Özümüze gelsek, haddimizi bilsek…

Vatan sevgisini her şeyin üstünde görmek mecburiyetindeyiz.

Bir şeyler yanlış gidiyor, düzeltmek adına bireysel de olsa gayret edelim, diye düşünüyorum.

Ancak, bu o kadar kolay değil…

Öncelikle sen kendi rüştünü ispat edeceksin.

Kendini düzeltip, özüne döneceksin, sonra başkalarını düzetmeye aday olacaksın.

Bu anlayış doğrultusunda, yüce Allah’ın bir emri var…  Sıddıklarla, salihlerle beraber olun diye…

Yani kısacası, iyi insanlarla beraber olun, diyor.

Biz kimlerle beraberiz?

Kimlerle birlikte olmalıyız?

"Söz konusu Vatansa, Gerisi teferruat".

Vatanını sevmeyen, vatan hainidir.

Vatanını sevmeyen, ne insan olabilir, ne de Müslüman…

Her daim ihanete hazır bir bombadır, O…

Hatırlayan; geçmişte, bir takım ideolojik düşünceler doğrultusunda gençlerimiz bölünmüş, parçalanmış ve birbirlerini yok edebilecek düşmanlık seviyesine getirilmişlerdi…

Şu anda da farklı bir durum yok… 

Toplumumuz iki önemli parçaya bölünmüş vaziyette…

Vatanından yana olanlarla, Vatan hainleri.

İdeolojiler sona ermiştir.

Şimdi, toplum olarak hepimiz kendimizi bir muhasebeden geçirmeliyiz.

Hatalardan dönmeliyiz.

Sonra ülkemizin her il ve her ilçesinde vatanseverlik üzerine eğitim çalışmalarına hazır hale gelmeliyiz.

Bir milletin yok edilmesi için, öncelikle Kültürel yozlaşma sağlanır, biliyorsunuz..

 Kültürel anlamda yok edilemeyen bir millet hiç bir şekilde yok edilemez.

Geçtiğimiz yüz yıl boyunca kültürel anlamda yok edilmek için önemli çalışmalar yapıldı.

15 Temmuz işgal girişimi bu anlamda çok ama çok önemli…

Aklımızın başımıza gelmesine sebep oldu.

Kendimize gelmemiz için "bir musibet bin nasihattan evladır" sözü gerçek oldu…

Gaflet uykusundan uyandık.

250 şehit ve binlerce gazimizin kahramanlık destanı ile yeniden bir kurtuluş savaşı başlatıldı…

Bu savaş bitti mi?

Elbette bitmedi.

Bitmez de…

İhanetçiler var olduğu sürece bu savaş devam edecektir.

***

İhanetçilerin yalanları, büyük bir kitleyi etkilemektedir.

Bu konuda alabildiğince başarılıdırlar.

Bu yalanlarını etkisizleştirmek için ciddi ve tatmin edici bir çaba harcanmamaktadır.

Yalanın etkisi altında kalan bu kitlenin kemikleşmiş unsurlarının dışındaki insanların tamamı, gaflet içinde, vatansever insanlardan oluştuğu inancı içindeyim.

Bunlara doğru yolu göstermek için bir gayret içinde olmak zorundayız.

Bunun için çok ciddi bir proje ile gerek bireysel gerekse toplumsal anlamda eğitim seferberliği ilan etmek mecburiyetindeyiz.

Bu çalışma içinde, ilin, ilçenin hatta köyün hatırı sayılır insanları ile birlikte eğitim çalışmalarına başlamalıyız.

Bu çalışmalar hem görsel, hem yazılı metin hem de toplumsal eğitim seminerleri verilerek yapılmalıdır.

Ahlaklı, düzgün, namuslu, doğru, vatanına ve milletine sadakatle bağlı olan insanlar topluluğuna muhtacız.

Bu toplum mutlaka oluşturulmalıdır.

Kızıl Elma Ülküsü Kâf Dağının arkasında değil…

Bunu da unutmamak lazım…

***

KIZIL ELMA; bizim yüreğimizdedir, kişiliğimizdedir, ailemizdedir, komşumuzdadır, akrabamızdadır, hemşehrilerimizdedir, bölgemizdedir, ülkemizdedir, sınırları üç kıtayı aşan vatanımızdadır...

Cihanı kapsayacak büyük Türkiye Sevdasında bu unsurlar çok ama çok önemli…

İnancım odur ki; beklenen o günler yakın gelecekte, inşallah.

Biz bu eylemin içinde hatta merkezinde olacağız.

Kendimizi toplumumuzla birlikte geliştireceğiz.

Başkasından beklediğimiz bu kutsal vazifede "düzelmek, kendimize gelmek, özümüze dönmek, iyi insan olmak, vatanını her şeyin üstünde görmek" meselesine başta kendimizden sonra toplumumuzdan başlamalıyız, kanaatindeyim…

Haydi, birlik ve beraberliğimizi kuşanıp, hep birlikte o kutlu davanın gereklerini yerine getirelim…

Saygılarımla…

Bakmadan Geçme