KONUŞmak ve KAVGA ETMEKle..

Bahri Yıldızbaş yazdı...

En güvenli ortam olması gereken okulda, hatta temizlik yaptığı sınıfta katledilen kadının…

Kanallarda ve yazılarında ahlak dağıtan ve nasihatlerde bulunurken, arkadaşının çantasından dolarları çalan gazetecinin…

Altıyı ters çevirerek, dokuz oldu diyen siyasetçinin…

Kahvelerde bile konuşulurken gırgır geçilecek, ‘Avrupa’da bir poşet alışverişin, 750 avro’ olduğunu söyleyen bir gurup başkanının…

Aylardır, hatta günlerdir şarkı sözleri ve sanatçıların gündeme getirildiği, devlet, siyaset, iktidar, muhalefet ve sosyal medya meydanlarında; kavgalar, karşılıklı hakaretler, oy için konuşmalar ve oyunların oynandığı…

Milyonlarca yetişkinin ve binlerce öğrenim çağındaki çocuğun eğitimden ve okur yazarlıktan uzak olduğu, çocukların kadercilik ile başka ortamlarda büyütüldüğü…

KPSS’de 90 puan alıp, yüce devletine hizmet edemeyen ve üretemeyen asgari ücretle çalıştırılan dahilerin…

Muhalefetin çözüm, öneri ve proje yerine konuştuğu, iktidarların başarı yerine geçmiş iktidarları kötülediği, yapanların ve yakanların yanına kar kalan…

“Muhalefetiz veya iktidara yakınız” diyerek üye toplayan, büyüyünce susan, ağalık ve keyif peşinde koşan; derneklerin, sendikaların ve STK’ların olduğu…

Haktan, hukuktan, adaletten, eşitlikten, demokrasiden yana olanların; muhalefet ve iktidar partilerine alınmadığı, alınanların ise kovulduğu, hemen yanıbaşımızda düne kadar yoklukla mücadele eden Bulgaristan ile Gürcistan para birimlerinin altına düşen paramız ve pahalılığın hortladığı…

Herkesin kendi gemisini kurtarmak İçin uğraştığı, geminin her tarafının delindiğinin farkında olunmadığı, çocukların, kadınların ve gençlerin can güvenliğinin bu kadar ucuz olduğu…

“Benim meselem iktidarlar veya muhalefetlerde olanlar DEĞİL; benim meselem ülkemin ve bizim yarınlarımız.” diyenlerin olmadığı, 42 yıl geçti.

Anıları, öyküleri, hikayeleri ve gerçekleri yeniden yazacaklar ile değiştirecek olanların, sahnelere çıkması gerçekleşemedi ve engellendi. Yine aynı hikayeler, romanlar ve yine aynı senaryolar. Sonuç mu? “42 yıl daha bekleyin.”

Bizler, ölmeden önce ve gözümüzün arkada kalmaması İçin; huzuru, mutluluğu, özgürlüğü ve barışı tatmak istiyoruz. Lezzetli bir yemek, güçlü bir oksijen, temiz ve organik bir bardak su gibi.

600 vekilli TBMM’de, muhalefet ve iktidardan bir kaç vekil haricinde, neredeyse 550 vekilin ve bürokratların çoğunun memleket meseleleri yerine; aile şirketleri, keyfinin peşinde olduğu, bu güzelim ülkemizin halinE: #AĞLAyanlar iLe #AĞLAmayanLar, #MUTLU OLANlar ile #MUTLU OLMAyanlar olsak veya olmasak, ne olur #Kİ?

#İNSAN gibi yaşamak isteyen ve #İNSAN gibi #İNSAN #OLANlar hariç.

Bakmadan Geçme