Sakatlık indirimi

 

Bilindiği üzere çalışma gücünün belirli bir kısmını kaybeden bedensel engelliler ile ilgili olarak 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nda yapılan düzenlemeye göre "sakatlık indirimi" müessesesi oluşturulmuştur.4842 sayılı yasa yürürlüğe girmeden önce, genel ve özel indirim olarak bir bütün halinde uygulama alanı bulan bu indirimler, bu yasa ile kaldırılmış ve yerine sadece “sakatlık indirimi” müessesesi getirilmiştir. Buna göre mezkur kanundan yararlanmak isteyen yükümlüler, durumlarını belgelendirmek için bağlı bulundukları yer defterdarlığı marifetiyle, ilgili sağlık kurumlarına yönlendirilmektedir. Bu kurumlardan alınacak raporlarla özürlülük derecelerinin tespit edilmesi amacıyla Maliye Bakanlığı Merkez Sağlık Kurulu’na gönderilmektedir. Böylece bu kurumlardan Sakatlık İndirimi Belgesi ile bedensel engelli olduklarını tevsik etmelerini müteakiben engelli olanlar sakatlık indiriminden yararlanabilmektedirler.

Ancak uygulamada haksızlık olmaması açısından bir takım düzenlemeler yapılarak Gelir Vergisi Kanunun 31. maddesi ile özürlüler, iş gücü kaybı oranına göre sınıflandırılmış ve bu sınıflandırmaya göre istisna tutarları oluşturulmuştur. Bu düzenlemeler aşağıda gösterilmiştir.

Çalışma gücünün asgarî % 80'ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgarî % 60'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgarî % 40'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılır ve her yıl itibariyle Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) tutarında artırılarak belirlenen aylık tutarlar, hizmet erbabının ücretinden indirilir. Özürlülük derecelerinin tespiti ve “sakatlık indirimi”ne hak kazanan bedensel engelli ücretlilere yukarıda belirtilen indirimler, aylık tutarları itibariyle maaş bordrolarında gösterilmesi suretiyle uygulanır. Ancak ücret gelirleri stopaj yolu ile değil de, yıllık beyanname ile vergilendirilen ücretlilerde, yıllık indirim tutarı üzerinden beyannamelerinde bu indirimlerden yararlanırlar. Burada en önemli hususlardan biri de ücretlilerin bu indirimlerden, kendisi özürlü olmasa dahi, bakmakla yükümlü olduğu kişiler arasında özürlü bir kimse varsa yine bu indirimden yararlanabilecek olmasıdır.

Ücret geliri elde eden bedensel engelliler için tanınan bu indirim hakkı özürlü serbest meslek erbabı ile basit usulde vergilendirilenlerden özürlü olup da tüccar veya ücretli duruma girmeksizin yapılan imalat, tamirat veya terzi, marangoz gibi küçük sanat işleri ile uğraşanlara da tanınmıştır. Bu durumda olanlar tespit olunan indirimlerin yıllık tutarlarını yıllık beyannamelerinde yer alan kazançlarından indirmek suretiyle bu indirimden yararlanırlar.

Ücret geliri elde eden ücretlilerde olduğu gibi söz konusu yasa maddesi hükmüne göre bu imkan, ailesinde bakmakla yükümlü olduğu özürlü bulunan serbest meslek erbabına da tanınmıştır. Ancak aynı imkan, bakmakla yükümlü olduğu özürlü kimse bulunan basit usulde vergilendirilenler için söz konusu değildir. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında bakmakla mükellef olduğu özürlü kişisi bulunan serbest meslek erbabı ve ücretliler ile basit usuldekiler arasındaki aleyhte bir fark bulunmaktadır. Bu konuda bir diğer aleyhte durum da, yine vergi uygulamasında “işletme hesabı esasına göre defter tutan” mükellef olarak açıklanan gelir vergisi mükelleflerinin bu indirimden yararlanamamaları hususudur.

“Sakatlık indirimi” uygulamasında sakatlık tanımına, sadece bedensel sakatlıkların girmediğini belirtmekte yarar vardır. Buna göre zihinsel ve duygusal özürlüler de bu kavramın kapsamına dahil edilmektedir.

 vanhaber,haberlervan,atilla dinçer, köşe yazıları

 

Bakmadan Geçme