Van'a Dair : - 13 Sarhoşa Değme Özü Yıkılır

Karşıdaki polis karakoluna girip çıkanları daha çok geceleri izlerdim. Esasında o zamanlar Van'da kanun dışı olaylara rastlanmazdı. Bazen vakayı adiye den sayılan ufak tefek hadiselerin vuku bulması da normal karşılanıyordu.

Karşıdaki polis karakoluna girip çıkanları daha çok geceleri izlerdim. Esasında o zamanlar Van'da kanun dışı olaylara rastlanmazdı. Bazen vakayı adiye den sayılan ufak tefek hadiselerin vuku bulması da normal karşılanıyordu. Benim seyrettiğim bazı olaylar Polis karakolunun tam bitişiğindeki içkili lokantadan alkol alıp ta sarhoş olanlarca tam lokantanın önünde vuku bulurdu, ki bekçiler hemen koşup yaka paça bu sarhoşları çekip karakoldan içere sokarlardı. Bundan 15- 20 yıl öncesine kadar Doğunun İnci Van da içki içenlerin nispeti çok düşüktü. Hele içki içipte sarhoş olana çok nadir rastlanılırdı. Esasında Vanlının ruhuna,benliğine edep hakimdi. Vanlı gençler içinde içki içenlere rastlamak kolay değildi. Diğer olgun insanlar ise geceleri, özellikle cumartesini pazara bağlayan gecelere alkol alıps essiz ve sakin bir şekilde evlerine giderlerdi.. . .

Yine böyle gecelerden birinde adamın biri aynı içkili lokantadan hafifçe yalpalayarak çıktı. Demek ki alkol henüz tüm damarlarına kadar işlememişti. Tabii gece yarısına yakın bir zaman olduğu için adamın sesini, hele attığı narayı rahatlıkla duyabilmekteydim. Bir süre  sonra kaldırımdan tam yolun ortasına indi. Yazın ilk günleri idi ama bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor, yağmur suları, topladığı çöp ve çamur parçalarını ana caddeye doğru sürüklüyordu. Bizim sarhoş yolun ortasında yalpalama hareketini artırdı ve ayaklarını yere vurmaya başladı. Tabii o ayaklarını yere vurdukça pis sular elbisesini ve arada birde yüzünü ıslatıyordu. Bir ara "Heyt" diye narayı bastı ve "Var mı bana yan bakan,/ Var mı karşıma çıkan,/ Geliyorum ortadan,/ Geliyorum, Geliyoruuuum" dedi. Son geliyorum sözcüğünü daha da uzatıp der iken bir sağa, bir sola daha hızlı yalpa vurdu, ayakları bir birine dolaştı ve ardında ;"geli..." derken sözcüğü tamamlayamadı ve çamurlu suların ortasına yuvarlandı. Ağzına pis sular dolmaya başladı ve akan pis suların içinde öylece kaldı. Ben o zaman gayri ihtiyari : "Sarhoşa değme, özü yıkılır." demiştim. Lokantadan bir başkası çıktı ve koşarak ona doğru geldi. Ben gelen adamın arkadaşını çamurlu sudan çıkaracağını zannettim. Oysa gelen arkadaşı bu yönde hiç bir harekette bulunmadı. Üstelik çamurlu pis suda debelenen arkadaşının başını saçlarından tutarak yukarı kaldırdı ve çamurlu pis suya iyicene batırdı çıkardı, batırdı çıkardı. Bunu yaparken de "Oğlum sizin memlekette böylemi içki içilir. Ayıp ayıp, Uyan oğlum uyan, sabah oldu" diyordu. Ve adam gerçekten de uyandı, kendine geldi. Demek ki sarhoşun en iyi ayılma ilacı, çamurlu pis sular imiş !Ben ; " Bu ne güzel hayat, bu ne vefalı arkadaş." diyerek balkondan içeri girdim. Olayın sonunu takip etmek istemedim. Çünkü adamların her ikisini de tanıyordum. Adamlar ilimizin önde gelen, itibarları yüksek esnaflarımızdan idiler bereket ki gece yarısını çoktan geçtiğinden cadde ve sokaklar gayet sakindi ve kimsecikler ortalıkta görünmüyorlardı .

Yeniden defteri elime alıp okumaya ve dolayısıyla temize çekmeğe başladım ama o anda gözüme bir dörtlük ilişti. Öyle bir dörtlük ki defter sahibi benim biraz önce gördüğüm manzarayı sanki benden evvel görmüşte, deftere bu dörtlüğü düşmüş gibi geldi bana. Defter sahibi dörtlükte şunları söylemekteydi :

" İçersin, içersin olursun meste, / Gezersın, düşersin olursun ğeste,

Paran da, gider üste./ Köppeyoğlu lezzet bunun harasında.

Bakmadan Geçme