İSLAMİYET'İN MERKEZİ HİCAZ MEKTEBİ TÜRKİSTAN OLMUŞTUR

E. İl Müftüsü Nimetullah Arvas yazdı...

Bilindiği üzere yüce ve mukaddes kitabımız Kuranı Kerim Mekke-i Mükerreme’de Hira-Nur Mağarası’nda Allah’u Teâla tarafından Cebrail Aleyhisselam vasıtasıyla Peygamberimiz Hz. Muhammed Sallahu Aleyhi Vesselam’e nazil olmuştur. Alaksûresinin ilk beş ayetleri burada Peygamber efendimize indirilmiştir.

1-Yaratan Rabbinin adıyla oku!

2-O, insanı bir alekadan (embriyodan) yarattı.

3-Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.

4-O Rab ki kalemle yazmayı öğretti.

5-İnsana bilmediği şeyleri öğretti.

Bu yönüyle İslam’ın ilk medresesi Hira’dır. İnen Kuran ayetlerini ezberlemek kendi aralarında müzakere etmek için bir araya gelen Mekkeli ilk sahabelerin toplandığı yer Mekke’de Darülerkam’dır. Bu bakımdan İslamiyet’te yine Mekkei Mükerreme’de bulunan Darülerkam (Erkam’ın evi) İslamiyet’in ikinci medresesidir. Üçüncü medrese ise nurlu Medine’de Efendimizin yaptırdığı Mescidi Nebive Mescidi Nebiye bitişik Suffa denilen yerde bazen sayıları dörtyüze ulaşan Eshabı Suffa’nın kaldığı, Kuran, hadis ezberledikleri, efendimizin terbiyesi altında yetiştikleri yerdir. İslam Devletinin Medine’de kurumsal hâle gelmesiyle eğitim ve öğretim buna bağlı olarak yoğunlaşmıştır. Burada sahabeler, muhaddisler, fakihler ve hatta yöneticiler de yetişmiştir. Bu büyük şahsiyetler İslam’a hizmet etmişlerdir. İslam, hak ve hakikat dini, saadet(mutluluk), selamet yolu, huzur ve beka duygusudur.

İlk asırda Müslümanlar üç kıtaya yayıldılar. Efendimizin övdüğü ilk üç asra “Hayırlı Asır” denir. Daha sonra İslam’la şereflenen Müslüman Türkler İslamiyet’e hizmet etmişlerdir.

İslam Dünyasında Sırat-ı Müstakimden ayrılan bâtıl zihniyet, sapkın itikatla İslamiyet’in nezih itikadını hedef alan Bâtıniler, Haşhaşiler gibi zararlı akımları ortadan kaldıran da Müslüman Türkler olmuştur. Türkler dünyanın en eski kavimlerindendir. Köklü bir tarihi geçmişe sahiptirler. Anayurtları Orta Asya coğrafyasıdır. Tarihte milletlere nizam (nizam-ı âlem) vererek büyük rol oynamışlardır. Türklerin İslamiyet’i kabulü dünyada başlı başına bir olaydır. İslam Dünyasının geleceğinin şekillenmesinde Türkler rol oynamışlardır. Müslüman Türklerin İslamiyet’i kabul etmeleri kendi arzularıyla olmuştur. Şanlı Peygamberimizin Türkler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayın mealindeki hadisi şerifi ve Türklerin kendiliğinden İslam’ı seçmeleri peygamberimizin gaybi mucizelerindendir.

Türk milleti bu dine sadece canı ile değil ilmi faaliyetleriyle de hizmet etmiştir. Mâverâünnehir’de meşhur Müslüman Türk Bilginleri yetişmiştir. Buhara ve Semerkant ilim merkezi olmuştur. İslam Dünyasında çokça büyük fakih muhaddis, kelam, tefsir ve mutasavvıf yetişmiştir. Horasan Bölgesinde bulunan birçok şehirde İslamiyet’in meşhur ilim merkezleri kurulmuştur. Köşemiz bu merkezleri yazmaya müsait olmadığından bazı bölgelerde bulunan merkezlerden kısaca bahsedeceğiz.

Cüzcan, Nişabur, Serahs, Nesa, Kirman, Cürcan, Feryab,Harezm, Taşkent, Tirmiz, Nesef gibi bölgelerde binlerce âlim, muhaddis, fakih yetişmiştir. Yazdıkları eserler üzülerek söylemek gerekirse kütüphanelerin tozlu raflarında mahzun bir şekilde okurlarını, araştırmacılarını beklemektedir. Türkistan bölgesinde Semerkant, Buhara ve Taşkent ayrı bir öneme haizdir. İmam Buharilerin, Maturidilerin, EbulleysSemerkandilerin, Serahsilerin, Hacegan büyükleri İslam’a yaptıkları hizmetlerinin ürünleri olan eserleri dünya durdukça baki kalacaktır. Türkistan’ın Mevlana’sı olarak kabul edilen Ahmet Yesevi hazretlerinden Hazreti Türkistan olarak bahsedilmiştir.

Özet olarak söylemek gerekirse; bazı İslam âlimlerinin tespitine göre Müslüman Türkler İslamiyet’i tatbik noktasında sahabeden sonra fazilet noktasında ise tabiinden sonra gelmektedirler. Müslüman Türkler İslamiyet’in katıksız ve katışıksız gövdesi olan ehlisünnetin bağlısı ve müdafii olmuşlardır.

Anadolu’nun kapılarını İslamiyet’e açan Sultan Alparslan “Bizler temiz Müslümanlarız, bidat nedir bilmeyiz onun için Allah bizi aziz kıldı.” demiştir. Ayrıca İstanbul’da da tanınmış büyük Türk âlimleri yetişmiştir. Müslüman Türk Devletlerinde sadece din âlimleri yetişmemiştir. Fen ilimlerinde de büyük âlimler yetişmişlerdir. Trigonometrinin kurucusu Biruni’dir. Matematik, Cebir, Astronomi ve benzeri müsbet ilimlerde büyük gelişmeler kaydetmiş Müslüman Türkler bu hizmetlerini insanların hizmetine sunmuşlardır. Selçuklular döneminde önemli tıp merkezleri kurulmuş ve tıp ilmi çok ilerlemiştir. Coğrafya ilminde de kıtaların keşfedilmesinde Türklerin hizmeti çok olmuştur. Bundan dolayıdır ki yazımıza serlevha olarak İslam’ın Mektebi Türkistan ifadesini kullandık.

Ancak üzülerek belirtmek gerekir ki ehlisünnetin Orta Asya’daki kalelerinden olan Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri mahzundur, gözleri yaşlı gönülleri yaralıdır. Taziye halindedirler.  Bununla beraber İslam düşmanları ise onların yaralı kalplerine tuz basmaktadırlar. Hiç unutmamak gerekir ki zulüm payidar olmaz, mazlumun ahı yerde kalmaz. Cenabı Hakk, verir mühlet velâkin eylemez ihmâl...

Özbekistan’da Türk Devlet Teşkilatları dokuzuncu zirvesine katılan Sayın Cumhurbaşkanımıza yüksek düzeyli İmam Buhari Nişanı takdim edilmesi istikbal adına ümit verici olmuştur. Gelecekte de İslam Dünyasının liderinin Müslüman Türkler olacağının işaretidir.

Hak şerleri hayr eyler,

Zannetme ki ğayr eyler,

Ârif ânı seyr eyler,

Mevlâ görelim neyler,

Neylerse güzel eyler.

Allah’ın selamı üzerinize olsun.

Yorumlar 2
Gürbüz Saygın 18 Kasım 2022 14:17

Mensubu olduğum kutlu kavmi yazınızı okuduktan sonra bilgi derinliğm arttı Allah'm sağlık afiyet ve uzun bereketli ömürler versin

Hasan hoca 18 Kasım 2022 10:37

Allah razı olsun hocam

Bakmadan Geçme