Van Gölü için ne dediler, ne yaptılar?

Vanlılar için vazgeçilemez yaşam kaynağı, Van havzası için yaşamsal önem taşıyan 3 bin 755 kilometrekarelik kapalı alanı, 530 kilometrelik sahil uzunluğu, 400 metre derinliğe ile dünyanın en büyük sodalı, Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün kirlenmesi, kirletilmesi ile ilgili kaygılar davam ediyor.

Van Gölü çevresinin doğal yapısı plansız kaçak yapılaşmalar betonlaşmalar yağmalar ve işgallerle tahrip edilirken, kanalizasyon ve katı atıklarla cam kesiti mavi gölümüzün sorumsuzca kirletilmesi karşısında konuşma ve vaatler dışında yapılan birşey yok.  Van’da yaşayanlar, Van’a gönül verenler, Van Gölü ve çevresi için kaygılananlar gerekli önlemlerin alınmasını bekliyor.

 Van Gölü ve çevresinin koruma sorumluluğunu yağmalamaya, kirletilmeye göz yuman belediyelerin ranta dayalı siyasi anlayışına, yereldeki bir iki kurumun etkisiz inisiyatifine bırakmak kuzuyu kurda teslim etmektir.  Çevre felaketi yaşayarak tuz çölüne dönen Van’ın yanı başındaki İran Urmiye Gölü’nden gerekli dersler alınarak 'Van Gölü Koruma Kanunu'nun TBMM’den bir an önce çıkarılması gerekiyor.

Van Gölü’nün kirlenmesi, korunması konularında siyasiler, uzmanlar yerel yöneticiler yıllar boyunca “ Van gölü kirleniyor, kirletilmeye devam ediliyor. Korunma önlemleri alınmalı vs.vs.”  şeklinde bildik sözleri tekrar edip durdular.  Umut veren, heyecan yaratan ancak gerçekleşmeyen vaatler de boş çıktı.   

Bunlar devam ederken Van Gölü kirliliği ile ilgili geçen hafta  “ Alarm derecesinde kirlilik yok” açıklaması yapıldı. Açıklama vatandaşın zihninde ciddi soru işaretleri oluşturdu. Van Gölü’nün kirlenmesiyle ilgili daha önce yapılan açıklamaların bir bölümünü hatırlayalayarak “alarm derecesinde kirlilik yok” tespitine  değinelim.

Van Gölü ile ilgili bakın neler söylenmiş:

 16 Mart 1994 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurhan Akyüz1993-1994 yılları arasında yaptığımız araştırmalarda, Van Gölü sahilinin Karasu mevkiinden Çimento fabrikasına kadar olan bölümünde yüksek derecede E.coli belirlendi. Söz konusu bölgede göle girenlerde çeşitli cilt ve sindirim sistemi rahatsızlıkları görüldü.

16 Mart 1994 Belediye Başkanı Şahabettin Özaslaner: Van Arıtma tesisi de gerekli işlevleri tam olarak yerine getiremiyor. Arıtma tesisinde atık suların sadece 3’te 1’lik bölümü kabaca arıtılmaktadır. Geri kalan 3’te 2’lik atıklar ise arıtılmadan göle deşarj ediliyor. Van Gölü’nün kurtarılması için çeşitli kaynaklar arıyoruz. Son olarak Çevre Bakanlığı’nın desteği, Dünya Birleşik Belediyeler Federasyonunun katkılarıyla 1 milyon 200 Euro kaynak bulduk. Bu kaynağın gelmesi halinde arıtma tesisleri büyütülerek, Van’ın tüm atık suları arıtıldıktan sonra göle akıtılacak.

16 Mart 1994  Sağlık Müdürlüğü Yetkilileri: Van Gölü’nde tespit edilen 110 bin adet E.coli ve coliform değerlerinin ürkütücü boyutlardadır. Numunelerin alındığı çevrede E.coli en fazla 10 bin, coliform ise en fazla bin 500 adet olması gerekir. Yüz binlere ulaşması insan ve hayvan sağlığını ciddi boyutlarda etkiler. Buralarda kesinlikle göle girilmesi sakıncalıdır. Her türlü bulaşıcı hastalığa neden olur. Çünkü bakterilerin kökeni evsel atıklardır. Elde edilen değerler gölün üzerinde 10 kilometrelik alanı kapsayacaktır. Göl kapalı bir havza olduğu için kirlilik yüzeyde kalacaktır.

28 Aralık 2004 YYÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Orhan Deniz: Gölde kirlilik oranının yüzde 40’dır. Bu durumun sürmesi halinde gölün 25 yıllık ömrü vardır. İnsan sağlığı için 100 mililitrede 700 olan kolibasili oranı, gölde Van kıyılarında 2 bin 100, Bitlisin Tatvan İlçesi kıyılarında ise 5 bin 300’e ulaşıyor. Önlem alınmayıp, kirlilik böyle devam ettiği sürece Van Gölü’nün 25 yıl ömrü kalmıştır. 25 yıl sonra gölün kenarına bile yaklaşılamayacak. Kapalı bir havza olan Van Gölü, bütün yerleşim birimlerine kanalizasyon yapılması ve önlem alınması halinde ancak 50 yıl sonra temiz bir hale gelebilecek.

4 Haziran 2008 Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mustafa Sarı: Göldeki evsel atıklardan dolayı suda azot ve fosfor dengesinin değişmesi endişe vericidir. Göl kıyısında bazı bölgelerde yosunlaşmalar başladı bu kirlilikten dolayı biyolojik dengenin bozulmasının bir göstergesidir.  Başbakan Erdoğan Van Gölünü de Haliç gibi temizleyeceğiz dedi. Öte yandan bakanlarımız Vana gelerek bu sorunu masaya yatırdı. Artık konuşmayı bırakıp eyleme geçmeliyiz. Eko sistemler dinamiktir. Bunlara bir ömür biçemeyiz. Ancak, Van Gölü bizim tahmin ettiğimizden çok erken veya çok daha uzun bir zaman sonra elimizden çıkabilir.

13 Mayıs 2009 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Nahit Aktaş,: Yapılan inceleme ve araştırmalara göre, Van Gölü'nün 10 yıldan bu yana kirleniyor. Bunun temelinde insanın yarattığı kirlilik yatıyor. Son 10 yılda Van'ın yoğun göç aldığını biliyoruz. Bu göçle birlikte kent nüfusunda büyük bir patlama oldu. Van’da önlemler yeterli düzeyde değil.  Göl çevresinde bulunan yerleşim birimleri, kanalizasyon sistemi ile gölü büyük boyutta kirletmektedir. Yapılan ölçümlerde göldeki kirlilik değerinin yüksek olduğunu belirledik. Bu, geri dönüşü çok zor olan bir noktadır. Bu nedenle Van'da acil olarak yeni ve modern bir arıtma tesisine ihtiyaç vardır. Van Gölü kirliliğinin önlenmesi için sadece belediyelerin değil, hükümet düzeyinde katkıların olması gerekiyor.

31 Mayıs 2014 Van Çevre Derneği Başkanı Ali Kalçık: 1 milyondan fazla insanın havzasında yaşadığı Van Gölü’ndeki kirlilik bir türlü azaltılamadı. Etrafında Van, Muradiye, Erciş, Adilcevaz, Ahlat, Tatvan, Gevaş ve Edremit gibi nüfusu fazla olan yerleşim yerleri bulunuyor. Buraların katı atıkları, doğrudan veya dolaylı olarak göle akıyor. Gölün etrafındaki belediyeler, günde 54 bin 176 metreküp kanalizasyon atığı akıtmaktadır. Dolayısıyla Van Gölü’nü belediyeler kirletmektedir.

9 Eylül 2014 Çevre ve Orman Bakanı Osman PepeDerelerden akan sular arıtılmadan Van Gölü’ne akıyor. Çok ciddi bir kirlenme söz konusu. Turizm açısından önemli olan Van Gölü’nün kirlilikten kurtarılması için belediye ve valiliklerin hazırlayacakları projelere destek vereceğiz. Ayrıca bizde bu konuda projeler hazırlıyoruz.  400 bin nüfuslu Van’ın kanalizasyon sularını Akköprü ve Kirman dereleri doğrudan göle taşıyor. Erciş ile Bitlis’in Adilcevaz, Tatvan, Ahlat ilçelerinin atık suları da derelerle göle akıyor.

9 Eylül 2014 Yüzüncü Tuşba Belediye Başkanı Fevzi Özgökçe: İnsanların tüm atıkları direk veya dolaylı olarak Van Gölü’ne ulaşıyor. Van il merkezi, Erciş, Tatvan, Gevaş, Ahlat, Adilcevaz ilçelerinde kirlilik tespit edildi. Gölün kıyısında katı atık kirliliği gözle görülür düzeye ulaştı ve katı atıkların bu şekilde atılması durumunda en geç on yıla kadar Van Gölü’nün taşıma kapasitesinin çok üstüne çıkacak. Van Arıtma Tesisleri’nin mutlaka Çiçekli beldesi üzerinden (kod kurtarmakta) Gürpınar ilçesi tarafına uygun bir yere taşınması ve drenajının kesinlikle Van Gölü’ne yapılmaması gerekiyor. 

24 Haziran 2016 YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sarı ile birlikte Van Gölü’nde iki yıldır dalış yapan Dalgıç Tahsin Ceylan: Çok sayıda katı atık görüntüsü çektik. Özellikle karşı tarafta kirlilik çok daha fazla, birçok dereden göle adeta kirlilik akıyor. Bir kayaya elimizi vurduğumuzda iki parmak kalınlığında siltasyon kalkıyor, o da gölün dolduğunu gösteriyor. Göl gitgide de dolacak ve bu kirliliğin önüne geçmek için mutlaka bir arıtma sistemine ihtiyaç var. Gölün etrafındaki bütün yerleşimlerin tek bir yere bağlanması ve arıtmanın oradan yapılması lazım, yoksa hemen hemen herkes ‘su temizleyicidir’ mantığıyla atığını göle bırakıyor.

 

Yukarıdaki açıklamaların, uyarıların özeti şudur: Van Gölü kirlidir, hızla ve acımasızca kirletilmeye devam ediliyor. Van Gölü için acil önlem alınması gerekiyor. Van Gölü’nün bazı bölgelerinde suya girilmesi sakıncalıdır. Yani Van Gölü alarm veriyor.

Dikkat çekici son açıklama ise şöyle:

24 Haziran 2016  Van Gölünün Mikrobiyolojik, Kimyasal Ve Radyoaktif Kirlilik Düzeyinin Araştırılması konulu projenin ilk sonuçlarını açıklayan YYÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi ve Proje Yürütücüsü Yrd. Doç. Dr. Erdal Öğün: Yaptığımız çalışmalarda Van Gölü'nde mikrobiyolojik ve kimyasal kirlilik açısından herhangi bir alarm durumu söz konusu değildir. Yapılan analizler sonucunda 29 istasyona ait numuneler mikrobiyolojik açıdan kriterlere uygundur.

 

Gölde kirlik alarmı

 “Van Gölü'nde mikrobiyolojik ve kimyasal kirlilik açısından herhangi bir alarm durumu söz konusu değildir” açıklaması Vanlıları pek bağlamıyor. Vanlılar, İskele’de artıma tesislerinin kirlettiği gölün yanı başında, İskele sahillerinde, Edremit, Gevaş, Fidanlık kıyılarının her hangi bir noktasında geçmiş yıllarda olduğu gibi çekinmeden suya girilip girilmediğine bakıyor. Kirlilikte vatandaşın ölçüsü budur.   Van Gölü ile insanların arasına pis su, dere atıkları, koku ve güvensizlik girmişse, insanlar çekinmeden suya giremiyorlarsa bu durum kirlilik alarmın daniskasıdır.


İskele’de denize girmek

Van Gölü ile ilk buluşmamız 1970’lerde rahmetli dedemiz, babamız, ağabeylerimizle hafta sonu gittiğimiz İskele’nin Toprak Mahsulleri Ofisi silolarının önündeki geniş kumsala sahip  kıyıda olmuştu. O yıllar İskele sahillerinde kalabalıktan havlu serecek yer bulmak mümkün olmazdı. Biz çocuklar boylarını geçmeyecek şekilde denizde açılırken, dedemiz su sıçratmadan balık misali uzkalara yüzerdi. Deniz keyfinin finali karpuz peynir ekmek ve evden getirilen yiyeceklerle yapılırdı.
Siloların önünden Sazlıklar ve Balık Bendi’ne kadar uzanan sahilde romatizmalarına iyi geldiğini düşünenler kuma gömülürken, gençler çocuklar özgürce şakalaşıp yüzerek suyun tadını çıkarırlardı.
1975’de İskele sahilinde dönemin Van Belediye Başkanı rahmetli Tayyar Dabbağoğlu halkın ve turistlerin kullanımı için çok sayıda soyunma kabini ve duş alma yerleri yaptırmıştı. Akdeniz  Ege’nin sahillerinin belki de birçoğunda o yıllarda kabin duş yeri yoktu. Bugün Van’da ne bir plaj ne de soyunacak ve  duş alacak kabin var. 
İskele’de demiryolunun sağ tarafında ağaçlıkların gölgelediği sahilde bir başka güzeldi. Kadınlar hafta içi çoluk çocuk, kolun komşu akşama kadar denize girer güneşlenir eğlenir piknik yapar, son fasılda semaver yakarak günü tamamlarlardı.
Şamranaltı Mahallesinin göl ile birleşen Fidanlık Sahili de ailelerin deniz ile buluştuğu,  piknik yaparak hoşça vakit geçirdikleri seçkin yerlerdendi. 1970’lı yıllarda Topraksu Bölge Müdürü rahmetli Dölay Şaşıhüseyinoğlu  Fadanlık sahilinde kabin ve duş yerleri yaptırarak halkın hizmetine sunmuştu.
Yaz aylarının sıcak günlerinde cebinde minibüs, otobüs parası olanlar, kamyonların pikapların arkasına düğün alayı gibi doluşanlar Gevaş, Edremit, Kadembas, Mollakasım, Amik, İrini, Ayanıs sahillerine şenlik havasında cümbür cemaat akın ederlerdi. 
Eskiden Van’da bugünkü gibi herkesin arabası yoktu. Ama herkesin yararlandığı işgal edilmemiş halka açık kıyılar, kirletilmemiş temiz sahiller vardı. Şimdi herkesin arabası var, fakat gölde suya girebileceği o  eski temiz sahiller yok. Sözünü ettiğimiz sahiller 1980’den sonra hızla kirletilerek yok edildi. Bu kıyılarda artık suya girmek dünde kaldı.


Mesele vizyon sahibi olmaktır

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen vizyonu, kenti kucaklayan hizmet anlayışıyla Eskişehir’de harikalar yaratıyor.   Büyükerşen  2009’da  Otogar karşındaki Porsuk Çayı kayısında 300 dönümlük alana kazandırdığı Kent Park içerisinde 350 metrelik yapay plaj da yaptı.  Yetmedi bizim çamur akarak gölü kirleten değerlendirilemeyen Akköprü Dersi gibi kentin ortasından geçen koku yayan  Porsuk Çayı’nı pırıl pırıl bir görünüme kavuşturarak gondollarla küçük Vendik’e dönüştürdü. Büyükerşen, Anadolu bozkırında yer alan Eskişehir'de yapay plajla halkın deniz ve plaj özleminin giderirken Van Gölü gibi muhteşem  doğa harikasının kıyıları halkın hizmetine sunulamadığı gibi kirlilikten korunamıyor. Ne kullanabiliyoruz ne koruyabiliyoruz. Gölü hak etmiyoruz.

Eskişehirliler yapay plajın suyunda yüzüp sahilinde keyifle güneşlenirken Vanlılar  gölde suya girecek temiz kıyı arıyor. Garabet budur.

Mesele  mazeret üreterek  başarısızlığa kılıf aramak değil. Mesele vizyon sahibi yönetici  ve   görevini yapan  belediye kadrolarına sahip  kent olabilmektir.

Bakmadan Geçme