir yıldızdı.

Gönüllerdeki yeri özeldi, Amerikan ablukasına, ardından günümüze kadar süren ambargosuna rağmen, ülkesinin bağımsızlığını koruyan, kıt imkânlarla mucizeler yaratan mutlu insanların ülkesi Küba'yı inşa etti. Boyun eğmedi.

Gönülünden, gönüllere köprü kurdu.

En azından sn. Şahin Akçap'ın yazısına konu olan öğretmene ad oldu. Yılmaz Özdil'in 27 Kasım 2016 tarihli yazısında belirttiği gibi, sadece bizim ülkemizde 3000'in üzerinde Fidel adını taşıyan insan var.

Binlerce kilometre öteden birinin kurduğu köprüyü, başka solcu liderler kuramamış.

Ruhun huzur içinde olsun Comandate.

Yazarın Diğer Yazıları