PEYGAMBER EFENDİMİZİN AŞIKLARI

Van Emekli Müftüsü Nimetullah Arvas yazdı...

Allahü Teala tarafından sevilen ve seçilen Efendimiz aleyhisselamınaşıkları, duygularını bazen nesirde, bazen şiirde, bazen tefekkürlerinde güçleri nispetinde dile getirmişlerdir. Ve sonunda hepsi ‘’Yüce Allah Seni ezelde övdüğünden bizim Seni övmemiz mümkün değildir’’ şeklinde ittifak etmişlerdir. Gerçekten Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de O’nu övmüş, O’nun peygamberliğini tasdik etmeleri hususunda peygamberlerden söz almıştır. Onlarda söz vermişlerdir. Allah da onların sözüne şahit olmuştur. Bunun içindir ki Peygamber Efendimiz, Miraç Gecesinde bütün peygamberlere imamlık yapıp namaz kıldırmıştır.

Yüce Allah O’nun hayatına kasem etmiş ve Kuran-ı Kerim’de çeşitli ayeti kerimelerde ve müstakil bazı surelerde Peygamberimizi bize takdim etmiştir.

Ve O’nu alemlere rahmet olarak gönderdiğini ve büyük ahlak üzere olduğunu ebedi mucize olan Kuran’da bildiriyor.

İlk dönem, son dönem ve kıyamete kadar O’nu seven müminler, ibadetlerinde, yaşantılarında zevkin doruk noktasına ulaştılar.

‘’Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl’’ denilmiştir. Nur-i Muhammedi’ye aşık olanlar dinamik olurlar. Dipdiri olurlar. Geçici zevkler onların ilgisini çekmez. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi hazırlıklı olurlar. Aşk bir zevk işidir. Kalple alakalıdır. Dil kalbe bağlanmadıkça aşkı terennüm etmek hayaldir. Şairin dediği gibi:

Bilirim söyleyemem

Hissederim anlatamam

Dili yok kalbimin zira

Bundan bizarım

Sahabe, tabiin ve ondan sonra gelen nesiller, özellikle 600 yıllık Osmanlı devletinin hakim olduğu kıtalarda, Peygamber Efendimizle ilgili naat, mevlid, şemail, hilye, Peygamber Efendimizin mucizeleri ile ilgili şefaatnameler, hicretiyle ilgili hicretnameler ve siyer kitapları çokça yazılmıştır. Yeryüzünde kendisinden en çok bahsedilen yegane şahsiyet alemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed’dir. Yine hakkında en çok şiir yazılan Efendimizdir. Tasavvuf edebiyatının teması başlı başına Peygamber Efendimiz ile ilgilidir.

Sultân-ı rusul şâh-ı mümeccedsin efendim
Bî-çârelerle devlet-i sermedsin efendim
Dîvân-ı ilâhîde ser-âmedsin efendim
Menşûr-i "le 'amrük"lemüeyyedsin efendim
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim
Hak'dan bize sultân-ı müeyyedsin efendim

Şeyh Galip’in  mısraları ile başlayan naat-ı şerifi ile Nabi’nin beyitleri Peygamber Efendimiz hakkında yazılan örnek manzum eserlerdir.

Sakın terki edepten, kûy-i mahbûb-i Hudâ’dır bu,
Nazar-gâh-ı ilâhîdir, Makâm-ı Mustafâ’dır bu.

Mehmet Akif’in Bir gece adlı şiirinde Efendimizin doğumunu anlatmaktadır.

Ondört asır evvel, yine bir böyle geceydi,

Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi!

Lâkin o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler;

Kaç bin senedir, halbuki, bekleşmedelerdi!

Nerden görecekler? Göremezlerdi tabî'î:

Bir kere, zuhûr ettiği çöl en sapa yerdi;

Bir kere de, ma'mure-i dünyâ, o zamanlar,

Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi.

Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;

Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!

Fevzâ bütün âfâkını sarmıştı zemînin

Salgındı, bugün Şark'ı yıkan, tefrika derdi.

 

Derken, büyümüş, kırkına gelmişti ki öksüz,

Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!

Bir nefhada kurtardı insanlığı o ma'sum,

Bir hamlede kayserleri, kisrâları serdi!

Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi;

Zulmün ki, zevâl akılına gelmezdi, geberdi!

Âlemlere, rahmetti, evet, Şer'-i mübîni,

Şehbâliniadl isteyenin yurduna gerdi.

Dünya neye sâhipse, onun vergisidir hep;

Medyûn ona cem'iyyeti, medyûn ona ferdi.

Medyûndur o ma'sûma bütün bir beşeriyyet...

Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret.

 

Kemal Edip Kürkçüoğlu yazdığı naatın bir bölümünde Efendimizi veciz bir şekilde anlatmaktadır.

Ebediyyen sevecek cân onu cânân olarak
Şart-ı peymân olarak, hüccet-i îmân olarak

Tanırım ben yalınız Hazret-i Fahr'ür-Rusülü
Gönül iklîmineşâhenşeh-i zişân olarak

Yeter âyetleriKur’ân'ın eğer lâzımsa
Rif'at-i zâtınıni'lâmınaburhân olarak

………

Âdem evlâdının ondan daha mümtâzı Kemâl
Dehrebî-şüphe ayak basmamış insân olarak

 

Nurullah Genç’in Yağmur adlı şiiriyle sizleri baş başa bırakıyorum. Allah’a emanet olunuz.

Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım
Dokunduğun küçük bir nakiş da ben olsaydım
Sana sırılsıklam bir bakiş da ben olsaydım
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım

Bakmadan Geçme