Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri

DÜŞKÜN

BAYRAM MECİT

Sen de biliyorsun, inadın niye?

Sevgilim, aşk için yârdan geçilir.

Vuslat makamında muradın niye?

Bu yolun ikbali zordan geçilir.

 

Sevda bir sofradır, gamdır yediğin

Yanmadan pişer mi insan dediğin?

Kızıl kadehinden bade içtiğin,

Eğilip, öptüğün kordan geçilir.

 

Sen, seni ararsan yârin ceminde

İlkbahar yaşarsın hazan deminde

Nice afet vardır aşk ikliminde

Yağmurdan, borandan, kardan geçilir.

 

Sekînete küskün, yanmaya düşkün

Ateşe mâildir pervane aşkın

Aşkı da aşınca divane aşkın

Bir büyük boşlukta serden geçilir.

 

Çılgının aklına özlem düşünce

Nevrini döndürür bin bir düşünce

O kılıçtan keskin, o kıldan ince

O Sırat denilen yerden geçilir.

 

Bu yolda cihat var, burda temaşa

Hasret silahıyla saldırma boşa

Nice garip haller gelir de başa

Yıkılmaz kalesi, surdan geçilir.

 

Bahtını gönlüne tutsakladığın

Diline ikrarı yasakladığın

Bir günah misali hep sakladığın

Efsane yaptığın sırdan geçilir.

 

An gelir kemale ulaşır yolun

Gayrı kanat olur her iki kolun

Sırdaşı Allah'dır divane kulun

Yırtılır perdeler, ardan geçilir...

BİLMİYORSUN

ADEM EFİLOĞLU

Bir yangın vardı görsen, manasında neminde,

Demek ki gözlerime, bakmayı bilmiyorsun.

Vuslatı yakıyordum, hasretinin deminde,

Usul usul özlemle, akmayı bilmiyorsun.

.

Mecnun değildim amma, hiç etmiştim ben onu,

Ben  ukala değilim ,bizleri bağlar  konu,

Sabırtaşları çatlar, sanma ki yoktur sonu,

Tespih edip sevdayı, çekmeyi bilmiyorsun.

.

Eğer ki baksa idin, saf tutardık aşka biz,

Tek yürekte tutuşur, yetmezdi nefesimiz,

Tarihin yaprağında, anılarda kalır iz,

Anladım sayfalara, ekmeyi bilmiyorsun.

.

Arada kızmak gerek, edalara nazlara,

Türküler döşeseydin, ağıt olup sözlere,

En ulvi sözcükleri, name name sazlara,

Notalarla dans edip, dökmeyi bilmiyorsun.

.

Bak değişti dünyamız, yatan kör kalkan şaşı,

Aç geziyor mahalle, yetişmiyor maaşı,

Neyleyim söyleyiver, çile sardığım yaşı,

Umuduma bir çıra, yakmayı bilmiyorsun.

.

Hercai bir düş için, heba etme hayatı,

Sevgi ek sen dünyaya, Âdemin nasihati,

Eksik etme dilinden, zikri ve salavatı,

Allah’ın huzurunda, çökmeyi bilmiyorsun.

Hak katına aşk ile  çıkmayı bilmiyorsun…

KUR'AN'A HİTAP

İZZET IRMAK

Ey mukaddes kitap sözler üstü söz

Damlar imbiğinden süzülür rahmet

Varoluşsal nesneye şerhâ şerhâ öz

İnersin gönlüme sen ayet ayet

 

Yolda kalmışlara yardım et emrin

Ört ekser  hatayı olmasın irin

Dayanak Allah'tır gölgesi serin

Her şeyin açıktır duyarsam şayet

 

Alçak tut gönlünü şu yeryüzünde

Haram şavkımasın dersin yüzünde

O zaman felaha erersin hem de

Her bir nasihatin mülküme servet

 

Su-i zandan kaçın gıybet eyleme

Anneye babaya yürek bileme

Malayâni sözü sakın söyleme

Her harfin ruhuma veriyor hayat

Sensin kâinatta büyük mucizat

ARTIK BİL/ME

MİNE NALDEMİR

Seni her düşündüğümde

Yalnızlığımı toplamaya çalışıyordum bilmiyordun!

Berduş gecelerimde isyanlarımı

Gözleri çamur rengi gökyüzüne asıyordum.

Sehpamda dünden kalmış bir yarım elma, iki erik..

Koymuşum oraya bir kaç müzik;

 "Senden başka yar seversem öldür beni!" nakaratları

Çınlatıyor duvarları çatlak odamın dört bir yanını!

 

Türkülerim bitiyor, şarkılarım başlıyor

Hani senin dinleyip,söylediğin şarkılar!

Onları dinlerken seninle bütünleşiyorum sanki o vakit.

Gözlerimi iliştirdiğim gümüş varaklı  aynamda

Dünya beyaz bir dantel zarafetinde

Körpecik bir bahar fışkırıyor damarlarımdan

Mor üzüm salkımlarını dağıtıyor Tanrılar

Bölüştürerek gülüşlerini

Ruhum bulutları okşuyor

Bir mut dalgası taşıyor bağrımda

Ürpertiyor beni hoyratça öptüğün dudaklar!

 

Güçlü bir iştiyak öyküsünde

Atıyorum kendimi dışarı

Yılların yorgunluğundan nasır tutmuş ayaklarım

Beni,ılık meltemlerin ince kumunu

Yüzümüze üfürdüğü kumsala getiriyor

Hüzünlerimi sayıyorum çakıl taşlarında tek tek

Dolunaya takılıyor gözlerim

Salıncak kuruyorum aydan aşağıya

Bakışarak göz bebeklerimizin derinliklerine

Birlikte sallanıyoruz el ele.

Hani o türküyü

Birlikte mırıldanıyoruz farzı misal...

 

Salıncaktan inip

Kocamış çınar ağacının altına geliyoruz

Kahve telvelerine bulanıyor şımarıklıklar.

Ellerim ellerini

Sevdalı başım omuzlarını

Gözlerim gözlerini arıyor

Düşlerden sıyrılırken benliğim

İç geçiriyor yıpranarak;

Ahh yeniden kucaklayabilseydi kollarım seni

Yine o insanı deli eden tutkularla sarsılarak!..

 

Ahh be adam!

Bilemediğim bir şekilde

Benden sebepsiz kaçanım.

Her defasında yine geriye  dönüp,

Sımsıkı kavradığı kollarımda

Issızca kalakalanım!

 

Kanepeme uzanmış kedim kadar mutlu değilim bu aralar.

Kederlerimi,parmaklarımla kavradığım makasıma yükledim.

Sana olan öfkemden

O sevdiğin saçlarımı kestiğim de

Cinnetimden benim cinayetim!..

 

Yine bu son gidişinde

Bin hışımla

Uzağa fırlattığım elimdeki son dublemin cam parçaları

Pembe duvarr boyalarımın aksesuarı oluyor.

Zehirlenen ruhumun buhranıyla

Acılarımı dindirmek adına

Yüreğimi örseleyen bu kırıklıkların

Gönül duvarlarımdan asla kazınamayacağını

Artık ne bil!

Ne de geri dön!

Daha fazla gözünü karartma

Güleç Tanrıların!

 

Gel- gitleriyle

Vahşet bir gök yarılmasıydı geçmiş günler farzet

Bırak enkaz altında kalsın

Kalibresi tutuklu bu cinayet!..

CÜLUS

YUSUF GÖKBAKAN

Birkaç dize bahşiş bırakmalı,

Gece açan çiçeklere;

Karambole gelmesin diye.

Meşin yüzümde gülümseme,

Bir çok yaş düşürdüm kaynağından çimenlere .

Kımıltılı bir rüya serpercesiye

Yaprak titreyişi,

Bir tutam tuz yaraya .

Bir nazarda iki gözetgen

Közce bir hediye

Kalender gönle.

 

Avazı içe dönüktür hep tayfunların

Karman çorman aydınlık sana,

Bana aleni siyahlık.

Tepside iki kadeh,

İç yaşı dolu.

Anılara yazıla  güldeste,

İki bölük , lüle lüle.

Şıkça bir imge, kederden kırağı

Tünemiş umut tek bir sözüne .

Kim öle kim ağlaya!

Yırtık olsa bile gönül

Yamasız olur gerçek sevda.

Biraz zeren,

Azcık yeti

Yepten yeni bir yanık

Çek aşk üzre niyeti!

 

Ey yazgının meleği!

Oh'u indir sürmanşetten,

Ucuz ve felçli yarasalar ölmeli,

İbret ola düzenbaz artıklara

Kof kahkahalar darağacına!

Bisturi , olanca sefilane tutkuya

Ey ah, devir senin,

Tahtın mübarek ola!

MAL KAVGASI

SALİHA DEĞİRMENCİ YAVAŞ

Memed ağanın üç evladı var idi

Her birine bir ev aldı efendim

Çok da huysuz geçinmesi zor idi

Ona göre hayat baldı efendim

 

Çok çalıştı gece gündüz yatmadı

Uyurken üstüne şafak atmadı

Yemedi içmedi tarla satmadı

Ambarında buğday boldu efendim

 

Mal sahibi olmak böyle kötü mü

Gözlemedi garip, öksüz, yetimi

Eh! bu ömrün elbet vardır bitimi

Gün geldi bu adam öldü efendim

 

Çocukları kalkıp eve geldiler

Zengin olduk gayrı deyip güldüler

O gün tarlaları bir bir böldüler

Bir tek baba evi kaldı efendim

 

Kurra çekip ok attılar olmadı

Yan yattılar düz yattılar olmadı

Birer göz oda tuttular olmadı

Ortanca mutfağa daldı efendim

 

Dedi ki hepiniz gelin  buraya

Eşit bölüşelim koyup daraya

Şeytan sokmayalım aman araya

Azıcık suskunluk oldu efendim

 

Büyüğü dedi ki tüp benim olsun

Tabak çanak sizin küp benim olsun

Şu baş köşe sizin dip benim olsun

Derken küçüğü de geldi efendim

 

Olmaz dedi o küp benim olacak

İçi arpa buğday zahre dolacak

Peki ya şu tepsi kime kalacak

Diyerek çanları çaldı efendim

 

Büyük dedi vermen ben bu tepsiyi

Sizden ırak olmak hepsinden iyi

Terkediyorum ben bu kokmuş köyü

Diyerek sesini saldı efendim

 

Ortanca sinirle kalktı yerinden

Kan damladı sanki akan terinden

Vay namussuz dedi şöyle derinden

Yeniden tasları böldü efendim

 

Bir birilerini tuttular taşa

Yapılan iyilik kakıldı başa

Gelin de oh deyip etti temaşa

Kim iyi kim kötü bildi efendim

 

Büyüğü delirdi bir tekme vurdu

Ortanca sinirden camları kırdı

Küçük çekilerek geride durdu

Gürültüye o ev doldu efendim.

 

Komşuları gelip barıştırdılar

Malları ortaya karıştırdılar

Yeniden pay edip kırıştırdılar

Kimi kızdı kimi güldü efendim.

 

Zühre'm der mal nedir gardaş yanında

Kanını taşır ya, gardaş kanında

Nolacak bilemem Hâk divanında

Karun da çok zengin kuldu efendim

Saliha Değirmenci Yavaş

Zühre'm

Yorumlar 2
Necmiddin UYMA 03 Mayıs 2023 11:17

Allah sizden razı olsun. Herkes güzel yazıyor. Siz çok güzel yazıyor ve yorumluyorsunuz. Ablam benim...

Necmiddin UYMA 03 Mayıs 2023 11:17

Allah sizden razı olsun. Herkes güzel yazıyor. Siz çok güzel yazıyor ve yorumluyorsunuz. Ablam benim...

Bakmadan Geçme