ŞİDDET YAYGINLAŞIYOR

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Çiçek, şiddetin sınır tanımadan artmaya devam ettiğine dikkat çekti. Şiddetten herkesin nasibini aldığın kaydeden Dr. Çiçek, "Son günlerde şiddet, özveriyle görevini yerine getirmeye çalışan doktor, öğretmen, memur gibi herkese yönelmeye başladı. Toplumumuz için korkutucu bir gelişme. Bu konuya hepimiz kafa yormalıyız. Şiddet hayatın her alanında karşımıza çıkıyor: Evde şiddet, okulda şiddet, sokakta şiddet, hastanede şiddet, kışlada şiddet, trafikte şiddet; dağda-bayırda şiddet, kentte şiddet, köyde şiddet. O halde şiddet tesadüfi ya da istisna değil, tam tersine çok yaygın olduğu gibi çeşitliliği ve dozu giderek artan bir olgu. Bu kadar yaygın olan şiddet karşısında takip edilebilecek en etkili yol, şiddet karşıtı bir bilinç oluşturmaktır. Bu da okullarda bir ders olarak verilerek yapılabilir. Böylece eğitim yoluyla şiddeti aza indirme imkânı da bulunabilir" dedi.
Yeni kuşakların şiddet konusunda bilinçlendirilmesi durumunda şiddetin yaygın olmaktan çıkıp istisnai bir duruma dönüşeceğini belirten Doç. Dr. Hasan Çiçek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Zaman zaman şiddette bir hiyerarşi vardır. Güçlü güçsüz hiyerarşisi. Güçlü olan diğerine uyguluyor. Çocuk şiddet görüyor, o güçlü olduğunda bu sefer o şiddet uyguluyor. Hiyerarşinin ölçütü, güç oluyor. Şiddetin en kötü hak ihlali olduğu konusunda bilinçlenen insanlar, kendini kontrol etme becerisi göstererek, şiddetten uzaklaşacak ve normalleşecektir."
DERSİN ADI "ŞİDDET KARŞITI BİLİNÇ" OLMALI
Doç. Dr. Hasan Çiçek, özgürlükçü ve her an geliştirilmeye müsait gibi görünen 4+4+4 eğitim sisteminin içinde böyle bir dersin konulabileceği söyledi. İkinci 4'te ya da son 4'ün başında böyle bir ders olabileceğini kaydeden Doç. Dr. Çiçek "Yani lise 1. sınıfta da bu ders olabilir. Adını da "Şiddet Karşıtı Bilinç" olarak öneriyorum. Şimdiye kadar "şiddet bilinci" kavramı kullanılıyor. Bunun pek doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü bu kavram olumsuzluk bildiriyor. "Cinayet bilinci" kavramı neyi çağrıştırıyorsa o da onu çağrıştırıyor. Bunun yerine "şiddet karşıtı bilinç" kavramını öneriyorum. Çünkü "şiddet bilinci" kavramı, şiddet karşısında bilinçli olma anlamını vermiyor, eksik kalıyor. Oysa şiddet karşıtı bilinç, şiddet karşısında bir duruşu, düzeyi, mesafeyi anlatıyor. "Şiddet karşıtı bilinç" adı kulağa hoş gelmiyorsa dersin ismi, içeriği değişmeyeceği için "İnsan ve Değerleri" de olabilir. Her halükarda, insanın onurlu bir varlık olduğunun ve şiddetin bu onuru yok ettiğinin kavratılmasını amaçlayacak bir dersin etkili olacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
NEYİN ŞİDDET OLUP OLMADIĞINI BİLMİYORUZ
Doç. Dr. Hasan Çiçek insanlar şiddet konusunda bilinçli olmadıklarını söyledi. Neyin şiddet olduğu neyin olmadığı konusunda toplumun bilgilenmeye ve bilinçlenmeye ihtiyacı olduğunu kaydeden Dr. Çiçek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Anne-babalar, büyükler, eğiticiler, çocuklara yönelik bazı şiddet davranışlarının şiddet olmadığı gibi yanlış ve yaygın bir kanaate sahipler. Çocukları zaman zaman hafif dövmenin bir hak olduğunun düşünüyorlar. Ya da toplum neyin şiddet olduğunu, neyin şiddet olmadığını bilmiyor. Şiddetin sınırının nerede başladığı, nerede sonlandığı bilgisine ve bilincine sahip değil. Bireyler şiddet uygulamadan sorunlarını çözebileceklerini ya da şiddetin hiçbir sorunu çözemediği konusunda bir farkındalığa ulaştırılmalıdırlar. İşte bunun için lise 1. sınıftan itibaren en az bir saatlik de olsa bir ders, bu handikap konusunda yeni kuşakların bilinçlenmesini sağlayacaktır. Bu ders, toplumsal bir bilinç oluşturma misyonunu tamamladığında, kaldırılabilir de. Bu ders şiddet duygusunun, şiddet davranışına dönüşmesini önleyebilmenin ya da öfkeyi kontrol edebilmenin insani bir gereklilik olduğu anlayışını yerleştirebilir. Böyle bir derste insanın değeri anlatılacak, şiddetin ne olduğu, ne olmadığı üzerinde durulacak, şiddetin her türü, örneğin istismarın, cinsel istismarın ne olduğu konusunda da öğrenciler bilgilendirilecektir. Mevlana, Yunus Emre, Popper, Arendt gibi bazı düşünürlerin ve kanaat önderlerinin şiddetle ilgili düşünceleri de bu derste materyal olarak kullanılabilecektir. Yetişkinler için de medyaya, yerel yönetimlere üniversitelere ve sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir. Medya bilinçlendirici programlar yapacak. Yerel yönetimler üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları genel ve yerel düzeyde toplantılar, paneller, seminerler, konferanslarla toplumumdaki yetişkinleri bilinçlendirecek ve toplumda şiddete karşı bir bilinç oluşturacak. Toplumda şiddete karşı bir duyarlılık oluşursa, toplum şiddeti ve şiddet eğilimini dışlarsa, şiddet bu kadar yaygın ve yoğun olmaktan çıkacaktır. Şüphesiz şiddetin gerilemesi için topyekün bir seferberlik gereklidir ama bu seferberliğin en önemli ayağı da eğitimdir. Gerek görülmesi halinde söz konusu dersin içeriğinin ve materyalinin hazırlanması konusunda bölümümüz de üzerine düşeni yapacaktır."

VAN HABERLERİ HABER VAN

Bakmadan Geçme