İyilik & İyi

Bahri Yıldızbaş yazdı...

— Toplum paydaşları olarak, bir çoğumuz hep kötülerden şikayet eder, kendi kötülüklerimizi farketmeyiz bile.

Gözlerinin içi ışık ve umut dolu güzel kızlarımız.

Yiğit, mert ve yakışıklı delikanlılarımız.

İyilik meleği kadınlarımız,

Pırlanta yürekli adamlarımız...

Biz, hepimiz; “kötülük bilirmiyiz? “hayır bilmeyiz” diye avaz avaz bağırırız.

Birlikte yaşamayı, yardımlaşmayı çok seven iyilikperver’leriz aslında.

Hatta öylesine perveriz ki; Cami önündeki şarapçı amcaya sadaka vererek hafifleyen, evdeki alkolik veya modasever ruhsuz kızı tarafından para toplatılan teyzeyi severek, sadaka verip, asalak yaratmaktan gururlanan.

Lüks otomobil tutkunu oğlunun, otomobilinin taksitlerini ödesin ve çakal oğlundan dayak yemesin diye, cebimizdeki harçlığımızı cennetlik olmak için keyifle verdiğimiz amcaya kötülük düşünür müyüz?

— Bizzzzzzz iyilik toplumuyuzzzzzz !!!…

— Bütün bunları yaşayan bizim bizlerimiz, hiçde masum değiliz. Kendimize kötülük etmeyi alışkanlık etmiş, davranışa dönüştürmüşüz. Hatta, o kadar ileri gitmişiz ki; kendi yalan yanlış, eksik fazla fikirlerini bize papağan gibi ezberletenlere hayır deyip, kendimize güvenir, fikirlerimizi belirtir isek, ‘cennete gitmeyeceğiz’ diyecek kadar.

"Kendimize yaptığımız en büyük kötülük, kendimize olan öz güvenimizi kaybetmemizdir".

Kendimiz; havale etmeden mücadele eder, yaşantımıza önem verir, dik durarak satmamayı öğrenirsek.. Büyürüz.

Bizler büyürsek, ülke büyür.

Ülke büyürse, güçlü oluruz.

Güç kuvvetin doğuşudur.

Devlet güçlenirse, yıkılmaz ve yıkılmayız.

“Yaşasın düzenin değiştirdiği, kıvrak zekalı küçük burjuvanın, göremediğimiz büyük kurnazlıkları.”

 

Bakmadan Geçme