En kolay sömürü!

En kolay sömürü!     
Sömürme, hastalıkların en acımasızı, iyileşmeyenidir.
Ve en kolay sömürü alanı ise inançlardır. Çıkın yaşadığınız kente. İyi bir gözlem yapın. Ve gözlemlerinizin analizini bir beyaz kâğıt üzerine sıralayarak yazın. Ortaya çıkacak sonucun sizi korkutacağını göreceksiniz.
Yıllar önce küçük kentin birinde, bir zabıta amiri, Ramazan'da; lokanta, kahvaltı salonu sahibi olan esnafı denetler, mekânını açık tutan ve müşteri kabul eden yerlerin vitrinini tekmeleyerek aşağıya indirirmiş.
 Mağdur kimselerde korkudan gidip şikâyette bulunmaz:
"Korkarım şikâyet etmekten. Dükkânımı yakarlar veya Ramazan sonrası şimdiye kadar edindiğim müşterilerimden ederler."Diye ödleri patlarmış.
Sizce bunu yapan ve görmezden gelenler Müslüman mıdır?
Bana göre böyle bir eylemde bulunanlar dinimizin hoşgörü yanını bilmeyen; şarlatandan başka hiç bir şey değildir. Bu yobazlar yüzünden inançlarından soğuyan yüzlerce ve binlerce insan olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Her kesin kendine göre bir inancı vardır. Kimsenin bir diğer kimsenin inancını baskı altında tutmaya hakkı yoktur! Ona en küçük bir sataşmada bulunamaz. Mahalle baskısı dediğimiz insana yakışmayan eylemlerin içinde yer alamaz.
Bence birisine:
"Niyetli misin?" Demek bile inancımız gereği hoşgörü yoksunluğudur. Varış noktası da inanç sapmasıdır.
Ramazan ayında çarşı pazarda artan fiyatlara tepki gösteremeyen yobazlar güruhu; dinimizce özel sağlık sorunları bulunan, seferi(yolcu) veya farklı bir inanca sahip olanlara hizmet için iş yerini açık bulunduran esnafa celallenir ya da hakkında olumsuz dedikodular çıkararak dışlanmasına neden olurlar. Onlar aslında zorbalığı geçer yol sanan zavallılardır.
Peki, böylelerine dini bütün diyebilir miyiz? Tam tersi gerçek inançların melun düşmanlarıdır!
Mevlana'nın o güzel sözünü hiç unutabilir miyiz?
"Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol."
Ya Yunus Emre? O da der ki:
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yunmaz değil.
Hayat koşulları hayli zor olan kentin birinde, birsahur vakti yolda yalpalayarak yürüyen sarhoşa sormuşlar:
"Yaşadığın şehri nasıl buluyorsun?"
Sarhoş:
"Ne diyeyim beyim? On bir ayı kış bir ayı da Ramazan." Demiş.
Dilerseniz Yunus'tan dizelerle yazımıza son noktayı koyalım:
Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız
Kamu âlem birdir bize.
Sen sana ne sanırsın
Ayruğa da onu san
Dört kitabın manasın
Budur eğer var ise.

Bakmadan Geçme