Şiddete dur diyebilmek

Türkiye'de aynı vatan üzerinde yaşıyan insanlar,  aynı dine, aynı dile, aynı ırka, aynı meshebe ait insanlar binbir türlü oyunlarla futbol aracılığıyla birbirine düşürülmeye çalışılıyor. Türk Milleti bu oyuna gelmemeli ve asla bir başkası başka bir takıma sempati duyuyor diye, düşman olmamalı. Şu son haftalarda yaşanan şiddet olayları eminim ki sağduyulu futbol izleyicisini çok üzdüğü gibi futbola karşı soğutmuştur. Nedeni ne olursa olsun yöneticilerin, antrenörlerin, hakemlerin, saha komiserlerinin ve futbolcuların bu tür davranışlar içinde bulunmamaları ve bu tür davranışlar içinde bulunanlara da şiddetle tavır almaları gerekir. Bu ve buna benzer olumsuz durumları ortadan kaldırmak için, Futbol ailesindeki her bireye ayrı ayrı sorumluluklar düşmektedir. Özellikle antrenörlere, antrenör olarak sportmen ve centilmence hareket etmeliyiz. Yetiştirdiğimiz sporcularıda aynı prensipler dahilinde eğitmeliyiz. Topluma mal olmuş antrenörlerimiz davranışlarına, kullandıkları usluba, ağızlarından çıkan kelimelere dikkat etmesi gerekir.Türkiye'de futbol kurallarına aykırı hareket ettikleri gerekçesiyle antrenörlerimizin sık sık disiplin kuruluna sevk edilmesi hem antrenörlük mesleğiyle bağdaşmamakta, hemde futbolcularımıza ve diğer kişilere  kötü örnek olmaktadır. Futbolcudan önce antrenörleri eğitmekte çok fayda   vardır. Eğitimli antrenörün eğiteceği, yetiştireceği futbolcunun saha içi ve saha dışı davranışları daha olumlu olur. Bakıldığı zaman milli takımlarda görev yapmış örnek olması gereken futbolcuların sorumsuzca hareketleri tribünlerdeki şiddet olaylarını  tetikliyor. Fenerbahçe gibi büyük bir kulübün kalesini koruyan Volkan  Demirel'in son yıllardaki  sorumsuz hareketleri kendisine yakışmadığı gibi bulunduğu camiayada yakışmıyor. Kulüplerimizin bu tür futbolcularına müsamaha göstermemesi gerekir. Bunlar kendi kulübüne zarar verdiği gibi tribünlerdeki seyirciyi de tahrik ederek şiddete yönlendiriyorlar. Futbolun bir oyun olduğunu önce futbol oynayan futbolcunun bilmesi gerekirki bunu tribünlerden isteyelim. Türkiye'de futbol bir seyir oyunundan ziyade namus davası, ayrışma aracı  gibi  görülüyor. Bir insan tanımadığı bir insana sırf karşı takımdan diye bıcak saplayabiliyor. Çok üzücü, düşündürücü ve incelenmesi  gereken vahim bir olay. Bu nasıl bir vicdan, nasıl insanlık,  bu nasıl  spor anlayışı,  bu nasıl  bir gözü dönmüşlüktür anlamak çok zor. Sporun barış, kardeşlik, dostluk, centilmenlik ve fairplay duygularıyla yapılması, siğer bir amacıda  farklı  insanları  ve kitleleri birbirine yakınlaştırmak ve kaynaştırmak olduğu unutulmamalıdır.
 Her  nedenle olursa olsun, böyle çağ dışı ve ilkel davranışlar içinde olan kişi ve kurumları nefretle kınıyoruz...

 

Bakmadan Geçme