SALİH (ŞORATAN) ABİ...

* Kendimi bildim bileli önce mahalleden, sonra meydandan tanıdığım, Van'da herkesin tanıdığı, sevdiği ve güvendiği bir adam.

* Sabrı, sevimliliği, düzgünlüğü, çalışkanlığı ile sevilen itibarlı bir adam. Ekmeğini taştan çıkaran, eğlenmesini bilen, geniş bir dünyasıyla gönüllerde taht kuran, Van'ımızın entelektüellerinin sohbet arkadaşı, film artisti ve rahmetli Aloş’u kıskanan, gizli seven, artist gibi bir adam.

* Van’da olan, Vanlı olan herkesin ŞORATAN Salih abisi. Allahın rahmeti üzerine olsun.Hakkını helal etmiştir inşallah. Esnafın, gençlerin, toplumun dostu. Sebze hali, şehir parkı ve memurlar kulübünün müdavimi.

Haftanın beş günü çalışır, koşar, yorulur ve çok sevdiği, önem verdiği, ayrılamayacağı abiler ile buluşmak için bazen akşamlar ve her cumartesi memurlar kulübüne gelir; kaptıkaçtı ve pişti oynayarak eğlence başlardı. Memurlar kulübünde, her hafta sonu sohbet sınırsızdı. Ona karışanlar, eskiler, küfür ettikleri, illa oyun oynaması gerekenler.

Kaptıkaçtıyı; Rahmetli Fırıncı Şakir abi, Turgut Atacan ve benimle oynardı sürekli. O oyun bitinceye kadar yaşananlar, gırgır ve şamata dillere destan olurdu. Oyuncu dört kişi iken, seyirciler 15-20 kişi. Meşrubat içene, kağıtları söyleyenlere, oyuna karışanlara ve kız ile yapılan kaptıkaçtılara küfüyley havada. Seyirciler öyle sıradan kişiler değil, küfüy etmedikleri de vardı.

Yine bir gün; ayakkabı satacağını söyleyip kulüpten çıktı ve akşam üzeri kulübün kapısı açıldığında, hepimiz gürültünün geldiği kapıya döndük. Bir kükremiş, bir kükremiş yanına yaklaşmak imkansız. Elinde kadın ayakkabıları "içinizde hangi g.v.tlar dört çüt 37 numara ayakkabının sağlarını almış" diyerek direk masaya gelip, oradakilere küfürleri sıralamaya başladı.

"Salih abi, hani küfür etmeyecektin" dediğimde "müdüy bey, men hekedenleye küfüy ediyem, sana noli" dediğinde, tüm kulüp gülmekten kopmuştu.

Adam; ayakkabıları satarken, bizimkilerden gidip hanımlarına ayakkabı almışlar sözde. Ayakkabıların sollarından, dört çift alıp parasını ödemiş ve poşetlere bırakıp gelmişler. Ayakkabı almak isteyenler, ayakkabıların tümünün sağ olduğunu görünce, buna gülmeye başlamışlar. Adamın hem karı gitmiş, hemde kendini enayi hissetmiş. Gülüşmeler sonunda, ayakkabılar değiştirilir, gönlü alınır ve sohbet başlardı. Rahmetli hep ‘hak edenleye küfüy ediyem, siye ne’ der ve giderdi. Haksızmıy dı?

İşte bizim Şoratan Salih abimiz, solmayacak güllerimizden biriydi. Solmadı, dikenleri kırıldı ve bizlerden ayrılıp, toprağı tercih etti.

Allah rahmet etsin, mekanı cennet olsun.

Bahri Müdür Amca Yıldızbaş

 

Bakmadan Geçme