GÜLDÜREN BAYRAMLIK FIKRALAR

Biraz gülelim, güldürelim. Bayramlık fıkralardan bir demet.












 

 

Hani senin boynuzların yok

 

Kurban bayramı arefesinde mini etekli aşırı dekolte giyinmiş bir bayan, o vaziyette kurban pazarına kurban almaya gitmiş. Pazara girer girmez değil insanların, kurbanlık davarların bile dikkatini çekmiş uyanığın biri

- buyrun hanımefendi bir arzunizmi var?
bayan cilveli,cilveli sırıtarak
- kurbanlık bakıyorum
adam bir dudağı yerde, bir dudağı gökte
- kurbanı nedecahsin ben sahan kurban olurum deyince
kadında,
- hani senin boynuzların yok demiş.
- valla sen beni alırsan üç güne kalmaz boynuzlarim çıkar demiş

TEBRİK KARTI

Bir dönem bir genel müdür yardımcılığı yapmış birisi anlatıyor: 
"Sene 1965. Bir genel müdürlükte özel kalem müdürü yardımcısıyım.. Bayrama 10 gün var.. Benim müdür hastalandı.. Ben ise işe gireli 2 hafta olmus, olmamış. 
Genel Müdür bey beni çağırttı: 
- Tebrik kartları hazır mı?.. Şaşırdım: 
- Anlamadım! Hangi kartlar efendim? 
- Aman evladim, Şükrü Bey sana söylemedi mi? Bayram geldi, tebrik kartları şimdiye kadar hazır olmalıydı.. Tüh tüh.. Eyvah... 
- Çabuk hemen hazırlayıverin. 
- Emredersiniz efendim! dedim. Ancak sabaha kadar 3 bin kartı nasıl yazacağım? 
Genel müdür bey, bütün kartları çini mürekkebiyle ve en güzel yazımla yazmamı istedi. 3 bin karttan 2 bin tanesini kendisinden makamca alt'takilere şu sekilde yazacaktım: 
"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim" 
1.000 tanesi de üst makamdakilere olacaktı ve onlarda da şu ifade yer alacaktı: 
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim." Sabaha kadar 3 bin kart, düşünebiliyor musunuz?!?.. 
Ne yapalım? Çaresiz mecburen kolları sıvadım ve başladım öncelikli 2000 karta: 
"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim", 
"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim", 
"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim" 
1, 5, 10, 18, 28, 58, 108, 188, 558.. Yazıyorum, yazıyorum bitmiyor!.. Nasıl sıkıntı bastı bir bilseniz!... 738, 918.. 
2,5 paket Samsun'u bu arada bitirmişim. Öyle işkence çekiyorum ki, ekmek parası olmasa bırakıp kaçacağım. Sıra 2000. karta geldiğinde şafak söküyordu. Ben de bitmişim ama önümde hala yığınla kart duruyor! 
Şimdi de 1.000 tane de üst makamlara yazılması gerekenler var. 4. Paket sigarayla birlikte "Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim"e başladım.. 
Boyuna yazıyorum, göz kapaklarim iyice ağırlaştı, takoz koysam gene de kapanacak. 
209, 529, 689.. Yaz babam yaz.. Ama artık kalemi parmaklarımın arasında tutamaz oldum. Ben kaleme değil, kalem bana hakim: 
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim." 
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim." 
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim." 
Ve bir müddet sonra gerisini nasıl yazmışım hiç hatırlamıyorum: 

"Niyaz ederim başarılı günler sizinle eşinizin bayramını kutlarken.." 
"Kutlarken eşinizin bayramını saygıyla sıhhatli günler diler Niyazi ile beraber ederim.." 
“Sizin, niyazi ile eşiniz birlikte bayramınızı sıhhat dilerim, tebrikle beraber.” 
"Niyazi ile birlikte sizin ve eşinizin bayramını kutlarken ayrıca sıhhatle ederim.." 
"Önce bayramınızı başarılı eder, sonra eşinizle Niyazi'ye tebrikli günler dilerim.." 
"Sizin de eşinizin de Niyazi'nin de bayramını saygıyla eder, sıhhatli tebrik dilerim.."
“Bayramınız niyazi ile sıhhat bulsun, eşiniz ile birlikte tebrik olsun” 
"Sıhhatli eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, Niyazi'ye başarılar diler aynı zamanda ederim.." 
"Bayramınıza etmeden önce eşinizi saygıyla kutlar Niyazi'nin gözlerinden öperim.."
"Sizin de, eşinizin de, Niyazi'nin de, bayramini da, tatilini de, gemlisini de, geçmisini de bayramını beklerim.. Saygiyla tebrik ederken.." 
"Önce niyazi bayramı tebrik etsin, yok öyle yağma, ben size ve eşinize sıhhat dilerim sonra" 
“Bayram günü eşiniz ve niyaziye dikkat edin, size de daha bayram gelebilir.” 
“Niyazi bey bayram günü eşiniz ile birlikte sizi sıhhat ile tebrik etsin” 
“Tebrik ederim niyaziyi, eşiniz ile birlikte sizin bayram sabahı sıhhatinizi dilemiş” 

Sabah tam mesai saatinde, gözlerim kan çanağı bir halde kartları yetiştirdim.. Genel müdür bir-ikisine şöyle bir baktı: "Aferin" dedi. 
"Güzel yazmışsın. Hemen postalayın!" Bizde HEMEN POSTALADIK!.. 

3 gün sonra da önce bizim genel müdürü, sonra da tahmin ettiğiniz gibi bendenizi postaladılar!..Her Gün Bayram Olsa

İLAHİ HOCA

Bir kıtlık zamanıymış. Hoca'nın yolu bir köye düşmüş. Öyle de olmak üzereymiş. Köylüler Hoca'yı köy odasına davet etmişler.

Bir zaman sonra, köy odasına çocuklardan biri girip biri çıkmaya başlamış. Ellerinde de türlü türlü yemekler varmış. Hoca bunları hayretle izlemeye başlamış.

Derken çabucak sofralar kurulmuş. Büyük küçük herkes sofraların başına geçmiş. Hocayı da sofraya çağırmışlar. Çeşitli yemekler, börekler, hoşaşar, tatlılar ikram etmişler. Hoca, hayretler içinde kalmış. Bir ara dayanamayıp:

"-Allah bereketinizi artırsın!" demiş."Burası meğer ne bolluk yermiş! Bizim oralarda ise halk, açlıktan kırılıyor."

Sofradaki köylülerden biri:

"-İlahi Hoca..." demiş. "Sen bayram, seyran nedir bilmez misin? Bugün bayram! Onun için herkes karınca kararınca azığını ortaya döktü. Bolluğun sebebi budur!"

Hoca, bir süre düşündükten sonra:

"-Ah, ah hemşehrim!..." demiş. "Keşke her gün bayram olsa! Olsa da şu ümmet-i Muhammet yiyecek darlığı çekmese..."

ALLAH BİLİR
Bir bayram günü nasreddin hoca komşusuna ziyarete gidince,
komşusu her misafire olduğu gibi
hocaya da bal ikram ediyor.
bir tepsi içinde gelen koca bir petek baldan
her gelen misafir bir iki kaşık alır çekilirmiş.
komşusu bakar ki
hoca kaşığı daldırdıkça daldırıyor.
peteğin yarısına gelmiş daha duracağa da benzemiyor.
dayanamayıp:
- 'aman hoca fazla yeme yoksa için yanar.' deyince hoca cevabı yapıştırır:
- 'kimin içinin yandığını allah bilir.'
 
BAYRAMDAN BAYRAMA

 "Bektaşiye sormuşlar : 

-Rakı içer misin? 
-Akşamdaaaan akşaaaama... 
-Namaz kılar mısın? 
-Bayramdan bayrama, bayramdan bayrama..."

 

Bakmadan Geçme