Selamı yayalım


Ramazan-ı Şerif'in dördüncü günündeyiz ve bu günde tanıdığımız tanımadığımız herkese selam vermeyi ihmal etmeyelim inşallah. Dinimiz, Müslümanları kardeş ilan etmiş ve bu kardeşliği imandan kaynaklanan bir sevgi ve saygı esasına bağlamıştır. Bu esasın bozulmaması için de onları karşılıklı birtakım vazifelerle mükellef kılmıştır. Bu vazifelerden biri de, selamlaşmadır. Kur'an-ı Kerimde, müminlerin birbirlerine selâm vermeleri istenmiş ve şöyle buyurulmuştur: "Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı ile karşılık verin. Şüphesiz Allah her şeyi hesap eder" (Nisa/ 86). Sevgili Peygamberimiz: "Amellerin hangisi daha hayırlıdır" diye soran kimseye "Yemek yedirmen ve tanıdığına-tanımadığına selam vermendir." cevabını vermişlerdir.
Yıllardan bu yana hep  İslam'ın güzelliği, toplumun kardeşlik ve dayanışma harcı olan selamın ortadan kalkması için yada insanlarımıza bilinçli olarak unutturulmak gayesi ile selamın yerine kültürümüzde olmayan farklı söylemler geliştirildi ve Müslümanlara bunlar zorla empoze edildi. Yeniden gerçek manadaki selamı insanlara öğretmek ve alışkanlık haline getirmek için kültürümüzde olmayan; batı tarafından bizlere ihraç edilen günaydın, tünaydın, hoşçakalın v.s. gibi söylemlerden uzak kalınmalı ve Rabbimizin emri olan, en büyük dua söylemi "Esselam-u Aleyküm, Ve Aleyküm Selam" söylemini aramızda kardeşlik ve huzura ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde hızlı bir şekilde yaymalıyız.
 Cennette de devam edecek tek ibadetin selamlaşma olduğunu bildiren Ayet-i Kerime'de: "İnanan ve salih ameller işleyenler, Rablerinin izniyle, ebedi kalacakları ve içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokulacaklardır. Oradaki esenlik dilekleri "selam" dır."   (İbrahim/ 23)
 Peygamberimiz bir başka hadislerinde: "İnsanların Allah nezdinde en makbul olanı, önce selam verendir" buyurmuşlardır. Selamlaşma; tanışmamıza, kaynaşmamıza vesile olmakta; aramızdaki kırgınlık ve dargınlıkları kaldırarak, birbirimize yaklaşmamızı sağlamaktadır. Nitekim bir gün Peygamberimiz: "Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de gerçek  mânâda iman etmiş olmazsınız; ben size yaptığınız takdirde, birbirinizi sevebileceğiniz bir şeyi söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız" buyurmuşlardır. Selam vermek sünnet, almak farzdır. Müslümanların buna riayet etmemesi ise günahtır. Kıyamet gününde, Rabbimizin rahmetine ermek ve cennetine girmek için, bu güzel duayı, yani selamı birbirimizden esirgemeyelim. Peygamberimiz: "Asıl cimri, selamlaşmada cimrilik edendir" buyurmuşlardır.
Bir topluluk içine geldiğimizde ve o topluluktan ayrılırken mutlaka selamı verelim. Çünkü verdiğimiz selamla orada bulunan insanlara dua temennisinde bulunmak ve aynı dua ile karşılık bulmak ne kadar güzel bir davranış olacaktır. Kur'an'da: "Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selam vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor."  (Nur/ 27) buyurulmaktadır. 
Halkımızın %99'u Müslüman olan bu ülkede huzurun, barışın ve kardeşliğin tesisi için, dargınlıkların ortadan kalması, saygı ve sevginin artması, barışın yeniden inşası için bu günü selamı yaymak için bir milad kabul edelim ve selamlaşalım.
Selam ve dua ile...
[email protected]

Bakmadan Geçme