DÜŞÜNEN, DÜŞÜM!

Bahri Yıldızbaş yazdı...

Düşündüm, çok düşündüm, biraz daha düşündüm, yeniden düşündüm ve bir baktım Kİ; 2022 silinmiş, her tarafa benim de ilk defa tanıdığım 2023 yılı yazılmış ve süslenmiş. Silinmemesi gereken maziye, 48 yıl önceki 1975 yılının soğuk bir Ocak ayının ilk günlerindeki Van İmam Hatip Lisesi (Ticaret Lisesi) ’indeki, 6/B sınıf arkadaşlarıma gittim.

Albay rütbeli, sevimli bir Milli Güvenlik dersi öğretmenimiz vardı. Şaka İLE karışık bizlere göz dağı vermeye çalışıyor, askeri disiplinle konuşuyor. sohbetlerle yeni bilgiler öğreniyorduk. Günlerden bir gün şoförü İLE konuştuğumuzu ve ona yiyecek ikram ettiğimizi pencereden görmüş. Dersimize girince, bizi güzel bir fırçaladı. Ardından önce dağladı, sonra kalayla yağladı. Çok duygusal, sosyal yönü güçlü, kültürel faaliyetlerin aktörleri, Türkiye şampiyonu güreşçiler, futbolcular, tekvandocular, mehter takımındakiler, tüm törenlerde okul bayrağını ve flamasını taşıyanlar, piyeslerde, başka illerdeki faaliyetlerde ve münazaralarda okulu temsil edenler ile akademik alanlarda başarılı olanların olduğu, terbiyesiz olmayan yaramazlar sınıfına bunu yapmakla, arının yuvasına parmağını soktuğunu bilemezdi.

Komutanımız konuşurken, kuru kalabalık yaparak örgütlediğimiz Şevket arkadaşımız sınıftan çıktı ve sınıflarında öğretmen olan 6/A  sınıfına giderek, “Arkadaşlar, komutanımızın acil toplantısı çıkmış. Sizin dersinize gelemeyecek, zil çalınca evlerine gitsinler.” diyerek, biraz sonra kapıyı çalıp içeri girince, “sen nereden geliyorsun?” diyen hocamıza, “komutanım sizden izin aldım, yüzümü yıkadım.” deyince, “tamam asker, bir daha alma” demiş ve arkadaşımız yerine oturmuştu.

Derslerimiz, akşam karanlığında 19:00’da bitiyordu. 6/A sınıfı öğrencileri son ders olunca, evlerine gitmişti. Zil çaldıktan sonra, komutanın tanımadığı bir arkadaşı sınıf başkanı yaptık ve zil çalmadan, hepimiz gidip sıralara oturduk. Komutan sert bir şekilde sınıfa girince, “6/A sınıfının dersine hoş geldiniz, komutanım.” diye tekmilini verdi. Sözde başkan, hızlı hızlı listedeki numaraları okuyarak yoklama almaya başladı ve bazılarımız iki defa “burda” dedikten sonra sözde başkanın, “6/B sınıf mevcudu tamamdır ve derse hazırdır komutanım” demesiyle tokatı yemesi ve “ulan siz diğer sınıfın öğrencileri değil misiniz?” demesiyle, hepimiz koşarak sınıfı ve okulu terk etmiştik.

Her zaman, bugünün yarını var. Evet var, ancak bizim sınıfta da birlik var. Hepimiz, her şeyi göze alarak okula gittik. Komutanımızın şikayeti, fırsatçı öğretmelerin dilekçeleri, disiplin kurulu, ifadeler, görüşmeler (Allah rahmet eylesin, görüşmelerde gülmekten kopmuştu Okul Müdürü İzzettin Karabaş ve ciddiyet abidesi rahmetli baş yardımcısı Mahmut Gürgür) ve konuşmalar derken; müdür beyin hatırına, “Sizi haftaya Milli Güvenlik Dersin’de, kışlaya götüreceğim ve disiplinli olmayı öğreteceğim.” diye affedilmiştik.

İki askeri araç (gri brandalı kamyonet) geldi, iki gurup halinde bindik. Öndeki araçta astsubay komutan İLE bizim ekip varız. Tam kışla yoluna çıkınca, hep birlikte Ajda Pekkan’ın dillerdeki , “Aman petrol, canım petrol.” şarkısını söylemeye ve oynamaya başlayınca, kamyonet devrildi ve çoğumuz kenardaki kanalın içine düştük. Rahmetli Aydın Koç arkadaşımızın, beyaz elbisesi kanlar içinde kalmıştı. Kazayı, ufak tefek sıyrıklarla çok ucuz atlatmıştık. En önde makam aracıyla giden komutanımız, geri dönüp gelmiş ve “Kimseye bir şey olmamış, geçmiş olsun. Türk genci korkmaz ve üşümez.” diyerek, bizi Hacı Bekir Kışlasına götürmüştü. Takım elbiselerimizle İtalyan çukurları dahil, tüm aletlerde feleğimizi şaşırmıştı. “Toplanın gidiyoruz” dediklerinde, önceden spor yapmayanlar konuşamazken, sporcu olan bizler komando merdivenlerinden inmek istemiyoruz, komandoluk oynuyoruz. Sonunda da, sınıftaki hepimize yemek yedirdi ve bizleri okulumuza gönderdi. Aldığımız yaralardan dolayı, “kavga etmişsiniz” diyerek, okula gelen velilerimiz bile olmuştu.

Bir dahaki haftaya okula gelen komutanımıza, öğretmenler odasında geçen hafta olup bitenleri anlatıp gülüşmeler olunca, dersimize gelen öğretmenimiz, “6/B sınıfı, çıkarın yazılı kağıtlarını. Kağıdı olmayanlar defterlerinden yaprak koparsınlar, soruları yazdırmaya başladığım anda; düşüneni, kalemiyle oynayanı, sağa sola bakanı, soru soranı ve sesli nefes alanı dışarı atarım. Soru: 1. Sus ve yaz.”

Beş soruyu yazamadan, arkadaşların yarısının kağıdı alındı ve sınıftan atıldı. Cevaplara başladığımızda, üçüncü dakikada sınıfta üç kişi kalmıştık. Anlaşmamızda, bizler nefesi içten alarak hızlı yazacak ve herkes bakarak yazacaktı. Ters gitti gitmesine, ilginç olan koridorda kahkahalar, sınıfta nefes almak yasak. Tam o esnada, Tutak’lı Murat Çelik arkadaşımız sınıfın kapısını açıp kenarından içeri bakmak isterken, gövdeli komutan arkadaşımızın ceketinden çekip sınıfın ortasına attı ve sırtına oturdu. Güçlü kuvvetli ve güreşçi Murat’ın, “ayıp be” demesi ve yerden kalkmasıyla, o kocaman gövdeli komutanın sırt üstü betona çakılması İLE sanki okul binasına nötron bombası düşmüştü. Yaşıyorsa sağlık, vefat etmişse rahmet diliyorum. O günden sonra, kendisini bir daha göremedik ve haber alamadık.

Çok düşünmeli ve hayaller kurmalıyız. Düşünen, hayal kuran, konuşan, koşan, yorumlayan, soru soran ve yaramazlık yapan çocuklarla gençlere anlayışlı olmalıyız. Konuşana DEĞİL, konuşmayana ‘niye susuyorsun?” diyebilmeyi öğrenmeliyiz. Düşünmüyor, düşünemiyor ve hayaller kuramıyorsak, giden ve geride kalan her şeyi silebildiğimiz gibi, gelecek için üretim yapamaz, her şeyden şikayet ederek ve bomboş göçüp gideriz. Geçmiş geçmiştir evet, unutmayalım Kİ; tarihteki uygarlıklar geçmişimizin onuru ve her insanın geçmişi de kendi aynasıdır.

“Aynaya baktım, saç beyaz olmuş. Neden rengim, sararmış solmuş? Böyle değildim, mene ne olmuş?”

Silinmeyecek hatıralarımızdaki geçmişimizde olup vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyor, o günlerdeki tüm tanıdıklarıma, ahbaplarıma, arkadaşlarıma,  dostlarıma, okul ve sınıf arkadaşlarıma, öğretmenlerime sevgiyle, saygıyla selamlarımı iletiyor: Sağlıkla, mutlulukla, huzurla, bereketle ve barışla geçireceğimiz esenlik dolu yarınlar dilerken; bilimin, ilmin, sanatın, çocukların, kadınların, doğanın ve hayvanların öneminin fark edileceği yıllar olsun istiyorum.

Yorumlar 5
Murat Göktepe 14 Ocak 2023 00:02

Güzel bir anı yazısı olmuş sevgili öğretmenim. Elinize ve emeğinize sağlık

Yuksel Turan (Em.Öğrtm) 05 Ocak 2023 12:55

Çook güzel olmuş öğretmenim. Geçmişe dönük anılarımız artısı ve eksisi ile önemlidir. İlk görev yerimiz Demirci'de olduğu gibi... Okuyan,okuduğunu anlayıp anlatabilen ,dusuncelerini aciklayabilen,yorumlayabilen bir toplum olma yolunda sağlıklı ve başarılı bir yıl olsun istiyorum.

Yuksel Turan (Em.Öğrtm) 05 Ocak 2023 12:55

Çook güzel olmuş öğretmenim. Geçmişe dönük anılarımız artısı ve eksisi ile önemlidir. İlk görev yerimiz Demirci'de olduğu gibi... Okuyan,okuduğunu anlayıp anlatabilen ,dusuncelerini aciklayabilen,yorumlayabilen bir toplum olma yolunda sağlıklı ve başarılı bir yıl olsun istiyorum.

Ş.G 04 Ocak 2023 19:32

Çok güzel TEŞEKKÜRLER

Aynur UZUN 04 Ocak 2023 14:09

Elinize kaleminize sağlık müdür babam

Bakmadan Geçme