Cumhurbaşkanı sözcüsünden Suriye açıklamaları

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın gündeme ilşkin değerliedirmelerde bulundu.

Kalın'ın konuşmasından satır başları;
 
-Suriye konusunda uçuşa yasak bölge oluşturulması tavrımız aynen devam etmektedir. Bu konuyu uluslararası kurum kuruluş ve müttefiklerimiz ile istişare yapmaya devam etmekteyiz. BM, AB ve NATO ile istişare yapılıp görüşlerimiz aktarılmıştır sınırda yaşananların sadece Türkiye'nin meselesi olmadığı söylenmiştir.
 
- İyi ilşkiler içinde olduğumuz Çin'in Doğu Türkistan ile ilgili çıkan haberler konusunda rahatsızlık duyduğumuzu bir kez daha açıklamak isterim. Çin Halk Cumhuriyeti'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşanan bir takım hadiselerle ilgili bize ulaşan bilgiler çerçevesinde, Ramazan ayı münasebetiyle bir takım kısıtlamalara gidildiği, oruç tutanların cezalandırıldığı şeklinde bir takım haberlerin geldiği malumdur. Bu çerçevede, bu Sabah itibariyle, Dışişleri Bakanlığımız, Çin Halk Cumhuriyeti'nin Ankara'daki büyükelçisini, Dışişleri Bakanlığı'na davet ederek, bu konudaki endişelerimizi kendilerine iletmiştir.
 
-Cuma günü Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin içinde bulunan caminin açılışı yapılacak. Millete açık olacak olan caminin açılışını Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yapacaktır.
 
- Bu terör örgütünün mutlaka ortadan kaldırılması, şüphesiz bölge ülkeleri, istikrarı için büyük önem arz ediyor. Esed rejimi var olmaya devam ettiği sürece, DAEŞ gibi terör örgütleri Suriye’de kendilerine yer bulmaya devam edecekler. Bir takım kirli ilişkilerin de ortaya çıkmaya başladığını görüyoruz. Suriye, DAEŞ’i, Suriye muhalefeti ve Suriye ordusu için kullanmaktadır. Bunun bir çok örneğini geçtiğimiz aylar içinde gördük. DAEŞ ile mücadele adı altında, Suriye’nin kuzeyinde fiili durumlar yaratılması, demografik dengeyle oynanması konusundaki hadiseleri de kabul etmemiz mümkün değil.
 
-Bizim baştan beri söylediğimiz güvenli bölge oluşturulması tavrımız da aynen devam etmektedir. Son günlerde yaşanan hadiseler de bu konudaki tutumumuzun ne kadar haklı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu konuyu uluslararası kurum ve kuruluşlarla istişare etmeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz kısa süre zarfında dışişleri bakanlığımız aracılığıyla, BM, ABDFransa Çin Malezya AB NATO ile bu konularda istişareler yapılmış, kendilerine aktarılmıştır.
 
-Türkiye kendi güvenliğini sağlamak için her türlü hukuki zemine sahiptir.
 
TÜRKİYE SAVAŞA ATLIYOR DİYE YORUMLAMAK SAĞLIKLI DEĞİL
 
-Son bir, iki hafta içerisinde, Tel Abyad ve Kobani'deki saldırılarla ilgili, Türkiye'yi, DAEŞ'le aynı çerçevede göstermeye çalışan bir takım girişimler oldu. Türkiye'nin DAEŞ ya da benzer bir terör örgütüyle hiçbir ilişkisi yoktur, olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Burada, bizim sınırımızı güvence altına almak için aldığımız tedbirleri 'Türkiye savaşa giriyor', 'Türkiye ateşe atılıyor' gibi başlıklarla yorumlamak da çok sağlıklı değil. Bir ülkenin kendi sınırlarını güvenlik altına alması, bununla ilgili tedbirler alması onun en asli görevidir.
 
-(Tampon bölge için Lübnan modeli olabileceği belirtiliyor sorusu üzerine) 'Bunlar spekülasyon.  Biz tampon bölge demedik. Onun statüsü farklı. Biz güvenli bölge dedik. Bu görüşümüzü de ifade etmek de devam ediyoruz. Son gelişmeler de ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. 
 
-PYD ile hiç bir şekilde görüşmedik. Yöneticilerinin tutarsız açıklamaları da bizim için hiçbir şey ifade etmektedir. Kamplara bakıldığında herşey görülmekte. Türkiye'yi itham altında bırakan kampanyaları şiddetle kınadığımızı ifade etmek isterim. bu kampanyayı yürütenler ateşle oynadığını bilmeleri gerekir.

Bakmadan Geçme