Utkuya giden umutlu yolculuğun mektubu

Hastanenin yakınındaki parktalar. Randevu saati neredeyse gelmek üzeredir. Mini mini sarışın bebekler tombul elleriyle kumla oynuyor, bankta oturan, yakın gözlüğünü takmamış yaşlı kadın 1 metre öteden tutuğu kitabını okumaya çalışıyor, yerleri süpüren görevli sinirli, söyleniyor. Öbür tarafta bir genç dadı, üzerini kirleten çocuğu temizlemeye çalışıyor. Gençler sarmaş dolaş gezerken, onlar da hayatın başka bir kısmındalar.

Hastanenin yakınındaki parktalar. Randevu saati neredeyse gelmek üzeredir. Mini mini sarışın bebekler tombul elleriyle kumla oynuyor, bankta oturan, yakın gözlüğünü takmamış yaşlı kadın 1 metre öteden tutuğu kitabını okumaya çalışıyor,  yerleri süpüren görevli sinirli, söyleniyor. Öbür tarafta bir genç dadı,  üzerini kirleten çocuğu temizlemeye çalışıyor. Gençler sarmaş dolaş gezerken, onlar da hayatın başka bir kısmındalar.

 

Parkın renklerinden ayrılıp hastaneye geliyorlar. Duyacaklarının heyecanını hissederek koridorlar geçiliyor.

 

 Asansörden inince tam karşıda bulunan hastanenin o en görkemli yerindeki panonun yanına geldi. Her gelişinde yaptığı gibi, okumaya başladı. Ne çok insan, ne çok şey yazmıştı. Panoda iki kısım vardı. Tedavi sürecinde olanların yazdıkları ve tedavi sonrasında mutlu sonla tanışanlarınkiler… Her iki bölümü ayıran, sadece bir ince bölmeydi. İnce ama geçilebilmesi en zor hattı bu. Zafer çizgisiydi, ötesi ise utkuydu.

 

Yazılanlar bu yola girmeyenlere göre basit, belki sıradan cümleler fakat onun ruhunda büyük etkiler yaratıyor. Birçoğu içini umutla dolduruyor, bazen yaşadığı iç hüznü ise, diğer ihtimallerin sonucu. Şimdi bölmenin birinci kısmındaydı. Bir gün, evet bir gün her şey değişecek, belki de kendini diğer tarafta bulacaktı.

 

Uzun zamandır, bebek bekleyen arkadaşlarına gıptayla bakmaya, istemedikleri halde bebek sahibi olanlara imrenmeye alışmıştı.

 

Yine de, arkasına bakınca epey yol aldıklarını görüp sevindi.  Önünde kimi yerde dimdik yokuşları, keskin virajları olan bir yol uzanıyordu. Bu yazılanlar da kat edilen aynı, belki daha zorlu yolların eseri değil miydi?  "Uzunca bir süre bekledik, şimdi bebeğimizi kucağımıza aldık, çok mutluyuz. Hastanenize teşekkür ederiz" diyor bir notta.  Bir başkası yaşadığı süreci anlatıyor ve minnettarlığını dile getiriyor. İşte mutsuz bir not. Öyle çok yaşantı var ki ve çeşitli. Kimisi mutlu sonla bitmiş, bazıları ise umudunu yitirmeden yoluna devam ediyor,  "Oradakiler, benden az sarsılmamış " diye düşünüyor.

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme