Afşar Çelik

Van bir Süheyla yarattı

Afşar Çelik

Gözleri doldu, fazla konuşamadı. Gözyaşlarını damıtabilseydik, içlerinde kuvvetle muhtemeldir ki gurur, sevinç ve hüzün bulurduk.

Herkes birinin eşi olur ve ancak öyle kalır, genellikle bu memlekette.  Kendisi bir şey olamamış, birey olamamış pek çok insan, eşinin makamının sırtına binerek yükselir, bu memlekette.

Herkes birinin eşi olur bu memlekette. Öyle ki yürümeyi unutur ve ancak ve yalnız bir otomobille yaşanabilirmiş gibi yabancılaşmış bir yolcu olarak geçer halkın arasından ve kapalı pencerelerin arkasında.

O, da birinin eşidir, hem de  adı Van'da bir efsane olarak anılan unutulmaz bir belediye başkanının eşi. Ama onun farkı, etnik bölücülüğün Türk adını Anadolu'dan  silmek için en azgınca saldırdığı bir zamanda,  ulusunun zengin ve fakir, öksüz ve yetim, sağlam ve hasta bütün insanlarının arasından,  bir otomobile binmeksizin, eline Türk Bayrağı alıp kendisi de bayraklaşarak yürümesidir.

O, eşinin itibarını sömürmeyip eşinin itibarını ölümsüzleştiren, Merhum Belediye Başkanlarımızdan Tayyar Dabbağoğlu'nun değerli eşi Dr. Süheyla Dabbağoğlu'dur.

O,  taşralı, cahil bir takım insanların, uzak bir ülke, yitik bir toprak, terk edilmiş bir coğrafya olarak gördükleri Van'ın bir Türk şehri olduğunu ömrünün yarıdan fazlasını Van'a adayarak  göstermiş bir Türk kadınıdır.

O, kız çocuklarımızın neden okuması gerektiğini hepimize bizzat kanıtlayan bir Atatürk kızıdır.

O, tek bir Türk'ün, çevresini nasıl aydınlatacağını göstererek hepimize moral veren, ışık tutan bir cumhuriyet kadınıdır.

O, Toprakkale'den, Van Kalesi'nden Çavuştepe'ye, Hoşap'tan, Gürpınar'a ve adını bilmediğimiz pek çok tepeye ışık ışık, dalga dalga yerleşmiş bayraklarımızdan bir bayraktır.

Süheyla Dabbağoğlu hakkında pek çok şey söylenebilir. Van'ı köylerine varıncaya kadar karış karış bilen ve herkese de şehrini tanıması gerektiğini öğütleyen bu değerli insan olmasaydı, muhtemelen bir Van Evleri sergisi açmak aklıma gelmezdi.

Süheyla Dabbağoğlu, doğru bildiğini söylemekten ve doğru bildiği gibi yaşamaktan asla geri durmayan, aydın bir Türk kadınıdır. Hiçbir  bilgiyi aklının ve bilimin terazisiyle tartmadan kabul etmeyen hayata sımsıkı ve dimdik bağlı, neşe dolu bir insandır.

Bundan dolayıdır ki ne zaman ülkenin kötü gidişinden karamsarlığa kapılsam onun dirayeti ve cesareti  gönlümü aydınlatır.

İşte bu kahraman Türk kadınının doğum gününü  5 Kasım akşamı, öğrencilerinden olmakla onur duyduğum Prof. Dr. Zühre Şentürk'ün organizasyonunda kutladık. Üyesi olmakla onur duyduğum Van Türk Musiki Derneği üyeleri ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin çok değerli öğretim üyeleri kocaman bir aile olup onu bu gününde sevindirdik. Aslında galiba o bizi sevindirdi. Şarkılar, şiirler okuduk, gülüştük, eğlendik ve bizimle olduğu için ona teşekkür ettik.

 Salona girince yaşadığı sevinç ve şaşkınlık görülmeğe değerdi. Hele sonrasında bize seslenirken göz yaşlarını zapt edip de kısa ve öz, " Van bir Süheyla yarattı, Süheyla Van'ı yaratmadı." diyerek hepimize adamakıllı bir tevazu ve vefa dersi vermesini herhalde aramızdan hiç kimse unutmayacak.

Herkes birinin eşi olur bu memlekette.O, eşlerin birbirlerini nasıl onurlandırması gerektiğinin canlı kanıtıdır, bu memlekette.

İyi ki doğdunuz Süheyla Teyze!

Yazarın Diğer Yazıları