15 TEMMUZ KALKIŞMASI BİR İŞGAL HAREKETİDİR

Tarihin her döneminde hak ile batıl, haç ile hilalin mücadelesi olmuştur. Bu mücadele hala devam etmektedir. Kıyamete kadarda devam edecektir. İlk peygamber Hz. Adem'in, hakkı temsil eden oğlu Habil, batılı temsil eden oğlu Kabil tarafından şehit edilmiştir. Nice İslam peygamberleri zulme uğramış ve şehit edilmişlerdir. Ehli küfür, peygamberlere tabi olan müminleri düşman bellemiş ve her fırsatta müminlerle çeşitli vasıtalarla mücadelelerine devam etmişlerdir.

Münafık tipler ve hain kişi ve kuruluşların, alemlere rahmet olarak gönderilen ‘’örnek kul, son resul’’ Hz. Muhammed’e ve ona tabi olanlara çeşitli baskılar uyguladıkları bilinmektedir. Müminleri yurtlarından etmiş, başta Peygamber Efendimiz olmak üzere Medine’ye hicret etmek zorunda bırakmışlardır. Gerçi bu hicret rahmete ve İslamiyet’in kısa sürede yayılmasına vesilede olmuştur. İran’ın fethedilmesi, Bizans’ın mağlup edilmesi memleketlerin İslamiyet’in güzellikleriyle tanışmasına da vesile olmuştur.

Müslüman toplumların itikadlerini bozmak, sömürge haline getirmek, parçalamak ve bölmek konusunda gayri Müslimler hiç durmamışlardır. Müslümanların örf ve adetlerini bozmak, kendi kültür ve medeniyet değerlerine yabancılaştırmak, İslami değerleri hor ve hakir göstermekle beraber, kendi değerlerine hayranlık duyar hale getirmek için sürekli mesai sarfetmişlerdir. Şurası bir gerçektir ki, emperyalizm bir ülkenin zenginlik kaynaklarını elde etmeden önce o ülkenin genç beyinlerinin enerjilerinden yararlanarak onları kendilerine bağımlı hale getirirler. Günümüzde sömürge halinde olan Müslüman ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynakları pek çok olmasına rağmen Hristiyan batı, o ülkenin insanlarının bu zenginliklerinden yararlanmasına engel olmuş, kendileri olmadan işletilmelerine dahi izin vermemişlerdir.

Batı dünyası tarih boyunca özelde Müslüman Türk milletini, genelde tüm İslam dünyasını itikadi(inanç), ameli(ibadet) yönden tahrifatlar yaparak Müslümanları iman, itikad ve ibadet yönünden duyarsız hale getirmek için projelerde geliştirdikleri bilinen bir gerçektir. Örnek olarak geliştirdikleri projelerden bazıları şunlardır.

-İbrahimi Dinler

İbrahimi dinler adı altında yeni mesajlarla ortaya atılan ehli kitabın, bu proje ile peygamberlerin babası Hz.İbrahim’i şemsiye yaparak batıl dinlerini meşrulaştırma projesidir. Halbuki Kuran’ı Kerim onların ortaya attığı bu planlarını reddetmektedir. Kuran Yahudi ve Hristiyanların Hz.İbrahim’le bir alakası olmadıkları Hz.İbrahim’in şirkten uzak, hanif, tertemiz Müslüman olduğunu bildirmektedir. ‘’İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah’ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan da değildi. Şüphesiz, insanların İbrahim’e en yakın olanı, elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber (Muhammed) ve mü’minlerdir. Allah da mü’minlerin dostudur.’’ (Âl-i İmrân 67-68) 

Prof. Yümni Sezen’in ifadesiyle  ‘’Museviler ve İseviler Hz. İbrahim’den kalan hiç birşeyi takip etmemişlerdir. Örneğin Kabe’yi Hz. İbrahim ve Hz. İsmail inşa etmişlerdir. Hacda yapılan ibadetler bizatihi Hz. İbrahim tarafından tatbik edilmiştir. Allah’a yaklaşmak için ifa edilen kurban ibadetleri yoktur. Dolayısıyla ibrahimi dinler ifadesi tevhid açısından ve batıl ibadet açısından da sahih değildir. Görüldüğü gibi ‘’ibrahimi dinler’’ anlayışı dinler tarihi bakımından da İslam dini açısından da yanlış bir anlayıştır ve kullanılan kavram yanlış bir kavramdır.’’

Devam edecek…

Bakmadan Geçme