Rusya: Ukrayna'nın NATO'ya kabulü silahlı çatışmayla sonuçlanır

Güvenlik garantileri taslağı konusunda ABD ve NATO'ya cevap mektubu yayınlayan Rusya, 'Rusya'nın kırmızı çizgileri ve temel güvenlik çıkarları göz ardı edilmeye devam ediyor' ifadelerini kullanarak, Ukrayna'nın NATO'ya kabul edilmesi durumunda Ukrayna'nın güç kullanarak Kırım'ı geri almak isteyeceği ve bunun da Rusya ve ABD müttefikleriyle silahlı çatışmaya neden olabileceğini bildirdi.

Rusya, güvenlik garantileri taslağı konusunda ABD ve NATO'nun kendilerine verdiği yanıttan memnun olmadığını belirterek ABD'nin öneriler konusunda sessiz kaldığını vurguladı. Yapılan açıklamada, "ABD ve NATO'yu, barış ve güvenliği koruma alanındaki uluslararası yükümlülüklerinin yerine getirilmesi çalışmalarına geri dönmeye çağırıyoruz” denildi.

ABD ve NATO'nun kendilerine verilen yanıttan memnun olmadıklarını her platformda duyuran Rusya, güvenlik garantileri taslağı konusunda cevap mektubu yayınladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan 11 sayfalık mektupta, Ukrayna'nın NATO'ya dahil edilmesi durumunda Rusya ile NATO'nun karşı karşıya gelebileceği ifade edilerek, "Ukrayna NATO'ya kabul edilirse, Kiev'deki rejimin Kırım'ı güç yoluyla geri alma girişiminde bulunarak Kuzey Atlantik Antlaşması'nın 5. maddesi uyarınca ABD ve müttefiklerini Rusya'yla direkt silahlı çatışmaya çekmesi yönünde gerçek bir tehdit ortaya çıkar" denildi.

Rusya'nın ABD'nin kendilerine yeterli cevabı vermediği savunulan mektupta, "Bunlar, NATO'nun daha fazla genişlemesinin reddedilmesi, 'Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO üyesi olacağı' belirtilen 'Bükreş Formülünün' geri çekilmesi ve herhangi bir askeri faaliyet yürütmek için altyapılarının kullanımı ve saldırı nitelikli olanlar dahil askeri kabiliyetlerin ve NATO altyapısının Rusya-NATO Kurucu Senedi'nin imzalandığı 1997 yılındaki durumuna geri dönüşü dahil olmak üzere daha önce SSCB'de yer alan ve İttifak üyesi olmayan devletlerin topraklarında askeri üsler kurulmasının reddedilmesidir” denildi.

Bu hükümlerin Rusya için ilkesel öneme sahip olduğu aktarılan mektupta, “Rus tekliflerinin bir paket niteliği taşıdığı göz ardı edildi, bilhassa 'uygun' konular seçildi, bunlar ABD ve müttefikleri için avantajlar oluşturacak yönünde büküldü. ABD'li yetkililerin retoriği gibi, bu yaklaşım da Washington'un gerçekten Avrupa'nın güvenlik durumunu düzeltmeye kararlı olduğuna dair meşru şüpheleri pekiştiriyor” denildi.

“Rusya'nın kırmızı çizgileri ve temel güvenlik çıkarları göz ardı edilmeye devam ediyor”

Rusya sınırlarına yakın yerlerde artan ABD ve NATO askeri faaliyetleri endişe verici olduğu vurgulanan mektupta, “Bizim kırmızı çizgilerimiz ve temel güvenlik çıkarlarımız ile Rusya'nın onları koruma konusundaki egemen hakkı göz ardı edilmeye devam ediyor. Rusya topraklarındaki belirli bölgelerden askerlerin çekilmesine yönelik nihai talepler ve buna daha sert yaptırım tehditleri kabul edilemez ve gerçek mutabakatlara varma umutlarını baltalıyor” denildi.

“Rusya, askeri-teknik önlemlerin uygulanması da dahil karşılık vermek zorunda kalacaktır”

Mektupta, “ABD ve müttefikleri tarafından güvenliğimizin sağlanmasıyla ilgili kesin, yasal olarak bağlayıcı garantiler sunulması konusunda anlaşma yapmaya ABD tarafının hazır olmaması nedeniyle Rusya, askeri-teknik önlemlerin uygulanması da dahil karşılık vermek zorunda kalacaktır" ifadeleri kullanıldı.

“Anladığımız kadarıyla (ABD) Rus birliklerinin Ukrayna sınırlarından uzaklaştırılmasını talep ediyor”

ABD'nin verdiği cevapta Ukrayna'daki gerilime Rusya'nın sebep olduğunun anlaşıldığı ifade edilen mektupta, "ABD'nin Rusya'nın önerilerine verdiği yanıtta, Avrupa'nın güvenliği alanındaki durumun iyileştirilmesi sürecinde ilerlemenin ancak Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik tehdit edici eylemlerinden kaynaklanan gerilimin düşürülmesi kaydıyla elde edilebileceği konusunda ısrar ettiğini görüyoruz. Yani anladığımız kadarıyla Rus birliklerinin Ukrayna sınırlarından uzaklaştırılmasını talep ediyorlar” ifadeleri kullanıldı.

“ABD önerilerimiz konusunda sessiz kalıyor”

Mektupta, “Bununla birlikte ABD, sadece 'karşılıklı yükümlülükler' hakkında konuşmaya, 'Ukrayna topraklarında, savaş görevine sahip daimi kuvvetler konuşlandırmaktan vazgeçmeye' ve 'konvansiyonel kuvvetler konusunu müzakere etme ihtimalini değerlendirmeye' hazır. Geri kalanına gelince, ABD tarafı, ikili anlaşma taslağının 4. maddesinin 2. bendinde ve 5. maddenin 1. bendinde yer alan önerilerimiz konusunda sessiz kalıyor ve 'ABD ve NATO kuvvetlerinin mevcut konfigürasyonunun sınırlı, orantılı ve NATO-Rusya Kurucu Yasası kapsamındaki yükümlülüklerle tamamen tutarlı olduğunu' belirtiyor" denildi.

Rusya'nın Ukrayna topraklarında silahlı gücü olmadığına dikkat çekildi
Rusya'nın Ukrayna topraklarında silahlı güçlerinin bulunmadığına dikkat çekilen mektupta, "Rusya Silahlı Kuvvetleri'nin kendi topraklarında konuşlandırılmasının, ABD'nin temel çıkarlarını etkilemediği ve etkileyemeyeceği gerçeğinden hareket ediyoruz. Ukrayna topraklarında kuvvetlerimizin bulunmadığını hatırlatmak istiyoruz. Bununla birlikte ABD ve müttefikleri, askeri altyapılarını doğuya doğru ilerletti ve yeni üyelerin topraklarına birliklerini yerleştirdi. Avrupa'da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması'nın kısıtlamalarını aştılar ve Rusya-NATO Antlaşması'nın 'ek büyük askeri kuvvetlerinin kalıcı olarak yerleştirilmesinden vazgeçilmesi' ile ilgili hükümlerini oldukça keyfi yorumladılar” denildi.

“ABD askeri güçlerinin ve silahlarının çekilmesinde ısrar ediyoruz”

ABD'nin silahlı kuvvetlerinin bulunduğu topraklardan çekilmesi gerektiği belirtilen mektupta, “Bu eylemler sonucu oluşan durum kabul edilemez. Orta Doğu Avrupa, Güney Doğu Avrupa ve Baltık ülkelerinde yerleştirilen tüm ABD askeri güçlerinin ve silahlarının çekilmesinde ısrar ediyoruz. Bu bölgelerdeki ulusal potansiyellerin oldukça yeterli olduğuna inanıyoruz. Bu konuyu, Rusya'nın sunduğu antlaşma taslağının 4. ve 5. maddeleri temelinde müzakere etmeye hazırız" denildi.

“ABD ve NATO'yu, barış ve güvenliği koruma alanındaki uluslararası yükümlülüklerinin yerine getirilmesi çalışmalarına geri dönmeye çağırıyoruz”

Rusya'nın talepleri arasında yer alan NATO'nun doğuya ilerlemesinin durdurulması yönündeki çağrısının yinelendiği mektupta, “ABD, NATO'nun ‘açık kapı' politikasına 'güçlü desteğini' yineledi. Ama bu politika, AGİT kapsamındaki temel taahhütlere, özellikle de 'başkalarının güvenliği pahasına kendi güvenliğini güçlendirmeme' taahhüdüne aykırı. Bu politika, 6-7 Haziran 1991 tarihinde Kopenhag'da yapılan NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda, 'Avrupa'da değişen durumdan tek taraflı olarak yararlanmamayı', diğer ülkelerin 'meşru çıkarlarını tehdit etmemeyi', bu ülkeleri 'izole etmeye' veya 'kıtada yeni ayrım çizgileri çizmemeye' çalışmamayı taahhüt eden ittifakın kendi yönergeleriyle de tutarlı değil. ABD ve NATO'yu, barış ve güvenliği koruma alanındaki uluslararası yükümlülüklerinin yerine getirilmesi çalışmalarına geri dönmeye çağırıyoruz. İttifak üyelerinden, NATO'nun doğuya genişlemeye devam etmekten vazgeçişinin hukuken saptanmasının içeriği ve biçimleri ile ilgili somut teklifler bekliyoruz” denildi.

Rusya'nın kırmızı çizgilerine vurgu yapılan mektupta, “ABD'nin yanıtında, ABD tarafının alternatifi olmayan bölünmez güvenlik ilkesine uymaya tamamen bağlı olduğunu teyit ettiğini görmedik. ABD tarafının bu hususu dikkate aldığına ilişkin genel nitelikli açıklamalar, Washington'un, Rusya'nın güvenlik çıkarları pahasına kendisi ve müttefikleri için avantajlar oluşturmayı öngören yapıcılıktan uzak ve istikrar bozucu yoldan vazgeçmeye hazır olmamasıyla doğrudan çelişiyor. Bu, tam olarak, Kuzey Atlantik İttifakı'nın, ABD öncülüğünde, Ukrayna toprakları da dahil post-Sovyet coğrafyasını sınırsız bir şekilde jeostratejik ve askeri açıdan asimile etme politikasını uygulamasının bir sonucu olup bu husus, bizim için özellikle hassas bir niteliğe sahiptir. Tüm bunlar, doğrudan Rusya sınırlarında oluyor. Böylece bizim 'kırmızı çizgilerimiz' ve temel güvenlik çıkarlarımız göz ardı edilirken Rusya'nın bunları sağlama konusundaki vazgeçilemez hakkı reddediliyor. Bu bizim için elbette kabul edilemez” vurgusu yapıldı.

“Ulusal düzeyde bir yanıt verilmesini talep ettik”

Mektupta ayrıca, 10 Şubat'ta, NATO'dan Rusya'ya verilen cevabın ulusal düzeyde bir yanıt olması gerektiği aktarılarak, “Alınan yanıtta Washington'un bölünmez güvenlik konseptine bağlılığından bahsedildiğini belirtiriz. Ancak bu husus metinde, devletlerin 'müttefiklik anlaşmaları da dahil olmak üzere, güvenliklerini sağlama yöntemlerini özgürce seçme veya değiştirme' hakkına indirgeniyor. Bu özgürlük mutlak değildir ve Avrupa Güvenlik Şartı'nda belirtilen iyi bilinen formülün sadece yarısıdır. Onun ikinci kısmı bu hak kullanılırken, ‘başka devletlerin güvenliği pahasına kendi güvenliğini pekiştirmemeyi' talep etmektedir. Bu yılın 10 Şubat tarihinde NATO'dan gelen mektubu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un 28 Ocak 2022'de ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'e bu konuda gönderdiği mesaja yanıt olarak kabul edemeyiz. Biz ulusal düzeyde bir yanıt verilmesini talep ettik” denildi.

 

Bakmadan Geçme