İki anne ve sözün bittiği yer!

"Yahu siz burada nasıl yaşıyorsunuz, buranın nesini seviyorsunuz diyorlar. Çok zor buna cevap vermek... İnsan memleketini niye sever? Başka çaresi yoktur da ondan. Ama biz biliriz ki; bir yerde mutlu ve mesut olmanın tek şartı orayı sevmektir."
(Vizontele -1- filminden bir replik)
Anlatıyor genç bir anne neden Hatay'dan, Antalya'ya gelip yerleştiklerini.
"Kocam artık çıldırma noktasına gelmişti. Bir sabah gazeteye kara saplı, keskin kurban bıçağını sararken yakaladım. Nedir bu diye sordum, cevapsız bıraktı sorumu. Hemen kayınlarıma haber verdim. Gidip konuşmuşlar. Kocam Suriye'den gele mültecilerin şımarık ve kabadayı tavırlarından söz etmiş. Geçenlerde yolda omuzlamışlar. Kanıma dokundu kendi memleketimde omuz yemek. Ahtım var, bir ikisinin cadde ortasında kellesini indireceğim demiş. Toparladım yükte hafif her şeyi. Çekip geldik Antalya'ya. Kocam işsiz ama pek yakında küçükte olsa bir tantuni salonu açacak. Onlar sözde iç savaşlarından kaçıp memleketimize gelerek kondular; biz de onların şımarık ve terbiyesizliğinden. Suriyeli mültecilerin olduğu her nokta patlamaya hazır mayın noktası gibi. Sabrın tükendiği yerde tükenmemek için buradayız."
Bir başka genç anne anlatıyor:
"Güneydoğuda görev yapıyordu uzatmalı çavuş eşim. Ne zaman dükkânların kepenkleri şakır şukur aşağıya inse, koşup evin kapılarını, pencerelerini kapıyor, çocukları karyolaların altına, dolapların içine sokuyordum. Çünkü o ses dağlardan gelenlerin eylem koyacağının sesi oluyordu. Haberi alan yerli esnaf, ekmek teknesini kepenkleri indirerek güvence altına alırken; biz askeri lojmanlardakilere gelen telefon haberiyle canımızı, canlarımızı serseri bir kurşuna, hain bir rokete karşı koruma altına alıyorduk. Silah sesleriyle yaşamanın ne demek olduğunu o coğrafyada yaşayanlar bilir. Hani Amerikan western filmleri gibi tıpkı... Bir kasaba... Silahlı eylemciler... Kaçışan ve kapı penceresini kapatan kasabalılar gibi. Anlattıklarında inanmamıştım. Yaşayınca doğru olduğunu anladım. Şimdi Antalya'dayız. Henüz o korkuyu üzerimizde taşıyoruz ama bir gün silinip gideceğine inanıyoruz."
İki anne ve sözün bitiği yer...
Hilesiz, eksiksiz, yorumu içinde yaşanmış korku fobisiyle yoğrulmuş iki hayat.
Ya diğerleri? Ya diğer hayatlar?

vanhaber, van, haber, van haber

Bakmadan Geçme