İkram Kali

Çığ felaketinde ölenler unutuldu mu?

İkram Kali

Van-Bahçesaray karayolunda yaşanan iki çığ felaketinde 41 vatandaşımız hayatını kaybederken 84 insanımızda yaralandı. Karlar altında çıkarılmayı bekleyen bir itfaiye erinin cansız bedeni kar yağışı ve fırtına nedeniyle çıkarılamıyor.

Çığ felaketi Türkiye'yi yasa boğarken siyasi liderler,  belediye başkanları,  meslek odaları başkanları kültür ve sanat çevrelerinin yanı sıra ünlü sanatçılar baş sağlığı mesajları yayınlayarak Van'ın acısını paylaştılar.

Travma geçirerek yaralı kurtulanlar ölümle yaşam arasındaki dehşet anlarını gözyaşı, korku içinde anlatmaya devam ediyorlar. Yaşadığı olayın şokunu atlatamayan ve yaşadığına inanamayanlar var.

Çığ felaketinde 41 insanımızın can kaybı Türkiye'yi yasa boğdu. Herkes  "Başımız sağ olsun, geçmiş olsun Van geçmiş olsun Türkiye'm" dedi ve normal yaşamına döndü.

Yakınlarını kaybeden aileler ise acılarıyla baş başa kaldı.  Hayatını kaybedenlerden kimi gözü yaşlı annesi ve babasını, kimi eşini ve çocuklarını, kimi nişanlısını, kimi bacısını kardeşini, kimi de yakınlarını geride bıraktı.

Biz millet olarak acı günlerde yardımlaşmayı, dayanışmayı, paylaşmayı görev addeden ruha ve inanca sahibiz. Bu özelliğimizi Erzincan, Varto, Muradiye-Çaldıran, Gölcük, Van-Erciş ve en son Elazığ depremleri ile Soma maden faciasında ve çeşitli ülkelerde meydana gelen felaketlerde yardıma koşarak gösterdik ve gösteriyoruz.

Deprem, sel gibi çığ da doğal bir felakettir.  

Felaketlerde yaşanan can kayıpları tamamen insan ihmallerinden kaynaklanmaktadır.

Çığ felaketinin üzerinden 9 gün geçti.

Taziye ve geçmiş olsun mesajları geldi ama bir şey daha bekledim.

Dedim ki…

Acaba… Kurum kuruluşlar, meslek odaları, yardımsever iş insanları, siyasi aktörler, sanatçı veya herhangi bir girişimci yaşamını kaybedenlerin geride kalan anne ve baba, eş ve çocuklarının acılarını bir nebze dindirmek için yardım kampanyası açar mı?

Umutla bekledim…  Ama şu ana kadar kimseden bir ses çıkmadı.

Bu insanlar düğüne, eğlenceye giderken hayatlarını kaybetmedi.

Büyük çoğunluğu can kurtarmak için can verdi.

O zaman…

Bu sessizlik, duyarsızlık neden?

İhtiyacı olsun veya olmasın… Yasal haklarını alsınlar veya almasınlar.

 41 insanımız için de yardım yapılması gerekmez mi?

Kar kütleleri altında kalarak hayatını kaybeden 41 insanımızın geride kalan ailelerinin acısına maddi manevi yardımlaşmayla bir nebze merhem ve ortak olunması gerektiğini düşünüyorum. Yardımlaşma inancımızın, kültürümüzün gereğidir.  

 

 

Çığ altından çıkan kardeşlik

Şer gibi görünen bazı olaylardan hayırlı sonuçlar çıkar.

Ülkemizde Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Boşnak, Çingene diğer halkların kardeşliği, birlikteliği anlatılırken Kafkas cephesinde, Çanakkale'de, Kutül Emar'de, Irak 'ta, Suriye 'de ve diğer cephelerde sadakat ve kahramanlıkla omuz omuza mücadele edilerek gazi ve şehit olunduğu anlatılır.

O kadar uzağa gitmeye gerek yok.

Van-Bahçesaray karayolundaki çığ felaketinde tarihe not düşülecek kardeşlik örneği verildi. Tabi görebilen, anlayabilen için.

Biz olduk bir olduk.

Kocaelili, Artvinli, Aksaraylı, Kastamonulu, Düzceli, Aydınlı, Karslı, Kahramanmaraşlı, Tokatlı, Erzurumlu,  Eskişehirli,  Diyarbakırlı, Vanlı insanlarımız dil, din, ırk, mezhep, statü ayrımı yapmadan aynı insanı amaç uğruna, aynı yerde aynı ruhla omuz omuza çabalarken can verdi.

Çığın altında kalan insanımız, çıkan kardeşliğimiz ve insanlığımız oldu.

 

 

 

Vefa, nezaket, ziyaret

Van'da yaşanan çığ felaketinde 11 askerimiz Vanlı kardeşini canlı kurtarmak için şehit oldu.

Vefa; Unutmamayı…

Nezaket; Arama sormayı...

Ziyaret;  Gönüllere dokunmayı... Yani Van Milletvekillerinin, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan'ın, Bahçesaray Kaymakamının, Belediye Başkanının ve halkı temsilen birkaç kişinin katılımıyla şehit olan asker ailelerinin memleketlerine giderek başsağlığı mesajlarını ileterek kardeşlik duygularıyla kucaklaşarak acıları paylaşmayı gerektirir.

Böylesi zamanlarda samimiyetle kurulan gönül köprülerinin temeli sağlam, geleni gideni çok olur.

 

 

Çığ ıskalandı

Çarşı çocuğu olunca şehirde yaşananlara haliyle yakın tanık oluyorsunuz.

Çocuktuk…

Kahramanmaraş, Malatya, Sivas, Niğde gibi illerden yazılı destancılar Van'a gelirdi. Bunlar bir anlamda haberleşme aracı olan kâğıda basılı destanlar aracılığıyla yaşanmış soysal olayları, kahramanlıkları yazılı ve sözlü anlatırlardı.  Hüzünlü destan okuyan ve etrafında toplanan kalabalığa çarşıda denk geldiğimde merakla dinleyerek izlerdim.

Destancı daha önce yaşanmış olayları anlatan kafiyeli şiirlerden oluşan destanı A4 kâğıtlara kafiyeli olarak tek sayfasına ya da kâğıdın iki yüzüne matbaada bastırarak çarşıda satardı. Satarken özel ve yanık bir ezgiyle destanı okurdu.  Ara verdiğinde boynundaki makara teypten okunan destanı halka dinletirdi. Halk da etkilenerek aldığı destanı kahvede, evinde kendisi veya birine okutarak olayı çevresiyle anlamaya çalışırdı.

Çığ felaketi yaşanınca destancıları hatırladım.

Destancılık geleneği devam etseydi 41 kişinin çığ da yaşamını yitirmesi üzerine kim bilinir ne hüzünlü destanlar yazarlardı diye düşündüm.

Tamam.

Destan geleneği kayboldu.

Ama çığ felaketi üzerine ağıt, şiir yazılıp;  belgesel, fotoğraf arşivi yapılabilirdi, yapılmadı. Vanlı imam şair ve yazar Adnan Özkan Hoca'nın "Müküse Ağıt" şiirden başka bir şiir görmedim. Oysa şair ve yazarlarımız bu tür olaylar üzerine edebi yazılar, şiirler yazabilirler.

Elin adamı yaşanan ve yaşanmış olaylar, üretilen ürünler, hava, su, bulut üzerine çekimler yaparak belgesel kanalı kurup para kazanıyor. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü deprem ve çığ felaketinin her aşamasını fotoğraflayıp, çekimlerini yapabilirdi yapılmadı. Hatta çığ devam eden yoğun kar yağışı kısa film veya belgesel yapılabilirdi.  

Olayların acı ve trajik yönü olduğu gibi sanatsal kültürel yönü ve değeri de var.

Ancak kim, niçin değerlendirsin ki?

 

 

 

Çatılar çökebilir!

Van kış, kar memleketidir.

30-40 yıl öncesi benzeri kar yağışı ve soğuklar var. Kar kalınlığının bir metreyi geçtiği söyleniyor.

Kar kalınlığının 120 santimetreyi bulduğu 1994 Aralık ayında yoğun kar yağışı nedeniyle çatılar çökmüş, ağaçlar devrilmiş, Edremit'te düşen uçakta 54 kişi hayatını kaybetmişti.

2011 depremleri sonrası 27 Şubat 2014 günü yağan kar kalınlığı 122 santimetreye ulaşmıştı.

Son 70 yılda en düşük hava sıcaklığı eksi 28,7 ile 19 Ocak 1964'de ölçülmüş. Daha eksi 22'lerdeyiz!

Yaşlılar, orta yaşlılar ve uzmanlar kar yağışını gayet normal karşılıyor. Yeni nesilde yaşayarak, görerek öğreniyor. Eskiden kar yağışları böyleydi.  Bir metreye yakın kar içresinde okula gidip geldiğimizi, damları 4-5 kez temizlediğimizi biliyorum. Kardan evlerin kaybolduğunu büyüklerden duymuştum.  

Endişelenmeye gerek yok.

Ama… Yoğun kardan…

Çatılar çökebilir!

Halı sahalar çökebilir.

Toprak evlerin damı çökebilir.

Araçların tavanları çökebilir.

Yapraklarını dökmemiş ağaçlar devrilebilir. 5 Kasım 1981'de yağan kar çatıları çökertmiş, ağaçları devirmişti. Evimizin önündeki 50 yıllık iğde ağacı kökten yere gelmişti.

Aman ha dikkat!

Önleminizi mutlaka alın, kar mücadelesine de yardımcı olun.

Yazarın Diğer Yazıları