Van'da Gurbeti Yaşamak

Yaşadığımız şehirde, toplumsal belleklerde yer etmiş isimler değiştirilirse, kendi öz diyarımızda gurbeti yaşarız. Van, daha önce Vanlılara 1915'te gurbet olmuş, Vanlılar kendi yurtlarında ölüme mahkum edilmişler, dünyanın kılı bile kıpırdamamıştı. Amerikalı Profesör Justın McCarthy, Van'da Ermenilerin yaptıklarının bir soykırım olduğunu söyler. Ölümü yaşayan Eski Van, bu soykırımdan geriye kalan eski bir mabettir. Bu soykırımdan, çok az insan canını Gölün batı yakasına atabilmişti. Onlar da, açlığın ve sefaletin kucağında bulmuştular kendilerini. Elazığ gibi kentlerin sokaklarından çöp değil, muhacir insanların cesetleri toplanır olmuştu. Ekmeğin, altından kıymetli olduğu zamanlardı. Bu karanlık zamanın evvelinde 1890'lı yıllarda, çocukluğu babasının Van Alay Komutanlığı nedeniyle, Van Sıhke Caddesi'nde bir evde geçen Kazım Karabekir Paşa'nın, Van ve Van Gölü ile kısa bir süre arkadaşlığı olmuştur. Sıhke Caddesi, iki tarafında kerhiz sularının beslediği kanallar ve sıra sıra söğüt ağaçlarının serinliğinde, Urartu Oteli'nden aşağıda şimdiki Altaylı Parkı'nın yerinde bulunan Vali Paşa Konağı'na ve oradan ta Eski Van'a kadar uzanan büyük bir cadde idi. Cadde üzerinde Timurzadeler Konağı ve Hasan Paşa Konağı gibi seçkin konaklar mevcuttu. Karabekir Paşa, çocukluk anılarının etkisiyle de olsa, Van ve Van Gölü havzasını bir başka sever ve "Van Gölü" adlı uzun bir şiirinde, Van sevgisini dile getiririr.
Vatanın büyük aynası, elması, pırlantası. Şarkın güzel Marmarası Van Gölüyle benim, Pek küçükken birkaç yıllık dostluğum var. İlk ata o dağlarda binmiştim. Sularında çırpınmıştım… Cihan Harbinde Van yandı Ve güzel göl kana boyandı… Cihan Harbinde görünce Bitlis Dağlarından mavi rengini Ve etrafında düşman top tüfengini Ben de yaparım orada dedim bu düşmanın yuvasını … Bir daha gittim o güzel Van'a Kars'ı da aldım ekledim ona Fakat Van Gölü hala ölü. Ne yazık!
Bu sevgiyledir ki yıllar sonra Ermeni Komitacılarının Van ve Doğudaki katliamlarına son vermek için gönüllü olarak Doğuya tayin yaptırır. Anadolu'ya 19 Nisan 1919'da ilk çıkan komutandır.
O, Çanakkale, Kut'ül Amara, Kafkas Cephesinde II. Kolordu Komutanı olarak Van Gölü'nün güney mıntıkası, Bitlis, Muş, Murat Çayı ve Palu Doğusu'na kadar olan geniş bir arazideki başarılarından sonra, Doğu Harekatıyla 1878'de Rus Çarlığına kaybettiğimiz Sarıkamış, Kars, Ardahan, Artvin ve Batum'u alarak Türkiye'nin doğu sınırlarında Misak-ı Milli'yi gerçekleştirmiş muzaffer bir komutandır. 3 Aralık 1920 Gümrü Antlaşması, ardından 13 Ekim 1921'de Sovyetler Birliği ile Kars Antlaşması'nı imzalayarak İstiklal Savaşı'nın ilk zaferlerini kazanmış, Şark sınırlarımızı çizmiştir. Bu nedenle 21 Kasım 1923'de "Milli Mücadelemizde Siyasi ve Savaş Yararlılığı" görülenlere verilen yeşil ve kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiştir.
Kazım Karabekir Paşa, bütün doğuyu kurtarmakla kalmamış, şarkta yetim kalan çocuklardan 4000 erkek, 2002 yetim kız çocuğa babalık yaparak onları istidatları doğrultusunda eğitmiş, meslek sahibi olmalarını sağlamıştır. Bu insani çalışmalarından dolayı kendisi: "Yetimler Babası" ünvanıyla anılmıştır. Müslüman çocuklardan ayrı olarak yetim ermeni çocuklarıyla da ilgilenmiş, onları da Ermeni ve Amerikan yetim okullarına teslim etmiştir.
Şarka ve şarklılara yaptığı bu hizmetlerden dolayı, şarklılar da Kazım Karabekir Paşa'ya şükran borcunun bir ifadesi olarak kentlerinde bir caddeye veya okula O'nun adını verdikleri gibi, Vanlılar da, O'na şükranlarının bir ifadesi olarak Van'ın en büyük caddelerinden birisine Kazım Karabekir Caddesi ve aynı cadde üzerinde bir liseye de Kazım Karabekir Lisesi adını vermişlerdir. Bu cadde ve okul ismi Van'ın toplumsal belleğinde yer tutmuştur. Ancak Ermenistan Başsavcısı Agvan Ovsepyan'nın küstahca Doğu Anadolu'yu Türkiye'den talep ettiği bir zamanda, biz de Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucularından, Şark Fatihi ve şarktaki yetim çocuklar babası Kazım Karabekir Paşa'mızın ismini küçük bir bağışa tahvil ettik. Van'daki Kazım Karabekir Anadolu Lisesi adını sildik ve TeliaSonera Anadolu Lisesi yaptık. Bu kez Van'a, tarihimize ve toplumsal belleğimize ihaneti kendimiz yaptık. Van'ı, Vanlıya yeniden gurbet yapmak pahasına…

Bakmadan Geçme