Vefasiz Üçlü Sigara, İçki, Kumar

SIGARA, dünyada ve ülkemizde icat edildiğinden beri en çok tüketilen bağımlısı olan para harcanan tiryakisi için ekmekten öncelikli olan, bir çok öldürücü hastalığın temel sebebi ve bünyesinde onlarca zehiri barındıran bir keyf aracı olma özelliğini sahip yegane aksesuardır. Kimi tiryaki büyüklerden görüp taklitle sigaraya başlar, kimi merak eder, kimi arkadaş teşvikiyle başlar ve bir başladımı artık vazgeçemez yada efkarını  bahane eder bir sigara yakar, kimi sevincine ortak eder veya sigara onu bırakır yada ölene kadar içer.  Aklını kunlanıp sigarayı bırakan ise pek azdır.İşin esası sigara bırakılmaz, içmeye ara verilir ve bir bahane ile yine başlanır dumanı tüttürmeye. Ülkemizde sigara yasağının başarılı olmasının tek nedeni içeninde içmeyeninde sigara rahatsızlığının had safaya gelmiş olmasıdır. Toplu taşıma araçlarında, kapalı mekanlarda, evde,  iş yerinde,  külüpte, barda, lokantada, vesselam açık havada bile içilen sigaralar artık içeni de içmeyeni de o kadar bıktırmıştı ki sigara yasağına herkes balıklama atladı ama çok güzel oldu.Temele sormuşlar en sevdiğin iki şey nedir ? Temel cevap vermiş, cigaramın ilk nefesi ile kaynanamın son nefesi.
KUMAR, yer yüzünde ocakları söndüren, yuvaları dağıtan, malın mülkün servetin ortasına incir ağacı diktiren, her çağın vebası bir illettir. Zengininde, fakirinde müptelası olduğu, oynayanında oyun için mekan yapıp oynatanında hayır görmediği, iflah  olmadığı bir hastalıktır. Ülkemizde kumarhaneler kapatılmış ama kumarcı yurt dışına çıkmış. Kimisi  Fransa, kimisi Amerika, kimisi Kıbrısa  son zamanlarda Batuma giderek bu egolarını tatminden vazgeçmemişlerdir.  Karadenizde bir zamanlar insanlar elindekini avucundakini nataşalara yedirmişler,  şimdide eline geçen paraları Batum'daki  makinelere yedirmeye  devam etmektedirler. Ne kadar yasaklanırsa yasaklansın, kumarcı bir yolunu bulup mutlaka oyun oynayacaktır.1980 sonrası  Diyarbakır'da görev yapan bir yetkili kahvehane, külüplerde kumarı yasaklamış ve bu işin sıkı takipcisi olmuştu. Sık sık bu yerlere baskın yapıp kumar oynatan ve oynayanlara göz açtırmamaktadır.Bir gün kulübun birinde kumar oynatılıyor ihbarı yapılmış, hemen adı verilen yerlere baskın  yapmışlar fakat tüm aramalara rağmen hiç bir kumar aletine raslanmamış fakat bazı masalarda o oturan insanların önünde kesme şeker olduğu memurlardan birinin dikkatini çekmiş, sebebini sorunca mekan sahibi ceza kesmezseniz söylerim demiş. Gerekli söz verilince, beyim kumar bir hastalıktır,  bu illete alışan kolay kolay terk edemez. Siz kumarı yasak edince insanlar bir şekilde yine oynamanın bir şeklini buluyorlar, masada gördüğünüz şekerler  kumar aracıdır,  havada uçan sinek kimin şekerine konarsa bütün parayı o kişi kazanıyor demiş.  Sözün özü yasakla bir şeyin önüne zor geçilir ancak insanlar zararına kanaat getirip vazgececek. 
 İÇKİ, yasağınada toplum sahip çıkmadıkça isterseniz adamlar yargılansın içen yine bir yolunu bulup içecektir. İran, Arap ülkeleleri yasağa rağmen ençok içkinin her türlüsünün tüketildiği yerler olmaya devam etmektedir. Şimdilerde ülkemizde içki için getirilen önlemler çok akılcıdır. Kamuya açık alanlarda içip içip etrafı rahatsız edenler hiç kimse tarafından hoş karşılanmamaktadır. Herkesin içtiği meyhanelerde adabında içebilen içkiyi muhabetle içebilen, ayıkkende  sarhoşkende  kendini kaybetmeyenlere  kimsenin bir şey demeye  hakkı yoktur ama çoluk çocuk, ailece gittiğiniz bir piknik alanında içip içip etrafa salyalarını bulaştıran sonrada arabasına binip yolda günahsız insanları  katledenlerin  savunacak hiç bir tarafları yoktur. Bazıları diyorki  her koyun kendi bacağından asılır kime ne. Kalabalık bir yere bir koyunu kesip kendi bacağından asın görelim 3 gün sonra kilometrelerce uzaktan bile cendek kokusu insanları rahatsız etmezse nederseniz deyin. Tüm bireyler yaptıkları her hareketten  önce yaradana sonra kendisine ailesine ve topluma karşı sorumludurlar. Yönetenler bu sorumluluklarını bilerek yasaklarıda özgürlükleride abartmadan yaşar ve yaşatırsalar işte gerçek demokrasi budur diyebiliriz.Satırlarıma gerçek rakıcıların şiiri ile son veriyorum.
                               Rakıname
İçmesini bilene
Zev kü sefadır rakı
İçmeyi bilmeyene
Cevr -ü cefadır rakı
 
Bir münasip miktarı
Muhabet anahtarı
Kaçırırsan ayarı
Cana ezadır rakı
 
Ne dert kalır ne keder
İçeni mesud eder
İçebilirsen eğer
Ruha ciladır rakı
 
Hamsan ona yanaşma
Arifsen ondan şaşma
İç ama haddini aşma
Ferah fezadır rakı
 
Beyaz peynir domates
Yanına bir kavun kes
Çiğ köfteyle ne enfes
Bir iptiladır rakı
 
Gönül dargınlarına
Vefa kırgınlarına
Hayat yorgunlarına 
Haza devadır rakı
 
Eşşek içince zırlar
Köpek içince hırlar
Kedi içince tırmalar
İNSANLARADIR rakı
 
Had bilmesen eğerki
Öyle rusva ederki
Başa beladır rakı
Hoşcakalın.

 

Bakmadan Geçme