Vasiyetname

Medeni Kanun'a göre ölen kişiye ait olan mallar, belirli oranlara göre mirasçılara intikal etmektedir. Ancak, bazı hallerde muris (miras bırakan) öldükten sonra mallarının bir kısmının kendi talebi ve isteği doğrultusunda mirasçı veya mirasçı olmayan üçüncü kişilere geçmesini isteyebilir. Bu talebin hüküm ifade edebilmesi için kişinin ya vasiyetname hazırlaması ya da miras sözleşmesi yapması gerekmektedir.
Mirası bırakan murisin ölümünden sonra geçerli olmak ve tek taraflı iradesiyle, hangi malların kimlere bırakılacağını tayin etmesi vasiyetname olarak tanımlanmıştır. Bu suretle vasiyetname, özgür bir irade beyanıyla, tek taraflı olarak yapılan bir işlemdir. Vefat etmeden her an değiştirilebilmektedir. Vasiyetname ile miras bırakacak olan kişi istediği bir veya birkaç kişiye terekesinden belirli bir veya birden fazla malı, istediği şekilde bırakmaktadır. Fakat miras sözleşmesi usul yönünden vasiyetnameden farklıdır. Miras sözleşmesinde iki taraflı hukuki bir işlem söz konusudur. Bu hükmün gereği olarak taraflardan birinin talep etmesi ile sözleşmeden hemen dönülmesi imkansızdır.
Vasiyetname tanzim edebilmek için en az on beş yaşında,  hukuki bir işlemi ve sonuçlarını anlayabilme ve bu sonuca uygun hareket edebilme yetisine haiz olmak gerekmektedir. Vasiyetnamenin hukuki bir hüküm ifade edebilmesi için vasiyetname yapacak kişinin bu özelliklere sahip olması zorunludur. Aksi taktirde yapılacak vasiyetname geçersiz olacaktır. Genel olarak vasiyetname üç farklı şekilde tanzim edilebilmektedir. Bunlar;
a) El yazısı ile vasiyetname; Miras bırakacak olan kişinin, ölümünden sonra terekesinin (kendisine ait olan mallar) nasıl paylaştırılmasını istediği ve kendi el yazısı ile hazırlanıp gizli tutulan bir vasiyetname hazırlama şeklidir. Bu yöntemde en önemli husus vasiyette bulunan kişinin, vasiyetnameyi kendi el yazısı ile hazırlayıp imzalanması ve vasiyetnamenin yazıldığı tarihi belirtmesidir. Muris, vasiyetinde arzularını açık ve anlam karmaşasına imkan vermeyecek şekilde açık ve net olarak ifade etmelidir. İmzasız, tarihsiz ve parmak basılarak hazırlanan vasiyetnamelerin de hukuki olarak geçerliliği bulunmamaktadır. El yazısı ile tanzim edilen vasiyetnamenin herhangi bir makama teslim edilmesine gerek bulunmamaktadır.
b) Resmi Vasiyetname; Genellikle sulh hakimi, noter ya da kanunla belirlenmiş olan bir yetkili memur ve iki şahit huzurunda hazırlanmaktadır. El yazısı ile hazırlanan vasiyetnameler de bu şekilde ayrıca tasdik ettirilebilmektedir. Bu yöntemde şahitlik yapan kişiler, vasiyetin noter huzurunda okunduğunu ve hazırlanan vesayet metninin miras bırakanın isteklerine uygun olduğunu kendilerine beyan etmesi ve bu kişinin ölüme bağlı tasarruf yapmaya ehil gördüklerine tanıklık yapmaktadırlar.
c) Sözlü Vasiyet; Yukarıda ifade edilen iki yöntemin uygulanamadığı ve/veya savaş, hastalık, ölüm tehlikesi vb. olağanüstü durumlarda mirastan yararlanma hakkına haiz olmayan iki şahit huzurunda uygulanan vasiyet yöntemidir. Şahitlerden biri, kendilerine anlatılanı yer ve tarih belirtmek suretiyle yazdıktan sonra, iki şahidin imzası ile en kısa sürede ve en yakın sulh veya asliye mahkemesine vermelidirler. Şahitler kendilerine anlatılanı yazmayıp, en yakın sulh hakimine sözlü olarak da ifade edebilmektedirler. Bu durumda şahitlerin ifadeleri zapta geçirilmektedir. Ancak bu yöntemin en önemli özelliği, miras bırakanın bir ay içinde ölmesi halinde hüküm ifade etmesidir.
Yukarıdaki şartlara aykırı olarak hazırlanan vasiyetnameler hukuken geçersizdir. Ayrıca vasiyetin anlatmak istediği hususun anlaşılamaması, kanunda aranan şekil şartlarından yoksun olması, içeriğinin gerçekleşmesinin imkansız olması, ahlaka ve kanuna aykırı olması hallerinde de vasiyetnameler geçersiz olarak kabul edilmektedir. Hata, hile ve korkutma hallerinin varlığının söz konusu olduğu durumlarda vasiyetnamenin iptali talep edilebilmektedir.

Bakmadan Geçme