SÖZLEŞMELİ VE ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN SORUNLARI MECLİS GÜNDEMİNDE

HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin yaşadıkları sorunlarla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne araştırma önergesi verdi.

Vansesi Haber Merkezi

HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, TBMM’ye verdiği önergesinde, “Öğrencilerin okullarda özgür ve özerk bireyler olarak yetişmesinde başat rolü oynayan öğretmenlerin sorunları günden güne büyümüştür. Bununla birlikte atanmayan öğretmen sayısı 500 bini geçerken okullarda öğretmenler, ücretli ve sözleşmeli olarak çalışmaya mecbur bırakılmışlardır. Buna karşın siyasi iktidar; öğretmenlerin esnek ve güvencesiz çalışma koşulları, ekonomik sorunlar, mülakat ve güvenlik soruşturması uygulamaları, özellikle ücretli öğretmenlerin karşılaştığı mobing vb. sorunlar karşısında 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nün kutlandığı bugün de bir çözüm geliştirmemiştir. Dolayısıyla ücretli ve sözleşmeli öğretmenlerin yaşadıkları sorunların tespit edilerek öğretmenlik onuruna yaraşır şekilde gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98’inci İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz” ifadelerine yer verildi.

Öğrencilerin herhangi bir dayatma veya sınırlandırılmaya maruz kalmadan özgür ve özerk bireyler olarak kendilerini inşa etmeleri açısından okulların büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Milletvekili Sarısaç, “Çünkü okullar; fiziki koşulları ve eğitim kadrosu itibariyle beceri ve yeteneğin gelişmesinde, bilgi ve kişiliğin kazanılmasında belirleyici bir faktördür. Buna karşın eğitime yönelik piyasalaştırmayı ve kadrolaşmayı esas alan politik müdahaleler, güvencesizliği dayatan uygulamalar okulların değersizleşmesine neden olagelmiştir. Özellikle eğitim kurumlarına ve emekçilerine yönelik siyasi baskılar, eğitimin niteliğine ve okulun değerine doğrudan telafisi imkânsız zararlar vermektedir. Bugün her ne kadar 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, öğretmenlerin toplumsal hakları ve statüleri noktasında önemli bir gün olsa da eğitim emekçilerinin hak ettikleri noktadan uzak oldukları ortadadır. Özellikle son yıllarda yaygınlaştırılan ücretli öğretmenlik ve sözleşmeli öğretmenlik uygulamaları ile öğretmenler, güvencesiz ve esnek çalışma koşullarına mahkum edilmiştir. Oysa yeni nesillerin zihinlerinin şekillendirilmesine öğretmenlerin merkezi konumda değerlendirildiği UNESCO, ILO ve UNICEF başta olmak üzere uluslararası kuruluşların 2014 yılında Dünya Öğretmenler Günü vesilesiyle yayınladıkları ortak mesajda “Bir eğitim sistemi ancak öğretmenleri kadar iyidir.” ifadesi kullanılmıştır. Bunun için Türkiye’nin de taraf olduğu UNESCO ile ILO’nun ortak hazırladığı “Öğretmen Statüsü Tavsiyesi” belgesinde “Öğretmenlerin mesleklerini icra ederken sahip oldukları koşulların verimliliğinin sağlanması ve öğretmenlere kendilerini mesleklerine konsantre olabilecekleri imkânların sunulması” gerekliliğine vurgu yapılmıştır. Bütün bunlara rağmen AKP İktidarları boyunca öğretmenliğin toplumsal önemi göz ardı edilmiş ve öğretmenler mesleki, iktisadi ve hukuksal birçok sorunla karşı karşıya bırakılmışlardır. AKP İktidarında eğitimde kalıcı çözümler geliştirilmediği için ataması yapılmayan öğretmen sayısı sistematik bir şekilde artarak 70 binden 500 bine yükselmiştir. Siyasi iktidar bununla yedek iş gücü sayısını arttırarak öğretmenlerin hem devlet okullarında hem de özel okullarda ucuz, güvencesiz ve esnek iş gücü olarak çalıştırılabilmesinin yolunu açmıştır. Özel öğretim kurumlarında öğretmenlerin stajyerlik adı altında ücretsiz sonrasında ise asgari ücrete çalıştırılması, devlet okullarında günlük yevmiyeyle ücretli öğretmen çalıştırılması ve son yıllarda sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının yeniden yasalaştırılabilmesi bu şekilde mümkün olmuştur” ifadelerini kullandı.

Milletvekili Sarısaç son olarak şunları söyledi; “Gelinen aşamada esnek, güvencesiz ve angarya çalıştırılma gibi uygulamalar ile enflasyonun çift hanelerde seyretmesi, Covid-19 salgını vb. sorunlar bütün öğretmenleri etkilerken özellikle ücretli ve sözleşmeli öğretmenler ekstra sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır. Sözleşmeli öğretmenler, mülakat engelini aştıktan sonra da eş ve özür durumuna bağlı tayinler konusunda sorunlar yaşarken iş güvenceleri de bulunmamaktadır. Ücretli öğretmenlerin de iş güvenceleri bulunmamakla birlikte tatillerde ve hava şartlarına bağlı olarak okulun olmadığı günlerde ücret ve sigortaları kesilmektedir. Özlük hakları ve ücret adaletsizliğinin yanında ücretli öğretmenler, sendikal haklardan da yoksun bırakılmakta ve sıklıkla mobinge maruz kalmaktadırlar. Sonuç itibariyle AKP İktidarının eğitimde kadrolaşmaya dayalı eğitim politikaları; son 20 yılda hak kayıplarına, güvencesiz çalışmaya, ucuz işgücüne ve iş barışının bozulmasına yol açmıştır. Bu nedenle on binlerce eğitim emekçisi, ücretli öğretmen olarak çalışmak zorunda bırakılırken yüz binin üzerinde sözleşmeli öğretmen de güvencesiz çalışma koşullarına mecbur bırakılmışlardır. Buna karşın mülakat ve güvenlik soruşturmaları nedeniyle yaşanan sorunlar da dahil olmak üzere 500 bini aşkın işsiz, ataması yapılmayan öğretmenlerin varlığı gibi temel konuların çözümü noktasında herhangi bir çözüm üretilmemiştir. Dolayısıyla ücretli ve sözleşmeli öğretmenlerin yaşadıkları sorunların, okullarda maruz kaldıkları uygulamaların tespit edilerek gerekli adımların atılması amacıyla Meclis araştırması açılması yararlı olacaktır.”

Bakmadan Geçme