TREN GELİR HOŞ GELİR

Tren gelir hoş gelir...
Trenle ilgili ne çok anılarım var bir bilseniz. Bizim çocukluğumuzda sevilen hüzünlü türkülerden biriydi:

“Kara tren gelmez mola
Düdüğünü çalmaz mola
Gurbet ele yar yolladım
Mektubunu salmaz mola.”Türküsü.

Neşeli tren türküsü de vardı:

“Tren gelir hoş gelir
Ley ley limi limi ley
Odaları boş gelir
Mini mini güzel gel bize
Duydum yar bize gelir
Sefa gelir hoş gelir”

Ya Arif Sağ’ı meşhur eden Gurbet Treni?
“Artık sabrım kalmadı
dön gel gurbet treni
sevdiğimden bir haber
al gel gurbet treni
içimdeki hasreti dindir
gurbet treni
içimdeki ateşi söndür
gurbet treni”
Van’dan Ankara İstanbul’a, İstanbul’dan Van (Kapıköy) İran’a demiryolu yapılacak dediklerinde ortaokulu bitirmiş lise öğrencisiydim.
Duyanlar şaşkınlıkla ellerini dizlerinde şaplatıp:
“Vış ana! Nece geçecek Van denizini?”Demişlerdi.
İnsanoğlu ister de olmaz mı?
Tatvan ve Van arasına konunca treni ve vagonlarını taşıyan feribotları Van gölü aşılıp ta İran’a kadar uzayıp giden demiryolu hattı döşenmiş; Van’da, Başbakan Nihat Erim ve İran Şahı Rıza Pehlevi’nin de katıldığı görkemli bir tören yapılarak Van Gölü’nü aşıp İran’a ulaşacak demiryolu ulaşımı resmen başlatılmıştı.
İran hattı trenin demiryolu bizim mahallenin altındaki derenin üstünde, elli iki merdivenli mağarası olan Toprak kale dağının etekleri altından geçiyordu. Artık günün ya da gün aşımlarının belirlenen saatlerinde tren düdüğüne, ezan sesine alıştığımız gibi aşına olmuştuk.
Arada bir demiryolu teknisyenleri mahallemize uğrar:
“Aman çocuklar dikkat edin. Demiryollarında oynanmaz, koyun, sığır otlatılmaz ve hele hele tren geçerken güle güle anlamı dışında ayıp biçimli el sallanmaz, geçip giden trenin yolcularına ayıp yerler gösterilmez ve başka çirkin tavırlar sergilenmez ve de sakın ola trene taş atılmaz.”Nasihatlerinde bulunurlardı.
Duymuş ya da kitap ve gazetelerden okumuştum... Trenin gelip geçtiği köy ve kasabalarda el sallayan çocuklara, tren yolcuları kitap ve gazete atarlarmış. Ama benim gördüğüm tam tersiydi... Çobanlar; ellerini dudaklarına götürüp sigara yakar gibi işaretler yaparak sigara isterlerdi. Üstünde Farsça yazılar olan sigaralar rüzgârda savrulup akıp giden derenin yarpuz tutmuş kıyılarına düşerdi. Kim yolcu da sigara isteyenlere başparmağını işaret ve orta parmağı arasına alarak ayıp işaretler yapar işte o zaman lokomotifin ardında salına salına giden vagonlara taşlar savrulup atılırdı. Bereket versin ki taşlar vagonlara ulaşmaz, devlet ve millet malı zarar görmezdi.
Bir de tehlikeli bir oyun uydurulmuştu. Uzun ve iri firketeleri (çatal iğne) tren geçerken rayların üzerine yatırır sonrada minik hançerlere dönüştürürlerdi. Allah’tan tren yolunu gözlem altında tutan demiryolu teknisyenleri olaya müdahale eder; çocukların ana ve babalarından bu tehlikeli oyuna kalkışmamaları için gereğini yapmalarını rica ederlerdi.
Türkiye’de müze olacak tren garları var. İstanbul’da Haydarpaşa, İzmir’de Basmane ve Alsancak, Eskişehir ve Uşak’ta güzeller güzeli tren istasyonları hala eski zaman öykülerinin beyaz perdeye aktarılmasında sinemacılarımızın vazgeçilmez mekânları oluyorlar.
Demiryolları elden gidiyor, İstanbul’da tarihi Haydarpaşa tren garı yıkılıyor derken birdenbire hızlı tren projesine fena halde hız verilmesi sevindiricidir. Haberlerde demiryolları hatlarının yenilenip sağlamlaştırılarak hızlı trenin demiryolu ulaşımında kullanılması için gün sayıldığı anlatılıyor. Uzun yol ulaşımında karadaki en güvenilir yol olarak bilinen demiryolları için bu karar yerindedir. Elbette üzen facialara ve beraberinde getireceği acılara yol açmamak için hızlı tren hattı yenilenmeli, engellerden arındırılmalı ve Japon uzmanların denetiminden geçirilmeli. Çünkü onlar demiryolunda hızlı trenin sihirbazları gibiler. Hatasız yol mühendislikleriyle şaşkın dünyanın parmağını ısırmasına neden olan dev projeleri sonuçlandırabiliyorlar.
Geçmişte trene binip de üçkâğıtçıların katıklı meyve suyunu içen veya meyve içine enjekte edilmiş meyvesinden yiyerek üzerindeki paraları, değerli takıları kaptıran çok olmuştur. Uzun süreli demiryolu hatları için yine bu efsaneler ortaya çıkmasın diye emniyet tedbirleri de mutlaka alınmalıdır.
İlla ki hattın sağlamlığı olası facialar için hayati önem arz etmektedir. Hızlı tren derken hızlı ölümlere yol açmamak demiryolları alt yapısının yenilenmesi ile sağlanır.
Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda Anadolu’yu bir baştan diğer başa demir yollarla ören bir avuç insanın zaferi; bugün hızlı ve modern tren seferleriyle taçlandırılmalıdır.

Bakmadan Geçme