Tercih günleri

Şahbettin Uluat yazdı...

Üniversite adaylarının tercih süresi geçtiğimiz Cuma gece yarısı sona erdi.

Ülke genelinde kabaca bir milyondan fazla aday bu fırtınalı süreci yaşadı.

Gençlerimiz üniversite eğitimi almak istiyorlardı. Bunun için sınavlara girmişlerdi. Aralarında her yaştan ve her sosyal tabakadan insanlar vardı.

12 yıllık temel eğitim maratonu tamamlanmış, duruma göre kurs, dershane, özel ders aşamaları geçilmiş artık meyvelerin alınacağı çağa gelinmişti.

Adayların bizzat kendilerini ve birinci dereceden yakınları dikkate alındığında en az 5 - 6 milyon insan bir şekilde bu süreçlere katılmış; çok şey düşünülmüş, çok şey konuşulmuştu. Küçük anlaşmazlıklar, küçük mutluluklar işin tuzu, biberi olmuştu.

Ülkemizde temel eğitim ücretsiz ve herkese verildiği için doğal olarak toplumun her kesiminden insanların bu sürece dâhil olmaları gerekmişti. Her kesimden ve her eğitim düzeyinden insan birbirleriyle fikir alışverişinde bulunmuş, adaylarla konuşmuş ortak çözümler aramıştı. Resmi kurumlar, dershaneler, özel ders verenler, danışmanlar, anne babalar, hısım akrabalar, çeşitli mesleklerden insanlar, dedeler, nineler öğrencilere bu zor zamanlarında yardımcı olmak için devreye girmişti.

Bütün bunlarla birlikte çağdaş teknoloji de karar süreçlerinin dışında kalmamıştı. Internet üzerinden çalışan tercih robotları da boylarını göstermiş, kendi özelliklerine ve güçlerine göre çözüm ortağı olmuştu.

Her zaman ve her şeyde olduğu gibi doğru yolu gösterip, karanlık noktaları aydınlatıp, gözden kaçanlara dikkat çekip adayların ideal seçimleri yapmalarını sağlayanlar da vardı süreçte; yanlış bilgileri, gereksiz endişeleri ve abartılarıyla gençlerin doğru tercihlerini yamultup bozanlar da.

Yanlış yaptıranların hemen hemen tamamı, her zaman olduğu gibi bu defa da sürece iyi niyetle ama eksik bilgiyle dâhil olmuştu.

Gidilecek okulun türü ve sağlayacağı iş olanakları kadar, gidecek öğrencinin ekonomik durumu da seçimleri etkilemişti.

Sonunda iyisiyle kötüsüyle, doğrusuyla yanlışıyla kararlar verildi, kayıt altına alındı, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’ne bildirildi.

Bundan sonraki süreçte de geçmiş yıllarda yaşanmış olanların benzerleri yaşanacak.

Adayların bir kısmı seneye sınava yeniden girmek üzere tercih yapmamış oldukları için bekleyecekler.

Çok az bir kısım aday, kayıt hakkı kazandıkları okullara ya hiç kayıt olmayacak ya da kaydını yaptırıp şu ya da bu nedenle devam etmeyecek, edemeyecek.

Kazanıp yerleştirilmiş olanların büyük çoğunluğu için bu gerçek bir dönüm noktası olacak, mutluluk içinde eğitimlerine başlayıp sürdürecekler.

*

Her insanın bu dünyadaki yaşamı yukarıdakine benzer tercih süreçleri ile doludur. 

Nasıl bir ailenin içine ve nerede dünyaya geleceğimizi tercih edemeyiz ama yaşarken pek çok farklı şey arasında tercih yapmamız gerekir.

Maddi olanaklarımız ölçüsünde yediğimiz giydiğimiz kullandığımız şeyleri biz, kendimiz tercih ederiz.

Arkadaşlarımız bizim seçimimiz olur.

Boş zamanlarımızı nasıl değerlendireceğimize biz karar veririz.

Tatil yapacağımız yeri peki çok seçenek arasından biz seçeriz.

Bir işte çalışacaksak mevcut iş olanakları arasında seçimi biz yaparız.

Eğer evlenmek gibi önemli bir yol ayrımına gelmişsek orada da genellikle son söz bize ait olur.

Bütün bu tercih süreçlerinde de, başkalarında da bilen bilmeyen, uzak yakın, doğru yanlış insanlar tercihlerimizi etkilerler.

Bazen bizim tercihlerimiz yetmez karşımızdakilerin de bizi tercih etmeleri gerekir. Söz gelimi seçimlik bir nedenle aday koltuğunda oturuyorsak ve karşımızda niteliksiz bir jüri varsa ve de ajandalarında adımız yoksa bizim tercihimiz işe yaramayabilir.

Siyasal seçimlerdeki tercihlerimiz sonuçta ağırlığı ölçüsünde başkalarının gelecek yaşamlarına da dokunur.

Sonuçta tıpkı üniversite seçimlerinde olduğu gibi herkes kendi tercihlerinin sonuçları ile yüzleşir.

Zaman içerisinde bir kısmımız doğru tercih yaptım diyerek mutlu oluruz.

Diğer bir kısmımız da yüzleşip durduğumuz sorunların nedeninin yanlış tercihlerimiz olduğunu düşünürüz.

Bakmadan Geçme