Yaşam Hakkı Engellenemez

Başkasının hayatına kıymak, katl. Cinayet, insan öldürme bir terim olarak insanın hayatına ve vucut tamlığına karşı işlenmesi yasaklanmış, kötü ve toplumu felakete sürükleyen bir fiilin adıdır. Öldürme, dünya ve ahirette cezayı gerektiren bir fiildir. En büyük cezası ise ebedi kalınacak cehennem azâbıdır. Çünkü o, dünyada Allah'ın yaratmış olduğu cana yaşama hakkı tanımayan toplumun ve toplum hayatının emniyetini tehdid eden bir fiildir. Kur'an-ı Kerim'de adam öldürmenin haram olduğunu bildiren bir çok ayet vardır. Rabbimiz, bu ayetlerin birinde şöyle buyurmaktadır: "Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır." (Nisa/93) Bir diğer ayette: "De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin sizin de onların da rızkını biz veririz; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız." (En'am/151) buyrulmaktadır.  İşte bir masum insanın, haksız yere öldürülmesinin ne kadar kötü bir fiil olduğunu ve nasıl bir cezaya çarptırılacağının ayetlerde açıkça belirtilmiştir. Şu an toplumumuzda zirveye çıkan cinayetlerin, insanlığı nasıl bir felakete sürüklediğini, nasıl bir çöküntüye gittiğimizi gözler önüne sermektedir.
Peki ahir zamanda karınca öldürür gibi, insanların birbirlerini katletmesi ve cinayetlerin çoğalmasının altında yatan sebepleri araştırmalı ve bu konuda gerek devlet, gerek biz toplumlar bu bataklığı kurutmak için bir gayretin içersine girmeliyiz. Aksi takdirde toplumu saran cinayetlerin, ölen ve öldüren tarafın, dünya ve ahiret hayatlarını karartan bu vakaların, bir gün bizide gelip, bulabileceğini ve Allah korusun bu acıları bizlerden birinin de tadabileceğini düşünmeliyiz.
Dünyalık bir takım menfaatler için hırsa kapılmamak, karşımızdakini kendi yerimize koyarak ve ne olursa olsun Allah korkusunu gözeterek ve vicdanımızın sesine kulak vererek hareket etmeliyiz. Ancak bu anlatmış olduğumuz güzel duygu ve düşüncelerin oluşabilmesi için özellikle anne ve babalara büyük görevler düşmekte, çocuklarını çok iyi eğiterek, din, vicdan, Allah korkusu aşılanmalı, bizleri bekleyen ebedi bir hayatın olduğunu; bunun ise ya cennet yada cehennem olduğu zihinlere kazınmalıdır.
Tam tersi neslimizden bir insanın kurtuluşuna vesile olmak ve onun yaşam hakkını elde etmesi için mücadele vermenin ise ne kadar büyük mükafatının olacağını anlatmalıyız. Bize taş atana, bizler gül atacak; onu doğru olana, güzel olana ve faydalı olana davet ederek, onun şahsının kurtuluşuna vesile olmalıyız. Her kim de bir insanı ihya ederse, yani cinayetten el çekmek, affetmek ve kısas hakkından vazgeçmek suretiyle onun öldürülmesine engel olursa ya da boğulma ve yanma gibi bir helak sebebinden kurtararak hayatının devam etmesine vesilelik ederse, o da sanki insanların hepsine hayat vermiş ve o iyiliği topyekün insanlığa yapmış gibi olur, buyrularak, bizlere müjde verilmektedir. Mevlamız Kur'anda: "İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları'na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler." (Maide/32)buyurmaktadır.
Aksi halde günümüzde yaşanan haksız ölümler, dehşetli cinayetler ve zulümler devam edip gidecek ve bir bütün toplum huzursuzluğa düçar olacaktır. Ramazan vesilesi ile tüm insanlığa mutluluk, saadet ve huzur diliyor, insanların ölmediği ve kavgaların yaşanmadığı bir dünya dileği ile,
Selam ve dua...

Bakmadan Geçme