İŞİNİN ERBABI: Kanuni Şahin TÜRKMENOĞLU

“ Nağmelerde gezinen şahin”

RÖPORTAJ/İKRAM KALİ

Kendinizi tanıtır mısınız?

1946 Van doğumluyum. 5 torun, 3 çocuk sahibiyim.

Ticaret hayatınıza ne zaman başladınız?

İlkokul 3. sınıfındayken okul önlüğümü babam Bilal Türkmeoğlu’nun dükkânda çıkarırdım. Mülkiyeti Naci Ergin’e ait kiralık dükkanımız Cumhuriyet Caddesi üzeri şimdi ki Oku Kırtasiye yerinde bulunuyordu. İş yerimizde gıda maddeleri, giyim, ev ve iş aletleri ile ilgili her şey bulunmaktaydı. 1954 yılında babam bugünkü İş Bankası ile Postane(Telekom binası)  arasında olan yerleri satın aldı. Orda üç tane büyük mağaza açtık. O mağazaların birinde Van’ın ilk özel Türk Hava Yolları acenteliğinin yanı sıra Pirelli kamyon lastiği, Mielle bisikletleri, Willys kamyonet gibi birçok markanın acenteliğini aldık. Babamın yanında askere gidinceye kadar çalıştım. 1960 yılında askere gittim. 62 yılında döndüm. Askerlik dönüşü Nuh Palas Otelin (Simit Sarayı) altında Türkmenoğlu Tuhafiye ismiyle kendi iş yerimi açtım. 50 yıl ticaretle uğraştıktan sonra 2000 yılında ticareti bıraktım.

Müziğe ilginiz nasıl başladı?

Babamın iş yerinde taş plak ve gramofon da satıyorduk. Plak satarken çaldığımız sanatçının plağını dinliyordum. Dükkânımızın önünde bıraktığımız hoparlör vardı.   Plakçalarken dışarıya müzik vererek halkla paylaşıyor, bir nevi radyo görevi yapıyorduk.  Müziğe ilgim, sevgim böyle başladı. 1957 yılı, günlerden 1 Mayıs’tı.  Şuanda Merkez Bankası’nın bulunduğu yerde Şehir Parkıydı. Parkı Kahveci Salman usta çalıştırıyordu. 1 Mayıs Bahar Bayramı nedeniyle askeri bando parkta halka açık bir konser veriyordu. Konseri izlerken bandodaki bir asker klarnet taksimi geçti. Klarneti zevk ve hayranlıkla dinlerken sesinden çok etkilendim. O ara İstanbul’a dükkânımız için eşya almaya giden babama telefon açarak İstanbul’dan bana bir klarnet almasını istedim.

Klarneti öğreneceğinizi nasıl aklınızda geçirdiniz?

Klarnetim geldi. Van’da ilk klarneti çalan bugünkü belediyenin yerinde Ramazanda iftar topu atan Vanlı  Veysi Çavuştu. Ondan klarnet dersi almaya başladım. Bana nasıl tutulacağını nasıl üfleneceğini pratikte notasız öğretmeye başladı.

Kalrnet  geldiğinizde  ne  hissedeceksiniz?

Van'da klarnete  "Grnata"  denilir.  Babam İtanbul'dan  döndüğünde  baktım  elinde küçük vir  kutu. Eyvah  yanlış getirmiş dedim.  Kutuyu açtığında  klarnetin birkaç parçaya ayrıldığını  gördüm. Ancak bu parçaları nasıl  monte  edeceğim diye  düşündüm.  Daha soınra  Van'da  klranet  çalan  PTT'de  memur olan merhum i Ekrem İlvan  ağabeyimizin yanına  giderek   klarnet  aldığımı  ancak monte  etmeyi, çalmayı bilmediğimi  anlattım. Tebrik etti beni.  Klarneti  monte  ederek bana klarneti  müsait  zamanlarda  öğretmeye başladı.Bu anlamda benim ilk klarnet hocamdır.  Van'ın spor, müzik  alanında  İlvan ailesinin  büyük emeği vardır. Ekrem İlvan Klarnet, Atilla  İlvan Keman, Uygur İlvan Ud  çalıyorrdu. Bu aile Van'ın sosyal ailelerinden biriydi. Klarnet çalmakta  zorlanınca klarnet öğrenmekten vazgeçtim.

Kanun çalmaya nasıl ilgi duydunuz?

1957 yılı 2 Nisan Van Kurtuluşu münasebetiyle belediyeye beni ve müzikle uğraşan Van'daki  herkesi çağırdı. Bizden Van Kurtuluş Gecesi düzenlememizi istediler. Çalışmalar sırasında Endüstri Meslek Lisesinde Kanun çalan Cahit Hocayı orada gördüm. Orada  kanun çalmaya ilgi duydum. Babam İstanbul’a gittiğinde bir kanun getirmesini istedim. Kanun geldi ama Cahit hocanın tayini Manisa’ya çıktı. Kanun çalmakta özel yetenek isteyen bir çalgı aleti. Ama kanunu çalmayı arzu ettiğim için sabırla  çalışarak kendi çabalarımla çalmaya başladım. 6 ayda kendi imkânlarımla pratikten kanunu öğrendim. Bu arada Van'ın ilk gazetesi Vansesi ve İki Nisan gazetelerine müzikle ilgili yazılar yazmaya başladım.

Müziği nasıl takip ediyordun?

Taş plak, radyodan Münir Nurettin Selçuk, Müzeyyen Senar, Perihan Altındağ, Diyarbakırlı Celal Güzelses, Hamiyet Yüceses, Tülin Korman, Bekir Sıtkı Sezgin, Dr. Alattin Yavaşca gibi birçok sanatçının plaklarını dinleyerek müzik bilgim genişlettim. Bunun yanı sıra müzikle ilgili kitap, mecmua, gazete okuyarak müzik bilgimi zenginleştirdim.

Van’da müziğe ilgi var mıydı?

O zamanlar Van'da halkın müziğe meyli çok fazlaydı. Çünkü halkın tek eğlencesi gramofon, plaklar ve radyoydu. Bu arada evlerde toplanarak Van Oturma Geceleri düzenlerdik. Bu gecelerde meşk yapar, edebi sohbetlerde bulunurduk. Yeni öğrendiğimiz eserleri arkadaş dostlarla bu gecelerde birlikte icra eder hoş vakit geçirirdik. Van’da o zamanlar müzik aletleri satan yerler yoktu. Sadece 1960-70’li yıllarda bağlama, cümbüş ve diğer aletleri satan Ali Rıza Atacan vardı.

Dernek ne zaman kuruldu?

1956 yılında Folklor ve Turizm derneğini kurduk. Dernek kuruluşunda eski Van Milletvekili Aydın Arvas, Atatürk Lisesi Müdürü Bahattin Özen, Halk Kütüphanesi Müdürü Hakkı Yakupoğlu, Eğitim Araçları Merkezi Müdürü Fevzi Levendoğlu, Burhan Özen, Nazif Işık, Emlak Kredi Bankası Müdürü Bilgin Anlaynoğlu, Avukat Alper Önder, Şadican Türkmenoğlu, Şerafattin Türkmenoğlu, Şengençlerspr kalecisi Uygur İlvan yer aldı. Eski Halkevi olan daha sonra Kışlık Şehir sineması olarak çalıştırılan sinemanın üst katında faaliyetlerimizi yürütmek üzere Şefik Saydan tarafından bir yer verildi. Burada musiki çalışmalarımıza başladık. Dernek çatısı altında musiki repertuarımı geliştirirken aynı zamanda ilimizin sosyal hayatına katıkıda bulundum.

Dernekte hangi faaliyetler yapılıyordu?

Türk Sanat Müziği, Halk Müziği, Van yöresine ait halk oyunları ekipleri kuruldu. Burada kültür faaliyetleri başlattık. Atatürk Lisesi Konferans salonunda konserler, geceler veriyorduk. Vanlılarda bu konserlerimize çok büyük ilgi gösteriyorlardı.

İlk çaldığınız eseri hatırlıyor musunuz?

Gelin Ayşem suya gider ve Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar türkülerini çaldım. Daha sonra askere gittim. Bando birliği bizim birliğimiz ile karşı karşıydı. Bando birliğine giderek nota bilgimi geliştirdim. Kanunu  nota ile çalmaya başladım.

Askerlik dönüşü müziğe devam ettiniz mi?

Askerden döndükten sonra müzik faaliyetlerine Halk Eğitim Merkezinde yukarıda saydığımız arkadaşlarla birlikte devam ettim.  Bu arada ticaret maksadıyla Van’dan İstanbul’a giderken 10-15 esnaf grup halinde gider işimizi bitirir daha sonra her akşam grup halinde bir gazinoya gider sanatçıları dinlerdik. İstanbul’da Elmadağ’da Surp Agos Hastanesi yanında bulunan Şans Sinemasında Münür Nurettin Selçuk’un konserlerine giderdim. Aynı şekilde İstanbul Yeni Kapı Gar Gazinosunda nezih müzik icrası dinlerdim.. Orada fasıl heyetleri önce sahne alırdı. Ayrıca Tepe Başı Cumhuriyet gazinosu ve Taksim’deki maksim gazinosunda dönemin meşhur sanatçılarının konserlerini dinleme imkanı buldum. Konserlerde ses sanatçıları ve sazendeleri izlerken müzik anlamında feyiz alır mutlu olurdum.

Kimlerle giderdiniz?

Van Gazeteler Baş Bayii Alattin Şen, Beyaz eşya mağazası sahibi Niyazi Türkmenoğlu, Manifatura mağazası sahibi Fevzi Şengül, İnşaat malzemeleri satan Kazım Ezberci, Bisiklet satan Orhan Kaptanoğlu, Özvan Ticaret sahibi Vahdettin Dalgın, Cemal Öğrenci, Manifaturacı Celal Soydan, Kunduracı Selçuk Soydan, Singer dikiş makineleri bayii Yaşar Doğu, Tuhafiyeci Ahmet Çelik, Şaban Döğenli, Manifaturacı Fevzi Güldağlı arkadaşlarımız bulunurdu.

Dernek  ne zaman kuruldu?

Dernekten önce Van’da Türk Sanat Müziği’ne gönül veren Uygur İlvan, Muzaffer Korkut, Ünsal İlhan, Haşmet Sırrı Akşaner, İlker Perihan, Çetin Yörük, Avukat Alper Önder, Fevzi Levendoğlu ile bir araya gelir topluluk olarak meşk yapardık.  1993 yılında Zerrin Akköprü-Eskitaşçıoğlu, Mehmet Gedik, Hasan Tekin, Korkmaz Karabulut, Fikret Paköz, Kubilay Cabir, Aydın Adıyan öncülüğünde Van Türk Musiki Derneği kuruldu.

Kaç eser çalabiliyorsunuz?

3-4 binin üzerinde sanat müziği eseri çalabiliyorum.   Şimdi Van Türk Musiki Derneği’nde Şefimiz Ekrem Altıntaş yönetiminde müziğe gönül veren her yaştan her meslekten arkadaşlarımızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlimizde müziği seven ve bilen, çok yetenekli gençler var. Bu gençlerimizden gurur duyuyorum. Gençleri derneğimize  davet  ediyorum.

En sevdiğiniz makam ve eser hangisidir?

En sevdiğim makam; Hicaz makamı. En sevdiğim şarkı; Bestesi Zeki Arif Ataergin’e ait olan, güftesi bilinmeyen Hicranla geçen günleri hasretle anarken isimli şarkıyı çok severim.

Müzik arşiviniz var mı?

Müzik üzerine çok zengin bir arşivim var. Çeşitli eserlerin yer aldığı Taş plak, plak, kaset, CD, ve makaralı tayip arşivim var. Evimde ayrıca gramofon, pikap, kasetçalar, cümbüş, ney ve kanun bulunmaktadır.

Kanununuzun değeri ne kadardır?

Müzik aletinin manevi değeri var. Ama ben Çorum’da bir süre kaldım. Müzik çalışmalarımı orada da sürdürdüm.  Çorum Belediyesi Türk Sanat Müziği  Korosu yöneticisi arkadaşlarım hatıra olsun diyerek 40 yıllık kanunumu alıp bana jest yaparak 7 milyar değerinde abanoz, işlemeli özel bir kanun armağan ettiler.

Besteniz var mı?

Beste yapmadım. Haddim değil.  Bestekârlardan Saadettin Kaynak, Bekir Sıtkı Sezgin,  Dr. Alettin Yavaşça’nın yeri asla doldurulamaz.

Unutamadığınız bir anınızı anlatır mısınız?

1965’li yıllardı. İstanbul’a mal atmaya gitmiştik. Akşam Elmadağ Şan Sineması’nda Münir Nurettin Selçuk’un konseri vardı. Konsere gittim. Konserin birinci bölümü bittikten sonra arada sanatçıların bulunduğu kulise izin alarak girdim. Van’dan geldiğimi kendisini zevkle, heyecanla izlediğimi ve kendisiyle fotoğraf çektirmek istediğimi söyledim.  Müziğin büyük ustası Münir Nurettin Selçuk, orada bulunan saz arkadaşlarından Udi Yorgo Bacanos, Kanuni Hilmi Rit’i yanına çağırarak birlikte bir fotoğraf çektik. Bu fotoğraf ve Münir Nurettin Selçuk’ka tanışmam benim müzik hayatımın en önemli anıydı. Çünkü Selçuk müzikte başarısı, ünü Türkiye’nin sınırlarını aşmış bir sanatçıdır. Kendisini rahmetle saygıyla anıyorum.

Bakmadan Geçme